Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/2794
Karar No: 2022/1060
Karar Tarihi: 30.03.2022

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/2794 Esas 2022/1060 Karar Sayılı İlamı

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/2794 E.  ,  2022/1060 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2020/2794
    Karar No : 2022/1060


    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Akaryakıt Dağıtım Uluslararası Nakliye İnşaat Gıda İthalat İhracat San. ve Tic. AŞ.
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
    VEKİLİ : Av. …
    İSTEMİN KONUSU :Danıştay Onüçüncü Dairesinin 02/07/2020 tarih ve E:2018/533, K:2020/1691 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: 10/10/2017 tarih ve 30206 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 04/10/2017 tarih ve 7319 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının EK-1'inde yer alan Zorunlu Petrol Stoku Kupon Sistemine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Karar ile aynı Kurul kararının EK-2'sinde yer alan Zorunlu Petrol Stoku ve Gelir Payı Yükümlülüklerine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Karar'ın iptali istenilmiştir.
    Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 02/07/2020 tarih ve E:2018/533, K:2020/1691 sayılı kararıyla;
    5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 16. maddesi ile 4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 10. maddesine yer verildikten sonra,
    Zorunlu Petrol Stoku ve Gelir Payı Yükümlülüklerine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Karar Yönünden;
    Uyuşmazlığa konu karar ile Ulusal Petrol Stok Komisyonunun 2017-1 sayılı Kararı ile oluşturulan metodoloji doğrultusunda, lisans sahipleri için ulusal petrol stoku yükümlülüğünün nasıl hesaplanacağı ve bunun Kuruma nasıl bildirileceğine, stok izlemesinin nasıl yapılacağına, ulusal petrol stokunun nerelerde tutulabileceğine, rafinerici lisansı sahipleri için ürün tahvillerinin nasıl yapılacağına, LPG dağıtıcı lisansı sahiplerince, tutmakla yükümlü oldukları stok miktarının azami % 50’sini benzin türlerinden tutabileceğine, gelir payının hangi durumlarda oluştuğuna ve ne zaman ödenmesi gerektiğine ilişkin hususlarda düzenlemeler yapıldığı,
    1973 yılında yaşanan ilk petrol krizini takiben 1974 yılında, krizden ciddi şekilde etkilenen ülkelerin, krizlere karşı ortak hareket etmek amacıyla UEA'yı kurdukları; Ajansın kuruluş anlaşması olan “Uluslararası Enerji Programı Anlaşması”nın genel olarak petrol krizlerine karşı alınacak önlemleri ve petrol stoklarına ilişkin konuları düzenlediği; Ülkemizin de 21/01/1981 tarih ve 2375 sayılı Uluslararası Enerji Programı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun ile anlaşmaya taraf olduğu,
    5015 sayılı Kanun'da ulusal petrol stok yükümlülüğüne ilişkin kurallara yer verildiği ve anılan Kanun'un 16. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Piyasada sürekliliğin sağlanması, kriz veya olağanüstü hâllerde risklerin önlenmesi ve uluslararası anlaşmalar gereği olağanüstü hâl petrol stokları ile ilgili yükümlülüklerin ifası amaçlarıyla bir önceki yıl günlük ortalama kullanımının içindeki net ithalatın en az doksan günlük miktarı kadar petrol stoku tutulur." kuralı ile ulusal petrol stoku yükümlülüğüne ilişkin genel çerçevenin belirlendiği,
    5015 sayılı Kanun'un 16. maddesinin incelenmesinden, ulusal petrol stoğuna esas gün sayısının belirlenmesi, arttırılması, yönetimi, getirilebilecek yükümlülükler, ulusal petrol stoğunun temin süresi, ulusal petrol stoğunun cinsi, miktarı ve stoklama yerlerinin belirlenmesi, ulusal petrol stoğuna dair petrol ve hizmet alımları, stok ve stoklamaya ilişkin diğer kararlar ile tedbirlerin alınması, ulusal petrol stoklarından olağanüstü hâllerde satış yapılması ile Bakanlar Kuruluna sunulacak tekliflerin hazırlanması gibi konularda karar verme yetkisinin Bakanlar Kurulunca bu Kanuna göre kurulacak olan Ulusal Petrol Stoğu Komisyonuna ait olduğu, Komisyon kararlarının uygulanması ve sekreterya işlerinin yürütülmesi ile hukukî işlemlerde muhatabın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olduğunun görüldüğü,
    5015 sayılı Kanun'un 16. maddesinin 5. ve 6. fıkralarına dayanılarak tesis edilen ve 28/01/2005 tarih ve 25710 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 13/01/2005 tarih ve 2005/8374 sayılı Ulusal Petrol Stoğu Komisyonunun Çalışmalarına Dair Esaslar'a ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının 2. maddesinde, ulusal petrol stoğuna esas gün sayısının belirlenmesi, artırılması, yönetimi, getirilebilecek yükümlülükler konusunda kararların alınması, temin süresinin belirlenmesi, cinsi, miktarı ve stoklama yerlerinin belirlenmesi, ulusal petrol stoğuna dair petrol ve hizmet alımları, stok ve stoklamaya ilişkin diğer karar ile tedbirlerin alınması, ulusal petrol stoklarından olağanüstü hâllerde satış yapılması ve Bakanlar Kurulu'na yapılacak tekliflerin hazırlanması, günün ihtiyaçları doğrultusunda belirlenecek diğer görevlerin Ulusal Petrol Stoğu Komisyonunun görevleri olarak sayıldığı,
    Yukarıda yer verilen 5015 sayılı Kanun'un ilgili maddeleri uyarınca 21/04/2017 tarih ve 2017/1 sayılı Ulusal Petrol Stok Komisyonu Kararının alındığı,
    Anılan kararın uyuşmazlığa ilişkin kısımlarında:
    "Karar No:1- Ulusal Petrol Stoku, lisans sahiplerinin tutmakla yükümlü oldukları stoktan ve tamamlayıcı petrol stokundan oluşur ve Ek'te yer alan metodoloji kullanılarak hesaplanır.
    Karar No:2- Lisans sahiplerinin tutmakla yükümlü oldukları petrol stokunun izleme ve denetim faaliyetleri Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından gerçekleştirilir, buna ilişkin usul ve esaslar 01/01/2018 tarihine kadar uygulamaya geçilecek şekilde EPDK tarafından yayımlanır. EPDK tarafından gerçekleştirilen denetim faaliyetine ilişkin sonuçlar yıllık olarak Komisyon'a rapor edilir.
    Karar No:3- Ulusal stokun tamamlayıcı kısmının edinimi ve finansmanı kapsamında gelir payı ödemelerine ilişkin izleme ve denetim faaliyetleri Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından gerçekleştirilir ve buna ilişkin usul ve esaslar 01/01/2018 tarihine kadar uygulamaya geçilecek şekilde EPDK tarafından yayımlanır. EPDK tarafından gerçekleştirilen denetim faaliyetine ilişkin sonuçlar yıllık olarak Komisyon'a rapor edilir.
    Karar No:4- Lisans sahiplerinin tutmakla yükümlü oldukları stokların, hizmet alımı karşılığı diğer lisans sahiplerince tutulabilmesine ilişkin düzenlemeler 01/01/2018 tarihine kadar uygulamaya geçilecek şekilde EPDK tarafından yayınlanır." kurallarına yer verildiği,
    Komisyon kararının ekinde yer alan hesaplama metodolojisinde ise;
    - Ulusal petrol stoğunun bir önceki yılın günlük ortalama kullanımının içindeki net ithalatın en az 90 günlük kısmından oluşacağı şeklindeki ifade ile 5015 sayılı Kanun'un 16. maddesinin birinci fıkrasındaki kurala paralel düzenleme getirildiği; "Ulusal petrol stoku, lisans sahiplerinin tutmakla yükümlü olduğu stok ile tamamlayıcı petrol stokunun toplamıdır." ifadesi ile de Kanun'da öngörülen stok yapısının netleştirildiği,
    - "Petrol stoku her an mevcut ve erişilebilir olmalı, stoklanacak ürünler üzerinde hiç bir kısıtlama veya engellemenin olmaması gerekmektedir." ifadesi ile ulusal petrol stoğunun hedefine uygun olarak düzenleme yapıldığı,
    - Hangi yer ve durumdaki petrolün stoktan sayılıp sayılmayacağına ilişkin hususların düzenlemeye eklendiği,
    - Lisans sahiplerinin yaptıkları ikmallerden hangilerinin stok yükümlülüğü doğuracağına ilişkin hususların düzenlemeye eklendiği,
    - Net ithalat kullanılarak hesaplanacak petrol stoğuna ilişkin metodolojide yer alan ham petrol eşdeğeri dönüşümüne ilişkin değerler olarak (ham petrol için 0,96, akaryakıt için 1,065 ) belirlendiği,
    - 90 günlük net ithalat kavramının netleştirilmesine ilişkin formüllerin belirlendiği,
    - 1 Ocak-31 Mart dönemi için iki önceki yıl, 1 Nisan-31 Aralık dönemi için bir önceki yıla ait verilerin kullanılmasına ilişkin düzenleme yapılarak, stok miktarının sağlıklı olarak belirlenmesi ve takibinin sağlıklı olarak yapılabilmesinin sağlandığı,
    - Lisans sahiplerinin tutmakla yükümlü olduğu petrol stok hesaplama tablosu oluşturularak, zorunlu stok yükümlüsü lisans sahiplerinin, ikmal edebileceği ve stok olarak tutabileceği ürün ve akaryakıtlar ile ürün tahvil katsayıları ve erişilemeyen stok katsayısının belirlendiği, (Ham petrol için 0,96, akaryakıt için 1,065, erişilemeyen stok için 0,9)
    -"Rafinerici ve dağıtıcı lisansı sahiplerinin tutmakla yükümlü oldukları stok miktarının en az %50'si benzin ve/veya motorin türleri ve/veya havacılık yakıtları olarak tutulur. LPG dağıtıcı lisansı sahipleri; tutmakla yükümlü stok miktarının asgari %50'sini LPG olarak, kalan kısmını ise benzin türlerinden tutabilir." kuralı ile Kanun'da atıf yapılan ulusal petrol stoğunun cinsinin belirlendiği,
    Anılan Kurul kararında, "Lisans Sahiplerinin Zorunlu Petrol Stoku Yükümlülüğünün Hesaplanması", "Lisans Sahiplerinin Zorunlu Petrol Stoku Yükümlülüğünün İzlenmesi ve Ürünlerin Tahvili", "Gelir Payı" başlıklı maddelerin yer aldığı; rafinerici, dağıtıcı ve serbest kullanıcı lisans sahiplerinin, tutmaları gereken zorunlu petrol stoğu miktarının (Komisyon kararının eki) Ek-1'de yer alan stok hesaplama yöntemine göre hesaplanacağı, stok izlemesinin, 7204-9 sayılı Stok İzleme Sistemine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Kurul Kararı kapsamında yapılacağının anılan kararda ifade edildiği; söz konusu Karar ile, ulusal stoğun, 7204-9 sayılı Stok İzleme Sistemine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Kurul Kararı kapsamında Kuruma iletilecek veriler ile izleneceğinin düzenlendiği,
    Zorunlu Petrol Stoku ve Gelir Payı Yükümlülüklerine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Karar'ın Ek-1'i Ulusal Petrol Stok Komisyonunun 2017/1 sayılı kararında yer alan hesaplama metodolojisi olduğu; zorunlu petrol stoğuna ilişkin hesaplamanın bu Ek'e göre yapılacağı; Ek-2'de bu karar kapsamında hazırlanan ve lisans sahiplerinin ikmallerine göre tutmaları gereken stok miktarlarını hesaplayıp Kurum'a beyan etmeleri için Formun yer aldığı; Ek-3'ün ise, 5015 sayılı Kanun'un 16. maddesi uyarınca Kuruma verilen ürünler arası tahvil yetkisi kapsamında ürün tahvillerinin hesaplanmasına ilişkin bilgi ve formüllerden oluştuğu,
    Kararda, LPG dağıtıcı lisansı sahiplerinin zorunlu petrol stoklarının %50'ye kadar olan kısmını benzin olarak tutabilmesine ilişkin Komisyon kararı ekinde yer alan metodoloji kapsamında rafinerici ve dağıtıcı lisansı sahipleri LPG dağıtıcı lisansı sahiplerine hizmet verebileceği; böylece, ülkemizdeki LPG depolama kapasitesinin kısıtlı olması nedeniyle LPG sektöründe yaşanan stok tutma problemlerinin de önüne geçilmesinin hedeflendiği; düzenlemede ayrıca, hesaplama metodolojisi kapsamında rafinerici lisansı sahiplerinin zorunlu petrol stoğu yükümlülüğünün en az %50'sini oluşturması gereken benzin ve/veya motorin türlerinin ve/veya havacılık yakıtlarının Kanun'un 16. maddesi uyarınca Kurum'a verilen yetki çerçevesinde diğer ürünlere tahvili konusunda kurala yer verildiği,
    Ulusal petrol stoğunun tutulması için öngörülen sistemde lisans sahiplerinin tutması gereken stoğun, rafinerici, akaryakıt ve LPG dağıtıcılarının günlük ikmallerinin en az 20 katını depolarında tutmasından oluştuğu; tamamlayıcı kısmın ise, tüketici fiyatlarına eklenen gelir payından elde edilen kaynakla rafinerici lisansı sahipleri tarafından tutulan kısım olduğu; açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, ulusal petrol stoğu miktarı olan günlük ortalama kullanımın içindeki net ithalatın en az 90 günlük miktarı ile akaryakıt ve LPG dağıtıcısı ve rafinerici lisansı sahipleri için belirlenmiş ortalama 20 günlük ikmal miktarına karşılık gelen miktar parametreleri birbirinden tamamen farklı olduğu,
    Öte yandan, dava konusu Karar'ın 1 no'lu ekinde yer alan Hesaplama Yöntemi'nin "Ulusal stok hesabı" başlıklı 1. maddesinde, "Bayilere yapılan ikmaller, serbest kullanıcılara ile deniz ve hava araçlarına yapılan tüketim amaçlı ikmaller yurtiçi tüketim olarak kabul edilir. Rafinerici ve dağıtıcı lisansı sahipleri arasında yapılan petrol hareketleri (dağıtıcılar arası ticaret, rafinericiler arası ürün transferi vb.), askeri amaçlı ile transit ve ihracat rejimi kapsamında yapılan satışlar yurtiçi tüketim hesabına dahil edilmez." kuralının, "Lisans sahiplerinin tutmakla yükümlü oldukları petrol stoku hesabı" başlıklı 2. maddesinde ise, "Lisans sahiplerinin tutmakla yükümlü olduğu petrol stokunun hesaplanmasında, rafinerici, akaryakıt ve LPG dağıtıcı, lisansı sahipleri tarafından yapılan ihracat, transit ve askeri satış miktarı ile aynı tür lisans sahiplerinin birbirleri arasındaki yaptığı satışların dışındaki miktar kullanılır." kuralının yer aldığı; söz konusu düzenlemelerin birbirine paralel nitelikte düzenlemeler olduğu; buna göre, rafinerici ve dağıtıcı lisansı sahipleri arasında yapılan petrol hareketleri (dağıtıcılar arası ticaret, rafinericiler arası ürün transferi vb.), askeri amaçlı ile transit ve ihracat rejimi kapsamında yapılan satışlar petrol stoğu tutma yükümlülüğünün kapsamı dışında bırakıldığı; 5015 sayılı Kanunun, akaryakıt ve LPG dağıtıcı, rafinerici lisansı sahiplerinin ikmal ettiği petrol miktarı üzerinden stok tutulmasını zorunlu kıldığından stoklanan petrolde mükerrerlik bulunmadığı,
    5015 sayılı Kanun'un 16. maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesinde "Akaryakıt ve LPG dağıtıcı lisansı sahiplerinin, tank dibi hariç toplam stoğunun yirmi günlük kısmı şirketlerin minimum işletme stoğu olarak alınır ve ulusal petrol stoğundan sayılır." kuralının yer aldığı; bu kuraldan, belli bir miktarın tank dibi olarak ulusal petrol stoğundan sayılmayacağı açıkça anlaşılmakta ise de, bu miktarın ne kadar olacağı konusunda Kanun'da bir kural bulunmadığı,
    Uluslararası Enerji Ajansının konuya ilişkin direktifinde ve ülkemizinde tarafı olduğu Uluslararası Enerji Programı Anlaşmasında ulaşılamayan stok miktarı (tank dibi) için %10 değerinin kullanıldığı; bu kapsamda, Komisyonca tank dibi olarak %10'luk kısmın ulusal petrol stoğundan sayılmaması yönünde 2017-1 sayılı Komisyon kararda bu konuda düzenleme yapıldığı; bu durumda, %10 oranındaki stoğun tank dibi olarak ulusal petrol stoğundan sayılmamasının, uluslararası yükümlülüklerimizden kaynaklanması nedeniyle yerinde olduğu,
    Ulusal Petrol Stok Komisyonunun aldığı kararların, Uluslararası Enerji Ajansının belirlediği hükümler ve hesaplamalar doğrultusunda alındığı; 7319 sayılı Kurul Kararı ile belirlenen stok hesaplama metodolojisinin Komisyon kararında belirlenen yöntemler olduğu; dolayısıyla, hiçbir değişiklik yapılmaksızın, orijinal metinden çeviri yapılmak suretiyle Uluslararası Enerji Ajansının uyguladığı hesaplama yöntemlerinin dava konusu Karara alındığı,
    Zorunlu Petrol Stoku Kupon Sistemine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Kararı Yönünden;
    Ulusal petrol stoğunun iki kısımdan oluştuğu; ilk kısmın, akaryakıt dağıtıcı lisans sahipleri, LPG dağıtıcı lisans sahipleri ve rafinerici lisans sahiplerinin ikmal ettiği günlük ortalama ürün miktarının yirmi katı ile 20.000 ton üzeri tüketimi bulunan serbest kullanıcılarının yıllık tüketimlerinin 15 günlük kısmından oluştuğu; ikinci kısmın ise, tutulması gereken ulusal petrol stoğundan (net ithalatın 90 günlük miktarı) geriye kalan kısım (tamamlayıcı kısım) olup, tutulması için 5015 sayılı Kanun ile rafinerici lisansı sahipleri görevlendirildiği; tamamlayıcı kısmın kaynak ve finansmanının tüketici fiyatlarına ilave edilen gelir payı ile karşılanacağı, gelir payının rafinericilerin piyasaya sürdüğü ürün ve ithalatçıların yaptığı petrol ithalatından elde edileceğinin Kanun'da kurala bağlandığı,
    Kupon sisteminin ise, rafinerici ve dağıtıcı lisans sahiplerinin bir başka lisans sahibi adına zorunlu petrol stoğu tutmasına ilişkin sistemi ifade ettiği; böylece fazla stok bulunduran stok sahiplerinin ilave gelir elde ederek, stok maliyetlerini düşürebileceği, zorunlu petrol stoğu yükümlülüğünü kupon sistemi kapsamında yerine getiren lisans sahiplerinin de daha düşük maliyetlerle yükümlülüklerini karşılayabileceği; kararın amacının, stok yükümlülerinin yükümlülüklerini yerine getirirken tutması gereken stoğun fiziki olarak tutulması yerine, daha düşük maliyetlerle başka lisans sahipleri tarafından da tutulabilir hâle getirilmesinin sağlanması olduğu; söz konusu düzenleme ile yükümlülere stok yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla akaryakıt ve LPG depolamak yerine başkasının mülkiyetinde olan stoğu ürün alımı yapılmadan sadece depolama maliyetine katlanarak kullanma imkânı sunulduğu, bu sayede lisans sahiplerinin yüksek depolama maliyetinden kurtulmasının amaçlandığı,
    Kararın 5. maddesinin 4. fıkrasında, kupon sistemi kapsamında zorunlu petrol stoğunun eksik tutulması durumunda eksik tutulan miktardan hizmet alan ve hizmet verenin müştereken sorumlu olduğu düzenlemesinin yer aldığı; 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, "Hizmet alan: Kupon sistemi kapsamında zorunlu petrol stoku yükümlülüğünü karşılamak üzere bir başka rafinerici ve/veya dağıtıcı lisansı sahibinden hizmet alan rafinerici, dağıtıcı veya LPG dağıtıcı lisansı sahibi", (c) bendinde, "Hizmet veren: Kupon sistemi kapsamında bir başka rafinerici, dağıtıcı veya LPG dağıtıcı lisansı sahibinin zorunlu petrol stoku yükümlülüğünü karşılamak üzere Kurumdan izin alan rafinerici vaya dağıtıcı lisansı sahibi" şeklinde tanımlandığı; öte yandan, 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (h) bendinde, "16 ncı madde uyarınca ulusal petrol stoğu tutma yükümlülüğü bulunan lisans sahiplerine, eksik tuttukları her bir ton ürün için iki yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir..." kuralının getirildiği,
    Söz konusu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, uygulanacak idarî para cezasının stok tutma yükümlüsü lisans sahiplerine uygulanacak para cezası olduğu, ilgili lisans sahiplerinin kimler olduğu Karar'da "hizmet alan" ve "hizmet veren" şeklinde tanımlandığından, kupon sistemi kapsamında zorunlu petrol stoğunun eksik tutulması durumunda eksik tutulan miktardan hizmet alan ve hizmet verenin müştereken sorumlu olduğuna yönelik düzenlemede 5015 sayılı Kanun'un yukarıda değinilen maddesine aykırılık bulunmadığı; bu kapsamda, davacının idarî para cezasının yalnızca dağıtıcılara yönelik olduğuna ilişkin iddiasında hukukî isabet görülmediği; öte yandan, dava dilekçesinde kupon sistemi adı altında hizmet vermeye sadece rafinericinin yetkilendirildiği öne sürülmekte ise de, Karar'da açıkça dağıtıcı lisansı sahipleri ile rafineri lisansı sahiplerinin kupon hizmeti vermeye yetkili olduklarının belirtildiği,
    Dava dilekçesinde, "kupon sistemi"nin stok tutulmasını zorlaştıran ve küçük ölçekli şirketleri büyük ölçekli şirketlere stoklama bedeli ödemeye zorlayan bir sistem olduğu ileri sürülmekte ise de, kupon sistemi, rafinerici veya dağıtıcı lisansı sahibinin bir başka lisans sahibi adına zorunlu petrol stoku tutmasına ilişkin sistemi ifade ettiği; böylelikle fazla stok bulunduran lisans sahipleri ilave gelir elde ederek stok maliyetlerini düşürebilecekken, zorunlu petrol stoku yükümlülüğünü kupon sistemi kapsamında yerine getiren lisans sahipleri de daha düşük maliyetlerle yükümlülüklerini karşılayabileceği zira, kupon sisteminin olmaması durumunda ilgililerin stok yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için ürün ve depolama maliyetine katlanması gerekeceği, oluşan bu maliyetlerin doğrudan tüketici fiyatlarına yansıyacağının açık olduğu; kupon sistemi ile, daha düşük maliyetlerle önceden kurallara bağlanmış şekilde stok yükümlülüğünün yerine getirilmesine olanak sağlandığı; ayrıca, kupon hizmetinden faydalanma konusunda bir zorunluluk bulunmadığı; stok tutma yükümlülerinin istemeleri hâlinde sistemden faydalanabileceği,
    Kararın 8. maddesinin 1. fıkrasında, kupon sistemi kapsamında hizmet vermek isteyen rafinerici veya dağıtıcı lisans sahiplerinin izin için Kuruma başvuracağı, izne ilişkin işlemlerin Petrol Piyasası Dairesi Başkanlığınca sonuçlandırılacağının düzenlendiği; 4628 sayılı Kanun'un 9. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinde, "Bu Kanun, 04/12/2003 tarihli ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu ve diğer kanunlarla Kuruma verilen petrol piyasası ile ilgili düzenleme, rekabet şartlarını oluşturma, tüketici haklarının korunması ile tüketici şikâyetlerinin incelenmesi çalışmalarını yapmak, her türlü lisans, sertifika, izin ve belgelendirmeye ilişkin iş ve işlemleri yürütmek, ulusal marker işlemlerini yürütmek." Petrol Piyasası Dairesi Başkanlığının görevleri arasında sayıldığı,
    Aynı Kanun'un 10. maddesinin birinci fıkrasının (C) bendinin (b) alt bendinde, "Lisans, onay, izin ve vize işlemleri üzerinden alınacak bedeller." in Kurumun petrol piyasası ile ilgili gelirlerinden olduğunun kurala bağlandığı; öte yandan, 5015 sayılı Kanun'un 2. maddesinin 27. fıkrasında, "Lisans", "Bu Kanuna göre gerçek ve tüzel kişilere piyasada faaliyet gösterebilmeleri için Kurul tarafından izin verildiğini gösterir belge" şeklinde tanımlandığı; bu durumda, izin ile lisansın farklı şeyleri ifade ettiği, iddia edildiği gibi iznin bir lisans türü değil, sadece kupon sistemi ile stok tutmak isteyenlerin yeterli kapasiteleri olduğunu, sözleşmelerinde belirtilen stok miktarının sözleşmede belirtilen süreyle tutulacağını garanti edecek imkân ve kapasiteye sahip olduklarını belirterek Kurumdan bu miktar stoğun tutulacağına dair müsaade alınması anlamına geldiği ve Kurumun, izin verme, izin bedelini belirleyerek tahsil etme yetkisinin bulunduğu sonucuna varıldığı; bu itibarla, kupon sistemi kapsamında hizmet vermek isteyen rafinerici veya dağıtıcı lisans sahiplerinin izin için Kuruma başvuracağı, izne ilişkin işlemlerin Petrol Piyasası Dairesi Başkanlığınca sonuçlandırılacağına ilişkin kuralda hukuka aykırılık bulunmadığı,
    Kararın 8. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde, rafinerici ve dağıtıcı lisans sahiplerinin, zorunlu petrol stoğu yükümlülüğünü, Ocak, Şubat veya Mart ayında başvurmaları hâlinde başvuru tarihinden iki önceki takvim yılının tamamında, diğer hâllerde başvuru tarihinden bir önceki takvim yılının tamamında yerine getirmiş olması, izin almanın koşulları arasında sayıldığı; 5015 sayılı Kanun'un 16. maddesi uyarınca, ulusal petrol stoğu mükellefiyetiyle ilgili olarak karar alma yetkisi bulunan Ulusal Petrol Stok Komisyonu'nun 21/04/2017 tarih ve 2017/1 sayılı kararının ekinde yer alan hesaplama metodolojisinde, 1 Ocak-31 Mart dönemi için iki önceki yıl, 1 Nisan-31 Aralık dönemi için bir önceki yıla ait verilerin kullanılmasına ilişkin düzenleme yapıldığı ve Karar'da getirilen düzenlemenin de bu hususun tekrarı niteliğinde olduğu dikkate alındığında, Kurum'un kendisine verilen yetkileri aştığından söz edilemeyeceği,
    Kararın 8. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinde, izin için, dağıtıcı lisans sahiplerine 60.000 ton benzin ve/veya motorin türlerini dağıtıcılar arası ticaret hariç teslim etme zorunluluğu getirildiği; ulusal stoğun kriz hâllerindeki arz güvenliğini sağlamaya yönelik bir uygulama olduğu hususu göz önüne alındığında, söz konusu düzenlemenin Kanun'u aşan bir yönü bulunmadığı gibi, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olduğu sonucuna varıldığı,
    Kararın 8. maddesinin 4. fıkrasında, izin alınması için, Kurum hesabına 50.000,00-TL'nin yatırılması gerektiği kuralı bulunduğu; 4628 sayılı Kanun'un 10. maddesinin birinci fıkrasının (C) bendinin (b) alt bendinde, "Lisans, onay, izin ve vize işlemleri üzerinden alınacak bedeller." Kurum'un petrol piyasası ile ilgili gelirleri arasında sayıldığından, söz konusu düzenlemede hukuka aykırılık görülmediği,
    Dava konusu Kararın diğer maddeleri ile Ek'leri yönünden ise herhangi bir hukuka aykırılık saptanmadığı,
    dava konusu düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu düzenlemelerin, ülkenin güncel ekonomik durumu gözetilmeksizin, mevcut şartlar irdelenmeksizin hazırlandığı; ayrıca dava konusu kararların, Anayasa'nın 48. maddesine göre özel teşebbüslerin milli ekonomi içerisinde faaliyetlerini sürdürebilmelerini engellediği, anılan kararların iptal edilmemesi ile, teşebbüslerin sürdürülebilmesinin önüne geçildiği ve buna ilişkin tedbirlerin alınmadığının görüldüğü; kupon sisteminin, petrol stok yükümlülüğünden kaynaklı bir sistem olduğu, anılan bu sistemi kullanıp kullanmamanın ilgilinin isteğine bırakıldığı ancak stok yükümlülüğünün ilgililer için zorunlu kılınan bir yükümlülük olduğu; kupon sisteminde, başka bir yükümlü adına stok tutacak olan taraf adına, verdiği hizmet için belirlenen herhangi bir ücret sınırı veya tutarı bulunmadığı; bu durumda, kupon sisteminin ilgilisine daha az maliyete sebep olacağı hususunun, her somut olayın maddi koşullarına göre değişkenlik gösterebileceği; öte yandan, aynı sektörde tutunmaya çalışan her tüzel kişilik arasında rekabet ortamı bulunduğu; stok tutmaya elverişli deposu veya teçhizatı bulunan tüzel kişilerin, bulunmayan tüzel kişiliklere nazaran bu haliyle daha çok gelir elde edebileceği; bu durumda, rekabet ortamının dengesizleşeceği ve büyük ölçekli şirketlerin daha çok büyüyeceği, küçük ölçekli şirketlerin ise, piyasada tutunamayacağı; davalı idare tarafından, lisans sahiplerine yıllık belirlenen asgari miktarda akaryakıt satış yükümlülüğü getirildiği ve yılda 60.000 ton beyaz ürün satışı yapamayan dağıtıcı lisans sahiplerinin, lisanslarının davalı idare tarafından iptal edildiği; her ne kadar dava konusu kararlar içeriğinde ilgililerin cirosuyla ilgili herhangi bir düzenleme bulunmamakta ise de, davalı idarenin, satış yükümlülüğü ve stok zorunluluğu getirdiği dayanak Kanun'un aynı olduğu ve Dairenin davanın reddine gösterdiği gerekçenin gerçek durumu yansıtmadığı ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
    "a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
    b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
    c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin reddine,
    2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 02/07/2020 tarih ve E:2018/533, K:2020/1691 sayılı kararının ONANMASINA,
    3.Kesin olarak, 30/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi