Esas No: 2020/4422
Karar No: 2021/14402
Tasarlayarak öldürme - Cürüm işlemek için teşekkül - Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2020/4422 Esas 2021/14402 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tasarlayarak öldürme, Cürüm işlemek için teşekkül
oluşturma
HÜKÜMLER : 1- Sanık ... hakkında;
a- Cürüm işlemek için teşekkül oluşturma suçundan
765 sayılı TCK"nin 102 ve 104. maddelerine göre
davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi
b- Maktuller . ..., ... ve kimliği
meçhul erkek kişiye yönelik azmettirmek suretiyle
tasarlayarak öldürme suçlarından beraat,
2- Sanık ... hakkında;
a- Cürüm işlemek için oluşturulan teşekküle üye
olma suçundan 765 sayılı TCK"nin 102 ve 104.
maddelerine göre davanın zamanaşımı nedeniyle
düşürülmesi,
b- Maktuller ..., . ve ..."e yönelik azmettirmek
suretiyle tasarlayarak öldürme suçlarından beraat,
3- Sanık ... hakkında;
a- Cürüm işlemek için oluşturulan teşekküle üye
olma suçundan 765 sayılı TCK"nin 102 ve 104.
maddelerine göre davanın zamanaşımı nedeniyle
düşürülmesi,
b- Maktuller ... ve ...
Akyol"a yönelik tasarlayarak öldürme suçlarından
beraat,
4- Sanık ... hakkında;
a- Cürüm işlemek için oluşturulan teşekküle üye
olma suçundan 765 sayılı TCK"nin 102 ve 104.
maddelerine göre davanın zamanaşımı nedeniyle
düşürülmesi,
b- Maktuller ..., ...,
..., ..., ...,
..., kimliği meçhul erkek kişi ve
kimliği meçhul kadın kişiye yönelik tasarlayarak
öldürme suçlarından beraat,
c- Maktuller ..., ...,
... ve ..."a yönelik kasten
öldürme suçlarından aynı konuda daha önce açılan ve
sonuçlanan davada verilen beraat hükümlerinin
kesinleşmesi nedeniyle CMK"nin 223/7 maddesine
göre davanın reddi,
5- Sanık ... hakkında;
a- Cürüm işlemek için oluşturulan teşekküle üye
olma suçundan 765 sayılı TCK"nin 102 ve 104.
maddelerine göre davanın zamanaşımı nedeniyle
düşürülmesi,
b- Maktuller ..., . kimliği meçhul kadın kişi ve kimliği meçhul
erkek kişiye yönelik tasarlayarak öldürme
suçlarından beraat,
6- Sanık ... (... ...)
hakkında;
a- Cürüm işlemek için oluşturulan teşekküle üye
olma suçundan 765 sayılı TCK"nin 102 ve 104.
maddelerine göre davanın zamanaşımı nedeniyle
düşürülmesi,
b- Maktuller ..., ...,
..., ..., ...,
... Avşar ve kimliği meçhul kadın kişiye
yönelik tasarlayarak öldürme suçlarından beraat,
c- Maktuller ..., ...,
... ve ..."a yönelik kasten
öldürme suçlarından aynı konuda daha önce açılan ve
sonuçlanan davada verilen beraat hükümlerinin
kesinleşmesi nedeniyle CMK"nin 223/7 maddesine
göre davanın reddi,
7- Sanık ... hakkında;
a- Cürüm işlemek için oluşturulan teşekküle üye
olma suçundan 765 sayılı TCK"nin 102 ve 104.
maddelerine göre davanın zamanaşımı nedeniyle
düşürülmesi,
b- Maktul ..."a yönelik tasarlayarak
öldürme suçundan beraat,
8- Sanık ... hakkında;
a- Cürüm işlemek için oluşturulan teşekküle üye
olma suçundan 765 sayılı TCK"nin 102 ve 104.
maddelerine göre davanın zamanaşımı nedeniyle
düşürülmesi,
b- Maktuller ..., kimliği meçhul kadın kişi ve kimliği meçhul erkek
kişiye yönelik tasarlayarak öldürme suçlarından
beraat.
.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak:
Dosya incelendi.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Katılanların duruşmalı inceleme isteme yetkileri bulunmadığından, katılanlar vekillerinin duruşmalı inceleme isteminin 1412 sayılı CMUK"un 318. maddesi uyarınca REDDİNE karar verilmiştir.
2- Müştekiler Şırnak Barosu Başkanlığı ile ... tüzel kişiliklerinin, sanıklar hakkında tasarlayarak öldürme, cürüm işlemek için teşekkül oluşturma suçlarından açılan kamu davalarına, anılan suçlardan doğrudan zarar görmediklerinden, davaya katılma ve hükmü temyiz etme yetkileri bulunmadığından, vekillerinin davaya katılma ve hükümleri temyiz istemlerinin CMUK’un 317. maddesi uyarınca REDDİNE karar verilmiştir.
3- Katılanlar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve diğerleri vekili Av. ..."nun, dilekçesinde ... adına temyiz isteminde bulunmuş ise de; 25/10/2010 tarihli Cizre Asliye Ceza Mahkemesinde alınan talimat ifadesinde davaya katılmak istemediğini bildiren ... yönünden yaptığı temyiz isteminin CMUK.un 317. maddesi uyarınca REDDİNE karar verilmiştir.
4- Sanık ... hakkında cürüm işlemek için teşekkül oluşturma, sanıklar ..., ..., ..., ..., ...(... ...), ... ve ... hakkında cürüm işlemek için oluşturulan teşekküle üye olma suçlarından açılan kamu davalarının dava zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK"nin 102 ve 104. maddelerine göre düşürülmesine yönelik kararlara ilişkin olarak, Ceza Genel Kurulunun 19/02/2013 gün 2012/6-1490 Esas, 2013/59 Karar sayılı kararında da belirtildiği şekilde; katılanların, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçlarından açılan kamu davasına katılma hakları bulunduğundan, tebliğnamede katılanlar vekillerinin davaya katılma hakları bulunmadığı gerekçesiyle bu hükümlerle ilgili temyiz istemlerinin reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki düşüncesine iştirak edilmemiştir.
5- ... Cumhuriyet Başsavcılığının (TMK 10. maddesi ile görevli) 2012/1347 Esas, 2012/1271 Nolu iddianamesi ile ... (TMK 10 madde ile yetkili) 8. Ağır Ceza Mahkemesine açılan kamu davasının, ... (TMK 10 maddesi ile yetkili) 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 03.12.2012 tarih, 2012/127 Esas ve 2012/51 sayılı kararı ile ... (CMK. 250. maddesi ile Görevli) 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/470 Esas nolu ana dava ile birleştiği, birleşen davada sanıklar ..., ..., ..., ... ... (...) hakkında tasarlayarak öldürme, birden fazla kişiyi aynı sebeple öldürme, cürüm işlemek üzere kurulan teşekküle katılmak suçlarından açılan kamu davalarına dolayısıyla maktuller ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden mağdurların şikayetçi olmaları ve davayı takip etme iradesi göstermeleri nedeniyle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 19/10/2010 tarih ve 2010/149-205 sayılı kararında belirtildiği üzere ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp karara bağlanmayan katılma isteklerinin, temyiz incelemesi sırasında herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını gerektirmiyorsa, karara bağlanması mümkün olduğundan, maktuller ..., ...,
..., ..., ..., ... ve ... yönünden mağdurlar ..., ."ın açılan kamu davasına 5271 sayılı CMK"nin 237/2 ve 260. maddeleri uyarınca katılmalarına karar verilmiştir.
6- Sanıklar ... ve ... (... ...) hakkında, 14. olayla ilgili olarak maktuller ..., ..., ... ve ..."a yönelik tasarlayarak öldürme suçundan verilen hükümler yönünden; sanıkların maktullere yönelik aynı sebep ve kasıt altında birden fazla kişiye yönelik kasten öldürme suçundan yargılandıkları Şırnak Ağır Ceza Mahkemesinin 29/03/2005 gün ve 2003/280 E. - 2005/35 K. sayılı dava dosyasında beraatlerine hükmedildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 14/11/2006 gün ve 2005/2422 E. - 2006/4907 K. sayılı kararı ile hükümlerin onanarak kesinleştiği anlaşılmakla; aynı konuda açılan davanın CMK"nin 223/7. maddesine göre reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, maktuller ..., ..., ... ve ... yönünden katılanlar vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi oy birliğiyle ONANMASINA,
7- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ... hakkında cürüm işlemek için teşekkül oluşturma, sanıklar ..., ..., ..., ..., ...(... ...), ... ve ... hakkında cürüm işlemek için oluşturulan teşekküle üye olma suçlarından açılan kamu davalarının, cezanın üst sınırına göre belirlenen dava zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla, zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK"nin 102/4, 104/3 ve CMK"nin 223/8. maddeleri uyarınca düşme kararı verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden, katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin oy birliğiyle ONANMASINA,
8- Maktul ..."nin öldürülmesi olayında sanık ... hakkında azmettirmek suretiyle tasarlayarak öldürme, sanıklar ... ve ... hakkında tasarlayarak öldürme suçlarından kurulan beraat kararlarına yönelik katılanlar vekillerinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiylehükümlerin isteme uygun olarak, sayın Üye ..."ın karşı oyu ve oy çokluğuyla ONANMASINA,
9- Maktul ..."un öldürülmesi olayında sanıklar ..., ... ve ... hakkında tasarlayarak öldürme suçlarından kurulan beraat kararlarına yönelik katılanlar vekillerinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin isteme uygun olarak oy birliğiyle ONANMASINA,
10- Maktul ..."nin öldürülmesi olayında sanık ... hakkında azmettirmek suretiyle tasarlayarak öldürme suçundan kurulan beraat kararına yönelik katılanlar vekillerinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin isteme uygun olarak, sayın Üye ..."ın karşı oyu ve oy çokluğuyla ONANMASINA,
11- Maktuller ... ve ..."in öldürülmeleri olayında sanık ... hakkında azmettirmek suretiyle tasarlayarak öldürme, sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında tasarlayarak öldürme suçlarından kurulan beraat kararlarına yönelik katılanlar vekillerinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin isteme uygun olarak, sayın Üye ..."in karşı oyu ve oy çokluğuyla ONANMASINA,
12- Maktul ..."ın öldürülmesi olayında sanık ... hakkında azmettirmek suretiyle tasarlayarak öldürme suçundan kurulan beraat kararına yönelik katılanlar vekillerinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin isteme uygun olarak, sayın Üye ..."ın karşı oyu ve oy çokluğuyla ONANMASINA,
13- Maktul ..."ın öldürülmesi olayında sanık ... hakkında azmettirmek suretiyle tasarlayarak öldürme, sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında tasarlayarak öldürme suçlarından kurulan beraat kararlarına yönelik katılanlar vekillerinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin isteme uygun olarak oy birliğiyle ONANMASINA,
14- Maktul ..."un öldürülmesi olayında sanıklar ... ve ... hakkında tasarlayarak öldürme suçlarından kurulan beraat kararlarına yönelik katılanlar vekillerinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin isteme uygun olarak oy birliğiyle ONANMASINA,
15- Maktul ..."ın öldürülmesi olayında sanıklar ... ve ... hakkında tasarlayarak öldürme suçlarından kurulan beraat kararlarına yönelik katılanlar vekillerinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin isteme uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
16- Maktul ..."ın öldürülmesi olayında sanık ... hakkında tasarlayarak öldürme suçundan kurulan beraat kararına yönelik katılanlar vekillerinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin isteme uygun olarak, sayın Üye ..."ın karşı oyu ve oy çokluğuyla ONANMASINA,
17- Maktul ..."in öldürülmesi olayında sanık ... hakkında tasarlayarak öldürme suçundan kurulan beraat kararına yönelik katılanlar vekillerinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin isteme uygun olarak oy birliğiyle ONANMASINA,
18- Maktuller ... ve ..."in öldürülmeleri olayında sanık ... hakkında azmettirmek suretiyle tasarlayarak öldürme, sanık ... hakkında tasarlayarak öldürme suçlarından kurulan beraat kararlarına yönelik katılanlar vekillerinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin isteme uygun olarak, sayın Üye ..."ın karşı oyu ve oy çokluğuyla ONANMASINA,
19- Maktul ..."ın öldürülmesi olayında sanık ... hakkında azmettirmek suretiyle tasarlayarak öldürme, sanıklar ..., ... ve ... hakkında tasarlayarak öldürme suçlarından kurulan beraat kararlarına yönelik katılanlar vekillerinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin isteme uygun olarak, sayın Üye ..."ın karşı oyu ve oy çokluğuyla ONANMASINA,
20- Maktuller ..., ..., ... ve ..." öldürülmesi olayında sanık ... hakkında azmettirmek suretiyle tasarlayarak öldürme, sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında tasarlayarak öldürme suçlarından kurulan beraat kararlarına yönelik katılanlar vekillerinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin isteme uygun olarak, sayın Üye ..."ın karşı oyu ve oy çokluğuyla ONANMASINA,
21- Maktul ..."ün öldürülmesi olayında sanıklar ... ve ... hakkında tasarlayarak öldürme suçlarından kurulan beraat kararlarına yönelik katılanlar vekillerinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin isteme uygun olarak oy birliğiyle ONANMASINA, 25/11/2021 gününde karar verildi.
KARŞI OY:
14.03.1994 tarihinde maktuller ... ve ...’in sanık ...’ün talimatı ile dosyamızdaki sanıklardan ... (Gizli tanık Sokak Lambası) ... (... Uzman), ... (...), ...
(Gizli tanık Tükenmez Kalem - Ferit kod) tarafından alındıkları Silopi yoluna doğru götürüldükleri inci köyü yol ayrımından kırsala doğru stabilize yola girdikleri 1-2 km kadar gittikten sonra kuru bir dere yatağına bu iki maktulün yatırıldığı orada sanıklar tarafından uzun menzilli silah vurularak öldürüldükleri, maktullerin cesedinin dere yatağı içinde bırakıldıkları ve sonradan bulundukları yapılan otopsilerinde de her iki maktulün bu şekilde öldürüldüklerinin sabit olduğu, dosyada önce gizli tanık olarak müdafili ifade veren Tükenmez kalem (...) ve Sokak lambası (...) bu iki maktulün kimler tarafından niçin, nasıl alınıp nerede öldürüldüklerini ayrı ayrı verdikleri müdafili beyanlarında söylemiş ve bu beyanları özünde karşılıklı birbiriyle örtüşmekte olup maktullerin cesetlerinin bulundukları mevki ve yer ve öldürülüş şekilleri dahi bu anlatımlarla özünde örtüşmektedir.
Olayın üzerinden en az 10 yıllık bir süre geçtiği için küçük nüanslardaki farklılıklar maddi deliller ve birbiri ile örtüşen gizli tanık beyanlarının delil niteliğini ortadan kaldırmaz. Bir gizli tanık beyanını hem olayın oluşu, cesedin mevki ve konumu, hem de diğer gizli tanık beyanı desteklemektedir. Gizli tanıkların verdikleri ifadelerden sonradan vazgeçmeleri maddi bulgularla örtüşen bu tanıkların beyanlarını geçersiz kılmaz. Ortada öldürülüp kuru dere yatağında cesetleri bırakılan iki kişi vardır. Her iki gizli tanık da bu olayda birbirlerinin de olduğunu ayrı ayrı ifadeleri ile kabul etmişlerdir. Bu nedenle olayın azmettiricisi olan ve fiilen bu olaya katılan tüm sanıkların ayrı ayrı müsnet suçtan cezalandırılmaları gerekir iken delil yetersizliği nedeniyle beraatlerine karar verilmesine dair mahkeme kararının doğru olmadığı kanaatiyle Dairemizin yerel kararı onaylayan çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 29/09/2021
KARŞI OY:
Tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Sanık ...’ün olay tarihlerinde Cizre Jandarma Komutanı olarak görev yaptığı, PKK terör örgütü ile ilgili terör olaylarının yoğun olarak yaşandığı bölgede sanığın terörle mücadele adına hukuk dışına çıkarak bir örgüt kurduğu, bu örgüte daha önce terör örgütünde bulunup sonradan itirafçı olarak serbest kalan kişiler ile güvendiği bazı uzman çavuş rütbesindeki görevlileri üye olarak aldığı, kendisinin de örgütün lideri olduğu, sanıkların milis gücü olarak tanımladığı ve terör örgütüne yardım ettiklerini düşündükleri kişileri ortadan kaldırmak suretiyle terör örgütünün hareket kabiliyetini sınırlamayı amaçladıkları, tanıklar merkez karakol komutanı ... ... ile karakol komutanı Mehmet Aksoy’un Savcılık tarafından alınan ilk beyanlarında örgütün varlığını ve yapısını samimi olarak anlattıkları, buna göre özetle "... itirafçılardan ve uzmanlardan oluşan 6-7 kişilik bir sorgu ekibi kurmuştu. Bu ekip terör örgütü mensubu olduklarını düşündükleri kişileri gözaltına alıp komando birliğine götürerek sorguluyorlardı. Nezaret defteri, gözaltı defteri onlarda idi. Araç olarak beyaz toros kullanıyorlardı. Yanlarında tabanca ve keleş taşıyorlardı. Kullanılan araçlar ve silahlar envartere kayıtlı değildi. Terör ile ilgili tüm işlemleri onlar yapıyordu. Gözaltına alma ve serbest bırakma işlemlerinden haber vermiyorlardı. Tüm talimatları ...’den alıyorlardı." şeklinde beyanda bulundukları, yine tanık ... "PKK, kardeşimi şehit edince ... ... Paşa bize arama ve gözaltı yetkisi verdi. Abim ...’ın evinin altındaki bodrumu gözaltı odası yaptık. PKK’lıları getirip burada sorguluyorduk." şeklinde beyanda bulunduğu, tutulan tutanak ve evraklardan da anlaşıldığı üzere örgüt üyelerinin sivil dolaştıkları, gerçek kimlikleri yerine kod adı kullandıkları ve tutanaklara da kod adlarını yazdıkları böylece örgütün gizlilik içinde hareket ettiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar örgüt kurma suçu zamanaşımına uğramış ise de olayda sanıkların bir suç örgütü kurdukları ve bu örgütün amaçları doğrultusunda hareket ettikleri sabittir. Sanıklar gizlilik içinde hareket etse de bir süre sonra örgütün halk arasında duyulduğu ve faaliyetlerinden dolayı halk arasında büyük bir korkuya sebebiyet verdiği, sanık ...’ün sanık ...’ın PKK terör örgütü mensuplarınca babası ve bir kardeşinin şehit edilmesi nedeniyle terör örgütüne duyulan öfke ve intikam alma hırsından faydalanarak aynı zamanda korucu olan aile mensuplarını da örgütün amaçlarında kullandığı anlaşılmıştır.
Örgüt tarafından işlenen bazı suçların o tarihte cezaevinde bulunan sanık ...’ın kardeşi ... tarafından ihbar edildiği, daha sonra gizli tanıklar "Tükenmez Kalem" ve "Sokak Lambası" tarafından da bu beyanların doğrulanması üzerine soruşturmanın derinleştirildiği, gizli tanıkların sonradan bazı olaylarda şüpheli olduklarının anlaşılması üzerine şüpheli olarak beyanlarının alındığı, bu aşamalardan sonra şüpheli olan gizli tanıklar ... ve ...’un önceki beyanlarından vazgeçerek olayları inkar yoluna gittikleri, tanık ...’in de sonraki aşamalarda beyanlarından döndüğü görülmüş olup ilk derece mahkemesinin beraat kararı vermesinin temel gerekçesi beyanlar arasındaki çelişkiler ve gizli tanık anlatımlarının mahkumiyet kararı verilmesi için yeterli olmayacağıdır. Gizli tanıklar
bir takım vaadlerle kandırıldıklarını iddia etmiş iseler de 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu’nun 5/1 maddesinde gizli tanık olup koruma altına alınan tanıklara sağlanacak imkanlar yazılı olup tanıkların bahsettiği hususların vaat olmayıp yasa tarafından tanınan imkanlar olduğu, görevlilerin tanıklara bu hakları hatırlatmasında bir usulsüzlük bulunmadığı, bunun dışında sonradan şüpheli olan gizli tanıklar ile tanık ...’in usulüne uygun olarak alınan ilk beyanlarına itibar edilmemesi için bir sebep bulunmadığı, tanıkların kendilerine zarar gelebileceği endişesi ile önceki beyanlarını inkar yoluna gitmelerinin cezadan kurtulmaya yönelik olduğu ve daha sonra verilen bu beyanlara itibar edilmemesinin gerektiği, yine beraat kararı verilmesinin bir diğer gerekçesi beyanlar arasında çelişkiler bulunması olup, üzerinden uzun yıllar geçmiş onlarca olayı tanıkların ve müştekilerin dün yaşanmış gibi anlatmalarının beklenemeyeceği, esasen maktulün üzerindeki kıyafetin rengi, aracın nerede durduğu, kimin elinde tabanca kimin elinde keleş olduğu gibi ayrıntıların suçun sübutu bakımından önem arzetmediği, yine müştekilerin bu kadar uzun süre neden bekledikleri ve şikayetçi olmadıkları gerekçe yapılmış ise de olay tarihlerinde bölgede olağan üstü hal yasalarının mevcut olduğu, adli ve mülki makamların yetkilerinin sınırlandırılıp kolluk güçlerinin yetkilerinin artırıldığı, ... liderliğinde kurulan örgütün bölgede oluşturduğu korku iklimi nedeniyle mağdurların ve maktul yakınlarının başlarına daha kötü olaylar gelmemesi için adli veya mülki makamlara başvuramadıkları, başvuru yapan bazı müştekilerin de bir sonuç alamadıkları, tanık olarak dinlenen bazı kamu görevlilerinin iddiaları doğrulamadıkları gerekçe yapılmış ise de sorulan hususların çoğunun bu görevlilerin icra ettikleri görevlerle alakalı olduğu, doğrulamaları halinde kendilerinin de sorumluluklarının doğacağı muhakkak olduğundan bu şekilde beyanda bulunmalarının olağan olduğu, sanıkların örgüte yardım ettiğini düşündükleri pek çok kişiyi mevuzata aykırı bir şekilde gözaltına alarak türlü işkenceler ettikleri, kimisini serbest bırakıp bazılarını ise kasten öldürdükleri, sanıkların, kişileri gözaltına alırken herhangi bir hukuk kuralına veya mevzuata göre hareket etmedikleri, nereden temin ettikleri anlaşılamayan soyut bilgilere veya ihbarlara göre insanları evlerinden veya iş yerlerinden alarak bilinmeyen yerlerde sorguladıkları, tutulan bazı tutanak içeriklerinden görüleceği üzere sanık ...’ün yargılama makamlarının yerine geçerek yaptığı sorgu sonucunda kişinin PKK’lı olmadığına karar vererek yine kendisinin serbest bırakma kararı aldığı dosya içeriğindeki belgelerle anlaşılmaktadır. Oysa böyle ortamlarda insanların rahatlıkla birbirlerine iftira attığı veya asılsız ihbar ettiği bilinen bir gerçektir. Hukuk sistemi de böyle durumlar için vardır. Anayasamızın 2’nci maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir hukuk devletidir. Yine 17/1’nci maddeye göre herkesin yaşama haklarının bulunduğu, 19’ncu maddeye göre ise kişi hürriyeti ve güvenliğinin anayasal güvence altında olduğu, her ne sebeple olursa olsun hürriyeti kısıtlanan kişinin en kısa sürede hakkında bir karar verilmek üzere yetkili bir yargı merciine başvurma hakkı tanınmasının gerektiği, yine 38/4’üncü maddeye göre suçlu olduğu hükmen sabit oluncaya kadar kimsenin suçlu sayılamayacağı hususları anayasal güvence altındadır. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 2’nci maddesi yaşam hakkını güvence altına almış olup 3’üncü maddesi ise işkenceyi yasaklamıştır. Yine 5’inci madde özgürlük ve güvenlik hakkını güvence altına almaktadır. 6’ncı maddeye göre de bir suçla itham edilen kişilerin yasa ile kurulmuş bir mahkemede adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmektedir. Sanıklar, o dönem içinde bulundukları olağanüstü şartları ve ciddi terör tehditlerini, bu yasal güvenceleri bertaraf etmek için bahane olarak kullanmışlardır.
Tüm bu açıklamalar ışığında, ana hatları ile tüm tanıkların ve tüm müştekilerin beyanlarının örtüştüğü ve bunların maddi deliller ile de desteklendiği olaylar bakımından mahkumiyet kararları verilmesi gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun görüşüne aşağıda anlatılacak olaylar bakımından katılmıyorum.
1. Olay:
14.02.1994 günü maktul ... çalıştığı işyerinin önünde gözaltına alınıp beyaz bir toros marka araca bindirilerek götürülmüş, Silopi karayolu üzerinde kullanılmayan Şahintepe Tesisleri olarak bilinen benzin istasyonunun mescit kısmında kafasına ateşli silahla ateş edilerek öldürülmüş şekilde bulunmuştur.
Tanıklar ..., ... ve ...’ün beyanlarına göre maktulün 21 plakalı beyaz bir toros araçla gelen Jitem mensubu veya polis olduklarını düşündükleri silahlı üç kişi tarafından gözaltına alındığı sabittir. Bu husus gizli tanık olarak beyanı alınan "Tükenmez Kalem" tarafından da doğrulanmıştır. Maktul bu şekilde gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamamıştır. Kardeşi ... savcılığa giderek abisi hakkında bilgi edinmeye çalışmış ancak gözaltına alınanlar arasında olmadığını öğrenmiş, birkaç gün sonra gözaltındakilerin adliyeye getirildiğini öğrenmesi üzerine adliyeye gelmiş, adliyede de abisine rastlamaması üzerine, konuşmalardan bir kişinin öldüğünü duymuş, bu kişinin hastane morgunda olduğunu öğrenince hastaneye gitmiş, ancak ölenin defnedilmek üzere belediyeye teslim edildiğini öğrenince mezarlığa giderek gömülmek üzere olan kişinin kardeşi olan ... olduğunu teşhis etmiştir. Tanık, bu olaydan sonra kendisi ya da başka akrabalarının da gözaltına alınıp kaybolmasından korkarak kardeşi ile birlikte Cizre’yi terkedip İstanbul’a taşınmış, olayla ilgili herhangi bir şikayette bulunmamıştır. Gizli tanık "Tükenmez Kalem" (...) vermiş olduğu ilk beyanında; ...’ün talimatı üzerine örgüte yardım ettiği gerekçesiyle, ... kod adlı uzman, ... kod adlı uzman ile birlikte üç kişi olarak beyaz toros marka araçla maktulü dükkanın önünden alıp araca bindirdiklerini, ... Tepesi tesislerine götürdüklerini, ...’nın maktulü araçtan indirip tesisin içine götürdüğü, bir el silah sesi geldiğini daha sonra ...’nın gelip "pezeveng gitti" dediğini, maktulün kimliğini alıp Jandarma Komutanlığına gittiklerini ... ile aşağıda beklediklerini, ...’nın maktulün kimliği ile ...’ün makam odasına çıktığını ve geri geldiğini söylemiştir. Bu beyan
ana hatlarıyla tanık anlatımları ile uyumlu olduğu gibi gerçekten de maktulün belirtilen yerde kafasına ateş edilerek öldürüldüğü anlaşıldığından maddi delillerle de örtüştüğü görülmektedir. Maktulün dükkanın içinden mi yoksa dışından mı alındığı veya üzerindeki kıyafetin ne olduğunun bir önemi yoktur. Sanık ...’ün o tarihte yurt dışında olduğu sabit ise de talimatın daha önce verildiği, sanıkların eylemi gerçekleştirmek için plan yaptığı ve olay tarihinde fırsat bulunca da eylemi gerçekleştirdiklerinin anlaşıldığı, gizli tanığın maktulün kimliğini bırakmaya gittiklerinde sanık ...’ü gördüğünü söylemediği, ... kod adlı uzmanın kimliği bırakıp geri döndüğünü söylediği, sanığın odasına veya belirttiği bir yere kimliğin bırakılmasının mümkün olduğu, gerçekten de maktulün üzerinden kimlik çıkmadığı, bu anlamda tanık anlatımının bu maddi delil ile de uyumlu olduğu, tanığın öldürme şekli ile ilgili kendisini cezadan kurtaracak şekilde anlatımda bulunması nedeniyle bazı hususları gizlemiş olabileceği, olay yerinde bulunan üç kovanın nedeninin bu olabileceği, maktulün kafasına bir el ateş edilği sübutu bakımından önemli olmadığı, Jandarma komutanlığınca herhangi bir araştırma, soruşturma, kimlik tespitine yönelik basit de olsa bir çalışma yapılmadan ... yerine imzalanan ve savcılığa gönderilen bir tutanakla kişinin "PKK’nın iç hesaplaşması sonucu öldürüldüğü ve gözlerinin bağlanıp kafasına sıkılmasının örgüt içi infaz belirtisi olduğu"nun yazıldığı, oysa DGM savcılığınca eylemin terör örgütü tarafından yapıldığına dair bir delil elde edilemediğinden, suç faillerinin araştırılması için Cizre Cumhuriyet Başsavcılığına yetkisizlik kararı verildiği, böylece sanıkların terör örgütüne yardım ettiğini düşündükleri maktulü öldürmeye karar verdikten sonra eylemin ne zaman nasıl kim tarafından gerçekleştirileceği konusunda plan yaptıktan sonra fırsatını bulunca eylemi gerçekleştirdikleri sabit olduğundan sanıklar ..., ... ve ...’ın 765 sayılı TCK’nin 450/4 veya 5237 sayıl TCK’nin 82/1-a maddeleri gereğince cezalandırılmaları gerektiğinden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
3. Olay:
Maktul ...’nin cesedinin bulunduğu 13.09.1995 tarihinden yaklaşık 1-1,5 ay önce, köye gelen iki beyaz toros araçtan inen sivil kişilerin maktulü evinden alarak götürdükleri ve maktulden bir daha haber alınamadığı, olay günü ise Cizre-Nusaybin Karayolu üzerindeki Varlık Köyü Kurumcu karakoluna 1,5 km mesafedeki arazide üzeri taşlarla örtülü şekilde toprağa gömülü şekilde bulunduğu, kafasına ateş edilerek öldürüldüğünün tespit edildiği, olayın faillerinin bulunamadığı anlaşılmıştır.
Gizli tanık "Tükenmez Kalem" ifadesinde sanık ...’ün odasına belediye başkanı adayı olan ...’ın geldiğini, sanığın ...’ı "sen öleceksin, seçime girmeyeceksin" diye tehdit ettiği, ...’ın da boynunu bükerek oradan
ayrıldığını, sonradan ... ve ...’ın ...’ın arazisini ektirmemek için bir kişiyi tehdit edip sonra infaz ettiklerinin konuşulduğunu ifade ettiği, bunun üzerine soruşturma makamlarınca yapılan araştırmalar neticesinde bu kişinin maktul ... olduğunun anlaşıldığı, tanıklar köy imamı ... ..., maktulün kardeşi ..., oğlu ..., komşu ... ve müşteki maktulün eşi ... maktulün olay günü köye gelen 2 toros marka araçtan inen sivil giyimli, ancak asker olduklarını düşündükleri kişilerce götürüldüğünü, bu araçların köyün girişindeki kontrol noktasında durdurulmadığını, köydeki karakolda bulunan askerlerin de bu sırada çevre güvenliğini sağladıkları, ... Astsubay’ın gelen kişilere maktulün evini gösterdiğini beyan etmişlerdir. Yine tanıklar ... ve ... ve ölen ...’ın oğlu ... ...’ın anlatımlarına göre; belediye başkanlığı seçimlerinde ... ve ...’ın aday olduğu ancak sanık ...’ün ...’ın başkan olmasını istediği ...’ı makamına çağırarak adaylıktan çekilmesi için tehdit ettiği, yine ... üzerinde baskı kurmak için köydeki arazilerini ektirmediği, maktulün kendisine izin verileceğini düşünerek ve maraşlı bir ortak bulmak suretiyle köydeki arazileri ...’tan kiraladığı ve parasını peşin olarak verdiği, bu durumu duyan sanık ...’ün bu kez maktulü tehdit ettiği, maktulün tehdit edildiğini oğluna ve kardeşine söylediği, korkusundan bir süre köye gelmediği, daha sonra ... Alay Komutanı ile görüşerek sanık ...’i komutana şikayet ettiği, Alay komutanlığındaki görevlilerin maktule "köyüne dön, biz ... ile görüşüp durumu hallederiz" demeleri üzerine köyüne döndüğü, şikayet edilmesini ve kendisine karşı gelinmesini hazmedemeyen sanık ...’in örgüt elemanlarına maktulün infaz edilmesi talimatını verdiği, köye gelen örgüt elemanlarının maktulü evinden alarak gömüldüğü bölgede kafasına ateş etmek suretiyle öldürdükleri anlaşılmıştır. Beraat gerekçesinde maktulün köyden alınmasının köyde görevli rütbeli askerlerce doğrulanmadığı belirtilmiş ise de tanık Astsubay ...’ın olay nedeniyle sorumlu tutulabileceği endişesi ile gerçeği söylemesinin beklenemeyeceği, ancak köyde bir kontrol noktası bulunduğu ve buradan geçmeden hiç kimsenin köye giriş çıkış yapamayacağı ayrıca kontrol noktasında giriş çıkışların kayıt edildiği bir defter bulunduğunun anlaşıldığı, tanık anlatımları, müşteki anlatımları, gizli tanık anlatımlarının birbiri ile tamamen uyumlu olduğu ve maddi delillerle de örtüştüğü, sanık ...’in maktulü öldürmeye önceden karar verdiği ve köye dönüşünün takip edildiği, köye dönünce de yapılan plan doğrultusunda maktulün öldürüldüğünün sabit olduğu, olayın esas faillerinin kim olduğu saptanamasa da suçun azmettiricisinin ... olduğu hususunda kuşku bulunmadığı, bu nedenle sanığın 765 sayılı TCK’nin 450/4 veya 5237 sayılı TCK’nin 82/1-a maddeleri gereğince cezalandırılması gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
5. Olay:
Maktul ...’ın terör örgütüne yardım ettiği gerekçesi ile gözaltına alındığı, maktulün ifadesinde örgüte ait sığınakları gösterebileceğini belirtmesi üzerine, sanıkların maktulü alarak olay yerine getirdikleri ve zemininde sığınak olduğu düşünülen mutfağa maktulün sokulduğu, sığınakta bombalı tuzak olabileceği düşüncesi ile sanıkların içeri girmediği, dışarıda bekledikleri, maktulün sığınağın kapağını açtığı anda önceden tuzaklanan bombanın patlaması sonucu parçalanarak öldüğü, olayın bu şekilde gerçekleştiğine dair sanık beyanları ve resmi tutanaklara göre bir tereddüt bulunmadığının anlaşıldığı, her ne kadar gizli tanıklar "Tükenmez Kalem" ile "Sokak Lambası" ve tanıklar ... ile ... maktulün önce silahla ateş edilerek, daha sonra bomba atılarak öldürüldüğü ve tuzaklanan bomba ile öldüğü şeklinde tutanak tutulduğu iddia edilmiş ise de tanık anlatımları arasında derin çelişkiler bulunduğu gibi parçalanan maktulün vücudunda mermi izinin de tespit edilmediği, bu nedenle maktulün kasten öldürüldüğüne ilişkin mahkumiyete yeter delil bulunmamakla birlikte görevleri nedeniyle sığınaklarda bomba tuzaklandığını öngören sanıkların başka türlü tedbir alma imkanı varken hiçbir önlem almadan maktulü içeri gönderdikleri ve sığınağın kapağını açmaya zorladıkları, sanıkların tamamen dışarıda bekleyip içeri girmemelerinden tehlikeyi öngördüklerinin anlışıldığı, eylemin bu haliyle bilinçli taksirle ölüme neden olma suçunu oluşturduğu lehe yasa tespit edilerek zamanaşımı süreleri de dikkate alınarak uygulama yapılması gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
10. Olay:
Maktul ...’ın ilçe merkezinde tablacılık yaparak geçimini sağladığı, olay gecesi PKK’lı teröristlerle güvenlik güçleri arasında ilçe merkezinde çatışma çıktığı, çatışmada ...’ın babası ile bir kardeşinin şehit olduğu, akşam saatlerinde başlayan çatışmaların gece geç saatlere kadar devam ettiği, teröristler ilçeyi terkettikten sonra korucu başı olan ...’a bağlı korucuların intikam almak amacıyla örgüte yakın olduğunu düşündükleri kişilerin evlerine sabaha karşı baskın yaptıkları ve bu kapsamda maktulün evini de bastıkları, dışarı çağırdıkları maktulü önce evinin önünde hafif darp ettikten sonra ileriye götürerek göğsüne 2 el ateş etmek suretiyle öldürdükleri, gün aydınlandığında olay yerine gelen güvenlik güçlerinin maktulün güvenlik güçleri ile çatışmada öldüğüne dair tutanak tuttukları ve otopsi işleminden sonra defnedildiği, maktulün ailesinin korkudan ilçeyi terkettikleri ve evlerine ... tarafından el konulduğu anlaşılmıştır.
...’ın kardeşi olan ve olay günü olay yerinde olduğunu söyleyen tanık ... olayı yukarıdaki şekilde anlatmış olup, maktule ateş eden kişinin ... ... olduğunu söylemiştir. Müştekiler ... ve ... maktulün korucular tarafından götürüldüğünü ve öldürüldüğünü söylemişlerdir. Tanık ... ifadesinde maktulün annesinin o tarihte yanına geldiğini, oğlunun korucular tarafından öldürüldüğünü, ne yapacağını bilmediğini belirttiğini kendisine "Belediye Başkanı ...’ye git" dediğini, maktul belediye tarafından gömülmeden önce maktulü görüp teşhis ettiğini belirtmiştir. Yine tanıklar ...’ın beyanlarından anlaşılacağı üzere sanıklar ... ve ... tarafından maktulün evinin tanıklara verildiğinin anlaşıldığı, böylece maktulün terör örgütü üyesi olduğuna ilişkin dosyada bir delil bulunmadığı çatışma bölgesinde ölü bulununca çatışmada öldüğünün değerlendirildiği, maktulün öldürüldüğü yerin korucuların mevzileri olduğu, maktulün yanında silah bulunmadığı, teröristlerin mevzilere bu kadar yaklaşıp silahı götürmelerinin mümkün olmadığı, üzerinde terörist olduğuna ilişkin kıyafet ya da başka bir teçhizat ele geçirilmediği, maktulün evinden ...’a bağlı korumalar tarafından götürüldüğünün sabit olduğu, tanık ...’in anlatımlarının müştekiler ve maddi deliller ile de desteklendiği, böylece ...’ın talimatı ile ... ... ve ... tarafından öldürüldüğü anlaşıldığından zamanaşımı süreleri de dikkate alınarak ...’nın cezalandırılması gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
12. Olay:
Maktuller ... ve ..."in sanık ...’ün talimatı ile 06.06.1994 tarihinde gözaltına alındıkları, serbet bırakıldıklarına ilişkin tutanak tutulmasına rağmen serbest bırakılmadıkları ve maktullerden bir daha haber alınamadığı sübut bulmuştur.
Maktullerin serbest bırakıldıklarına ilişkin tutanaklar mevcut ise de bu belgelerin usulüne uygun tutulmadığı, gelişigüzel tutulduğu, görevlilerinin isimlerinin belli olmadığı, imzaların maktullere ait olduğunun kanıtlanamadığı, gözaltına alma ve serbest bırakma işlemlerinin mevzuata uygun yapılmadığı, maktullere ait olduğu iddia edilen ifade tutanaklarına göre örgüte yardım ettiklerini ikrar etmelerine rağmen örgütle bir ilgileri olmadığı anlaşıldığından serbest bırakıldıklarına ilişkin tutanak içeriğinin çelişkili olduğu, kaldı ki maktuller ile birlikte gözaltına alınan diğer kişilerin serbest bırakıldığı halde maktullerin tutulmasının bir anlamının olmadığı, sanık ...’ün yargılama makamlarının yerine geçerek yakaladığı kişilerle ilgili hüküm verdiği, tanık beyanlarına göre maktulllerin belirtilen tarihte serbest bırakılmadıkları, gizli tanık "Tükenmez Kalem" (...) ve tanık ...’in anlatımlarına göre maktullerin öldürüldüklerinin anlaşıldığı, gömüldükleri yerlerin tespit edilememesinin öldürülmedikleri anlamına gelmeyeceği, böylece terör örgütünden kaçıp ...’a teslim olan iki teröristin teslim olmadan önce maktullerin evlerinde kaldıklarına dair anlatımları üzerine, maktullerin ...’ün talimatı ile gözaltına alındıkları ve tanık anlatımlarına göre de serbest bırakılmayıp öldürüldükleri anlaşıldığından, sanık ...’ün zamanaşımı süresi de değerlendirilerek cezalandırılması gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
13. Olay:
Maktul ... 10.08.1994 yılında gönüllü korucu olarak katıldığı operasyon bölgesinde kayadan düşme sonucu öldüğü söylenerek, cesedi köye getirilip defnedilmiştir.
Tanık ...’in beyanlarına göre, maktulün daha önce operasyon bölgesine gelen PKK’lı teröristler tarafından örgüte yardım ettiğinin söylenmesi üzerine maktule işkence yapılmaya başlandığı, işkencenin günlerce sürdüğü ve maktulün bu işkence sonucunda öldüğünün belirtildiği, bu beyanların maktul ile aynı yerde bir süre birlikte işkence görüp daha sonra serbest bırakılan maktulün amcasının oğlu tanık ... ... tarafından da doğrulandığı, maktulün kaza ile öldüğü iddia edilmesi ve kazanın operasyon sırasında meydan geldiği belirtildiği halde, resmi olarak hiçbir işlem yapılmadığı, maktulün cesedine otopsi işlemi yapılmadığı, sonradan yapılan fethi kabir ve inceleme neticesinden de bir sonuç elde edilemediği, maktule işkence yapıldığının tanıklar ... ile ... ... tarafından da görüldüğü, maktulün kayalıktan düştüğüne dair ise hiçbir delile ulaşılamadığı, böylece maktulün gördüğü işkence sonucu öldüğü anlaşıldığından sanıkların zamanaşımı süreleri de gözetilerek 765 sayılı TCK’nin 243/23 veya 5237 sayılı TCK’nin 94/4. maddeleri gereğince cezalandırılmaları gerektiği düşündüğümden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
14. Olay:
08.03.1994 tarihinde maktuller ..., ... ve ...’ın taksicilik yapan ...’un aracına Cizre’den Silopiye gitmek üzere bindikleri, yol üzerinde bulunan Botaş Jandarma Karakolunda aracın durdurularak maktullerin araçlarından indirilerek, sanıklara ait toros araçlara bindirildiği, ...’e ait taksinin de yine sanıklarca alınarak üç araç olarak oradan ayrıldıkları, maktullerin kimliklerini topladıkları, yolda giderken maktul ...’in sanıklara fark ettirmeden sürücü belgesini camdan dışarıya attığı, maktullerden birinin öldürüleceklerini anlayarak araçtan atladığı, sanık ...’in bu kişiyi keleşle arkadan tarayarak yaraladığı, daha sonra yaralı şahsı aracın bagajına atarak yollarına devam ettikleri, (1 no’lu ceset olan ...’a ait cesedin sağ kalçasında 3"er adet, sol kalçasında 3"er adet ateşli silah yarası olduğu düşünüldüğünde kaçan kişinin muhtemelen bu şahıs olduğu) ve maktulleri olay yerine getirip ateş ederek öldürdükleri ve oradaki bir çukura gelişigüzel gömerek üzerlerini taşlarla kapatıp kimliklerini sanık ...’e teslim ettikleri olayda,
Yerel mahkemece beraat kararı verilmiş ise de, tanık ... sanıkların, akrabaları olan maktullerden korucu olmaları için talepte bulunduklarını, ancak kabul etmedikleri için tehdit edildiklerini söylemiştir. Gizli tanıklar "Tükenmez Kalem" ve "Sokak Lambası"nın ayrı ayrı alınan beyanlarında olayı yukarıdaki gibi anlattıkları ve talimatı ...’ün verdiğini beyan ettikleri anlaşılmıştır. Gizli tanık beyanlarının tanık ... ...’ın beyanları ile de birebir uyumlu olduğu anlaşılmıştır. Tanık ... ... aşamalarda değişmeyen beyanlarında; kendisinin de o sırada Jandarma kontrol noktasında durdurulduğu için maktullerin araçlara bindirilip götürüldüğünü bizzat gördüğü ve bir süre aynı yerde önlü arkalı gitmeleri nedeniyle araçtan birşeyler atıldığını gördüğü ve atılan şeyin maktul ...’e ait sürücü belgesi olduğu, bunu alıp maktulün kardeşine teslim ettiğini ve maktullerin akrabalarına haber verdiğini söylemiştir. Maktullerin üzerinde herhangi bir kimlik vs. bulunmamıştır. Maktul ...’in akrabaları tarafından teslim edilen sürücü belgesi savcılığın 2009/142 emanet sırasına kayıt edilmiştir. Otopsi tutanağında hiçbir maktulün üzerinden herhangi bir şey çıktığına dair bir kayıt yoktur ve 08.03.1994 tarihli tutanak içeriğinin otopsi tutanağı ile bağdaşmamaktadır. Tanık ... 3 aracın Botaş Karakolu istikametinden gelerek 250-300 metre mesafede durduklarını, araçlardan 10-12 kşinin indiğini, 4 kişiyi çukur bir yere götürerek 7-8 kişinin silahlarla ateş ederek bu 4 kişiyi öldürüp üzerlerini taşlarla örttüklerini ifade etmiştir. Tanık ... ve gizli tanık anlatımları ile bu beyan da uyumludur. Olay yerinde 2+7 adet iki silaha ait boş kovan bulunmuş ise de otopsi tutanağındaki bulgulara göre 8+6+3+4 olmak üzere maktullere en az 21 merminin isabet ettiği, bu nedenle boş kovanların az olmasının daha az silah kullanıldığı veya daha az insanın ateş ettiği anlamına gelmeyeceği, sanıkların maktul yakınlarını şikayetçi olmamaları konusunda tehdit etmiş olmaları nedeniyle şikayetçi olamadıkları, tanık ...’in başından beri verdiği isimlerin gizli tanıklarca da doğrulandığı tüm beyanların ve maddi delillerin birbiri ile uyumlu olduğu, bu nedenle sanıkların atılı suçlardan cezalandırılmaları gerektiği, daha önce haklarında verilmiş ve kesinleşmiş mahkeme kararı bulunan sanıklar ... ve ... ... ile ilgili red kararının onanmasını, diğer sanıklarla ilgili ise bozma kararı verilmesi gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun bu olaylar yönünden verdiği kararlara muhalefet ediyorum. 24.11.2021
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.