Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2021/1918
Karar No: 2022/1703
Karar Tarihi: 30.03.2022

Danıştay 10. Daire 2021/1918 Esas 2022/1703 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2021/1918 E.  ,  2022/1703 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2021/1918
    Karar No : 2022/1703


    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …
    İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    DAVANIN_KONUSU : Davacı tarafından; 27/05/2016 tarihinde taraftar olarak geldiği Konya Büyükşehir Torku Arena Stadyumunda oynanan M. Alanyaspor - Adana Demirspor futbol müsabakası sırasında doğu tribün üst kısmından atılan yanıcı madde nedeniyle gözünden yaralanarak beden gücü kaybına uğradığı ve zararın meydana gelmesinde müsabaka sırasında genel güvenlik hizmetinin sağlanmaması nedeniyle davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle, tazminat ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun davalı idarece reddedilmesi üzerine, uğramış olduğu 97.349,87 TL maddi ile 500.000,00 TL manevi zararın, maddi tazminat için dava tarihinden, manevi tazminat için ise olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden tazmin edilmesine karar verilmesi istenilmiştir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla; maddi tazminat isteminin kabulü ile, 97.349,87 TL maddi tazminatın, ıslah edilen 96.349,87 TL'lik kısma ilişkin ıslah dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği 13/12/2019 tarihinden itibaren, ödenmesine karar verilen 1.000,00 TL maddi tazminat tutarı yönünden ise dava tarihinden (11/08/2017) itibaren işleyecek yasal faiziyle ile birlikte davacıya ödenmesine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olan 24/05/2017 tarihi itibariyle işleyecek yasal faiziyle ile birlikte davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiştir.

    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin kararıyla; davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine, davacının istinaf başvurusunun ise; İdare Mahkemesi kararında yer alan ıslah dilekçesi ile artırılan kısım yönünden ıslah dilekçesinin idareye tebliğ tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğine ilişkin gerekçenin ve buna ilişkin olarak hüküm fıkrasında yer alan ibarelerin karardan çıkarılmasına ve "davacılar lehine ıslah ile hükmedilen 96.349,87 TL'lik kısma dava tarihinden itibaren (11.08.2017) yasal faiz yürütülmesine..." ilişkin ibarenin kararın hüküm fıkrasına eklenmesi suretiyle düzeltilerek reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, meydana gelen olayda 3. kişilerin fiili nedeniyle illiyet bağının kesildiği, özel güvenlik şirketinin de sorumluluğunun bulunduğu, maddi tazminatın hesaplanmasında asgari ücretin esas alınmaması gerektiği, manevi tazminat miktarının yüksek belirlendiği ve mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar, hükmedilen maddi tazminat miktarına işletilecek yasal faizin başlangıç tarihi dışındaki kısımlar yönünden usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu yönlerden bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    Temyiz istemine konu Mahkeme kararının, hükmedilen maddi tazminatın miktar artırım dilekçesi ile artırılan kısmına yürütülecek faizin başlangıç tarihine ilişkin kısmı yönünden incelenmesinde;
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda Danıştay'ın, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
    Tam yargı davalarında istemle bağlı olma kuralının sebep olduğu hak kayıplarının giderilmesi amacıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 16. maddesi, 4. fıkrasına, 30/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile, "Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir." cümlesi; aynı Kanun'un 5. maddesi ile de, 2577 sayılı Kanuna Geçici 7. madde olarak, "Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır." cümlesi eklenmiştir.
    Faiz; en basit biçimiyle, idarenin tazmin borcu bağlamında; kişilerin, idarenin eylem ve/veya işlemlerinden dolayı uğradıkları zararların giderilmesi istemiyle başvurmalarına karşın, idarenin zararı kendiliğinden ödemeyip, yargı kararıyla tazminata mahkûm edilmesi sonucunda, idarenin temerrüde düştüğü tarihten tazminatın ödendiği tarihe kadar geçen süre için 3095 sayılı Kanuna göre hesaplanacak tutarı ifade etmektedir.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren (1) yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren (5) yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği; bu isteklerinin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği kuralı yer almaktadır. Anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, adli yargıda dava açılması halinde adli yargıda dava açıldığı tarih itibarıyla yasal faiz uygulanması, Danıştay'ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
    2577 sayılı Kanunda, tam yargı davalarında, dava dilekçesindeki miktarın artırımına olanak tanıyan düzenleme uyarınca, davanın kabul edilmesi halinde artırılan tazminat miktarı yönünden faize, idarenin temerrüde düştüğü tarih olan miktar artırımına ilişkin dilekçenin idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren hükmedilmelidir.
    Bakılan davada, davacılar tarafından, bilirkişi raporu uyarınca, 29/11/2019 tarihinde Mahkeme kaydına giren dilekçe ile maddi tazminat miktarı 97.349,87 TL tutarına artırılmış, bu dilekçe davalı idareye 13/12/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Dolayısıyla artırılan tazminat miktarı bakımından, idarenin temerrüde düştüğü tarih olan 13/12/2019 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği açıktır.
    İdare Mahkemesince, hükmedilen tazminata dava dilekçesinde yer alan miktar için dava tarihinden, miktar arttırımı yoluyla arttırılan miktar için ise miktar arttırım dilekçesinin idarenin kaydına girdiği tarihten faiz yürütüldüğü görüldüğünden, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararından davacı lehine hükmedilen maddi tazminatın tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine ilişkin gerekçenin çıkarılarak hüküm fıkrasında yer alan "1-) Davacının istinaf isteminin mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığından, istinaf istemlerinin yukarıda açıklandığı şekilde DÜZELTİLEREK REDDİNE," ibaresinin "1-)Davacının istinaf isteminin REDDİNE," şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.
    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalı idarenin temyiz isteminin yasal faizin başlangıç tarihi yönünden KABULÜNE, diğer temyiz istemlerinin REDDİNE,
    2. Davanın kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin … İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan davalı idarenin istinaf başvurusunun reddi, davacının istinaf başvurusunun düzeltilerek reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: … K: … sayılı kararından davacı lehine hükmedilen maddi tazminatın tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine ilişkin gerekçenin çıkarılarak hüküm fıkrasında yer alan "1-) Davacının istinaf isteminin mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığından, istinaf istemlerinin yukarıda açıklandığı şekilde DÜZELTİLEREK REDDİNE," ibaresinin "1-) Davacının istinaf isteminin REDDİNE," şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 30/03/2022 tarihinde esas yönünden oy birliğiyle, faiz başlangıç tarihi yönünden oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.




    (X)-KARŞI OY:

    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği kuralı yer almakta olup, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, görevli olmayan adli yargıda dava açılması halinde adli yargıda dava açıldığı tarih itibarıyla yasal faiz uygulanması, Danıştay’ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
    Dava şartı olan ön karar için idareye yapılan başvuruda ihlal edilen hakkın yerine getirilmesinin istenilmesi esas olup, idare ile işin esasında ihtilafa düşüldükten, başka bir ifadeyle idare tazminat istemi karşısında direnmeye (temerrüde) düşürüldükten sonra davacının tazminat miktarını dava açarken serbestçe tayinine hukuki bir engel bulunmamaktadır. Nitekim Danıştay’ın yerleşik içtihatları da bu doğrultudadır.
    AİHM tarafından, devletin sorumluluğuna ilişkin tam yargı davalarında talep edilen tazminatın daha yüksek olduğunun dava devam ederken anlaşılması durumunda, davacıya talep edilen miktarı arttırma hakkı verilmemesinin adil yargılanma hakkının ihlali olarak kabul edilmesi nedeniyle istemle bağlı olma kuralının sebep olduğu hak kayıplarının giderilmesi amacıyla 2577 sayılı Kanun'un 16. maddesinin 4. fıkrasına 30/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile, “Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir.” cümlesi; aynı Kanun'un 5. maddesi ile de, 2577 sayılı Kanun'a Geçici 7. madde olarak, “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dahil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır.” cümlesi eklenmiştir.
    Aktarılan düzenlemeyle, nihai karar verilinceye kadar harcı ödenmek ve bir defaya mahsus olmak üzere, “süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin” dava dilekçesinde gösterilen tazminat miktarının artırılmasına imkan verilmektedir. Böylelikle, artırılan miktar açısından da dava dilekçesinin verildiği tarihteki hukuksal koşullar geçerli bulunmaktadır.
    Yapılan bu açıklamalar karşısında, miktar artırımına ilişkin dilekçenin yeni bir dava niteliğinde olmayıp mevcut davada talep edilen tazminat miktarının ıslah suretiyle artırımına olanak sağlayan yasal bir hakkın kullanımına ilişkin olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, artırılan tazminat miktarı yönünden davanın kabul edilmesi halinde, yasal faizin başlangıcının bu miktar yönünden de, idarenin uyuşmazlığın esasında ihtilafa, bir başka anlatımla temerrüde düştüğü tarih olduğu; aksi bir durumun hakkaniyete aykırı olacağı sonucuna varılmaktadır.
    Bu itibarla; olayda, davacının miktar artırım dilekçesi ile artırılan kısım yönünden de yasal faizin başlangıç tarihinin talebine bağlı olarak dava tarihi olduğu Bölge İdare Mahkemesi kararının maddi tazminata ilişkin faiz başlangıç tarihi yönünden de onanması gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönden katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi