Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/27970 Esas 2020/509 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/27970
Karar No: 2020/509
Karar Tarihi: 23.01.2020

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/27970 Esas 2020/509 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/27970 E.  ,  2020/509 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı, davalıya vermiş olduğu 2.500,00 TL borç para karşılığında 1.11.1999 tanzim ve 25.04.2000 vade tarihli senet aldığını, senedin ödenmemesi üzerine davalı hakkında başlattığı takibin müracaata bırakıldığını ve zamanaşımına uğradığını ileri sürerek ödenmeyen alacağının vade tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, bozma üzerine davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, eldeki dava ile davalıdan alacaklı olduğu 2.500,00 TL alacağın faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece, bozma üzerine dosyada dinlenen tanık beyanı ile Sulh Hukuk Mahkemesinde dosya davacısının tanık sıfatı ile alınan beyanı arasında borç ilişkisine dair çelişkiler olduğu, senet metninde senedin malen düzenleniğinin yazılı olduğu ve davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya arasında mevcut Erdemli Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/840 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının eldeki davada tanık olarak dinlenen ..., davalının ise, eldeki davanın davalısı ... olduğu, eldeki davanın davacısı ...’in tanık olarak alınan beyanında davalı ...’ın beyaz eşya mağazası olduğunu ve 1999 yılında işlerinde sıkıntı olunca ...’dan aldığı 5000 Dolar karşılığında 2.500,00 TL"lik senet verdiğini, ancak davalının borcunu ödemediğini beyan ettiği anlaşılmaktadır. Eldeki davada dinlenen tanık ... ise davacı ... ile birlikte davalının dükkanını devralma konusunda anlaştıklarını, davacı ile birlikte 2.500,00"er TL bir araya getirerek davalıya verdiklerini, ancak aradan uzunca bir zaman geçmesine rağmen devrin gerçekleşmemesi nedeni ile paralarını geri istediklerinide davalının iki tane senet verdiğini, kendisinin de dava yolu ile alacağını aldığını beyan etmiştir. Her ne kadar mahkemece, dinlenen tanık beyanı ile Sulh Hukuk Mahkemesinde dosya davacısının tanık sıfatı ile alınan beyanı arasında borç ilişkisine dair çelişkiler olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı ..... tanık sıfatı ile alınan beyanında kendisine sorulan sorulara ve yalnız dava konusuna ilişkin olarak cevap vermiş olup, eldeki davaya ilişkin bir beyanda bulunmamamıştır. Dolayısıyla davacının beyanı ile tanık beyanı arasında çelişki bulunduğu kabul edilemez. O halde Mahkemece, davacının davasını kanıtladığı kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan 29,20 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.