1. Hukuk Dairesi 2020/307 E. , 2021/3228 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 10.06.2021 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı, oto galericiliği yapan dava dışı oğlu ..."in ekonomik sıkıntıya düşmesi üzerine aynı işle iştigal eden ve arkadaşı olan davalı ...’in bankadan kredi temin ederek kendilerine yardımcı olabileceği telkini üzerine maliki olduğu dava konusu 2374 ada 1 parseldeki 3 no’lu bağımsız bölümü teminat amacıyla davalıya temlik ettiğini, davalının da bankadan çektiği 200.000-TL krediyi defaten yerine peyder pey kendilerine verdiğini, taşınmazı geri almak istediğinde 220.000-TL ödenmesi halinde tapuyu iade edebileceğini belirterek fazla para istediğini ve taşınmazı iade etmediğini, davalının kendilerini kandırıp taşınmaza ucuz yoldan sahip olmak istediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini, aksi takdirde tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı, satışın gerçek olduğunu, taşınmazın satış bedeli olan 200.000 TL’yi bankadan aldığı kredi ile davacıya ödediğini, davacıyla aralarında başkaca bir anlaşma yapılmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tapu iptal-tescil isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “…dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davacının "inançlı işlem" hukuksal nedenine dayanarak eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; tüm dosya içeriğinin ve toplanan delillerin "inançlı işlem" hukuki nitelendirmesi çerçevesinde yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirilmesi, taraflar arasında yazılı delil ya da yazılı delil başlangıcı sayılabilecek bir belgenin bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması isabetsizdir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafından inançlı işlem iddiasına yönelik yazılı delil sunulmadığı, ancak dava konusu taşınmazın davalıya bedelsiz olarak devredildiği gerekçesiyle tapu iptal-tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, dava konusu 3 no’lu bağımsız bölüm davacı ... adına kayıtlı iken 22.05.2013 tarihinde davalı ...’a satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, mahkemenin Yargıtay"ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan yerel mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar.
Somut olayda, hükmüne uyulan bozma ilamında izlenmesi gereken yol açıkça belirtildiği halde, mahkemece bozma kararında açıklandığı şekilde araştırma ve inceleme yapılmamış, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir.
Hal böyle olunca, hükmüne uyulan önceki bozma kararında açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda ve "inançlı işlem" hukuki nitelendirmesi çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak, 05.02.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca inançlı işlemin belgesi niteliğinde yazılı delil ya da delil başlangıcı bulunup bulunmadığının araştırılması, delil başlangıcı bulunması halinde iddianın her türlü delille kanıtlanması mümkün hale geleceğinden taraf tanıklarının usulünce dinlenmesi, tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.