11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/6273 Karar No: 2019/5565 Karar Tarihi: 24.06.2019
Defter ve belge gizlemek - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/6273 Esas 2019/5565 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, sanık defter ve belge gizlemek suçundan mahkum edilmiştir. Davada, suçtan zarar gören bir kurumun vekili katılmış ve hükmü temyiz etmiştir. Bu nedenle kurumun, aynı Kanun'un 237/2. maddesi uyarınca davaya katılan vekili olarak kabul edilmesine karar verilmiştir. Sanığın uzun süreli hapis cezası ertelenmiş olsa da, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 3. fıkrası gereği, sanığın kendi alt soyu üzerindeki hak yoksunluğu uygulanamayacağına dair bir yanlışlık olduğu belirtilmiştir. Yargılama süreci hukuka uygun olarak yapılmış ve vicdani kanının delillerle uyumlu olarak kesinleştiği anlaşılmıştır. Sonuç olarak, hüküm onanmıştır. Bu kararda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi hakkında açıklamalar yapılmıştır.
11. Ceza Dairesi 2016/6273 E. , 2019/5565 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Defter ve belge gizlemek HÜKÜM : Mahkumiyet
Katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan ve davaya katılma hakları hatırlatılmayan şikayetçi kurum vekilinin, hükmü temyiz etmesi nedeniyle katılma iradesini belirttiğinden, suçtan zarar gören olması nedeniyle şikayetçi kurumun, aynı Kanun"un 237/2. maddesi uyarınca davaya katılan, vekilinin de katılan vekili olarak kabulüne karar verilerek inceleme yapılmıştır. Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun, sanığın kendi alt soyu üzerindeki yetkileri açısından uygulanamayacağının gözetilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan yargılama sürecindeki işlemlerin hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler ile delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, vicdanî kanının deliller ve dosyadaki bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, fiile uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlenip uygulandığı, kurulan hükümde bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmış; katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan, hükmün ONANMASINA, 24.06.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.