Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2014/2561 Esas 2015/963 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/2561
Karar No: 2015/963
Karar Tarihi: 25.02.2015

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2014/2561 Esas 2015/963 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, bakiye iş bedelinin tahsili ve teminat mektupları nedeniyle bankaya ödenen komisyonun tazmini istemleriyle açılmıştır. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz itirazlarının bazıları reddedilmiş, ancak davanın açıldığı tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerektiği belirtilerek kararın bu yönde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur. Kanun maddeleri ise, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 101/I. maddesi olarak belirtilmiştir. Bu maddeye göre, sözleşme ilişkisinden doğan bir alacağa temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp borçlunun yöntemine uygun ihtarla temerrüde düşürülmesi de gerekir.
15. Hukuk Dairesi         2014/2561 E.  ,  2015/963 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, bakiye iş bedelinin tahsili ve teminat mektupları nedeniyle bankaya ödenen komisyonun tazmini istemleriyle açılmış, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delilerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 101/I. maddesi uyarınca sözleşme ilişkisinden doğan bir alacağa temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp borçlunun yöntemine uygun ihtarla temerrüde düşürülmesi de gerekir. Somut olayda, davadan önce borçlunun ihtarla temerrüde düşürüldüğüne dair bir iddia ileri sürülmediği gibi, dosyaya bu yönde bir delil de ibraz edilmemiştir. Bu durumda davalının davanın açıldığı 29.03.2011 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekirken kesin kabul tarihinin faize başlangıç yapılması doğru olmamıştır. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç göstermediğinden 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın faiz başlangıcı yönünden düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın hüküm kısmının ikinci satırındaki “27.05.2003 tarihinden” ibaresinin karardan çıkartılarak yerine “29.03.2011 dava” tarih ve kelimesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 25.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.