1. Hukuk Dairesi 2018/3335 E. , 2019/4122 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ TESCİL-BEDEL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-bedel davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalılar vekilinin istinaf başvurusu kabul edilerek Bölge Adliye Mahkemesince, mahkeme kararının HMK 353/1.b.2. maddesi gereği kaldırılarak, davanın kısmen kabulü ile 23.810 "er TL"nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile davacıya verilmesine ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedelin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı, kardeşi olan davalılar tarafından aleyhine açılan tapu iptali ve tescili davası neticesinde 1144 ve 1015 parsel nolu taşınmazlardaki 288/768 paylarının iptal edilerek murisleri ...’in veraset ilamına göre tesciline karar verildiğini, oysa söz konusu taşınmazlardaki 2/8 er paylarını muristen değil, 1985 yılında dava dışı ...’dan satın aldığını, bu payların da muristen satın alınmış gibi iptaline karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazlardaki 2/8 er payın tapusunun iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde 2/8 paya isabet eden değerin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalılar, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/605 E. 2013/528 K. sayılı kararının bu dava açısından kesin hüküm oluşturduğunu, temyiz edilmeden kesinleşen karara konu olayın hatalı olduğu iddiasıyla yeni dava açılamayacağını, davacının iddialarının yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece,davanın kısmen kabulü ile,tapu iptali ve tescil talebinin reddine, davacının muristen gelmeyen 2/8 payının fazladan davalılar adına tapuya tescil edilmesi ve bazılarının paylarını satması nedeniyle davalıların haksız zenginleştikleri gerekçesiyle bilirkişi raporunda belirlenen pay değeri üzerinden 28.210’ar TL nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karara karşı istinaf talebinde bulunulması üzerine,... Bölge Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 24.05.2018 tarihli ilamı ile mahkeme kararının HMK 353/1.b.2. maddesi gereği kaldırılarak, davanın kısmen kabulü ile 23.810,00"er TL"nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/605 E-2013/528 K sayılı kararı ile , eldeki dosyanın davacısı ... ve dava dışı ... ile ...’ye karşı, yine eldeki dosyanın davalıları olan ..., ... ve ...tarafından muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması neticesinde davanın kabulü ile çekişme konusu 1015 ve 1144 parsel sayılı taşınmazlarda ...adına olan tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında mirasçılar adlarına tesciline karar verildiği, söz konusu kararın temyiz edilmeksizin 09.09.2013 tarihinde kesinleştiği, somut olayda davacı ...’nin çekişme konusu taşınmazlardaki 2/8 payı üçüncü kişiden satın aldığını, bu nedenle bu paylara yönelik kısmın iptaline karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtığı ve söz konusu payın iptali ile adına tesciline olmadığı takdirde bedelin tahsiline karar verilmesi isteminde bulunduğu, yerel mahkemece davanın bedel yönünden kısmen kabulüne karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ise yeniden aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda yine bedel yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 303.maddesinde düzenlendiği üzere
“ (1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
(2) Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder.
(3) Kesin hüküm, tarafların küllî halefleri hakkında da geçerlidir.
(4) Bir dava dolayısıyla ortaya çıkan kesin hüküm, o hükmün kesinleşmesinden sonra dava konusu şeyin mülkiyetini tarafların birisinden devralan yahut dava konusu şey üzerinde sınırlı bir ayni hak veya fer’î zilyetlik kazanan kişiler hakkında da geçerlidir. Ancak, Türk Medenî Kanununun iyiniyetle mal edinmeye ait hükümleri saklıdır.
(5) Müteselsil borçlulardan biri veya birkaçı ile alacaklı arasında yahut müteselsil alacaklılardan biri veya birkaçı ile borçlu arasında oluşan kesin hüküm, diğerleri hakkında geçerli değildir.Somut olaya gelince, tarafları ve konusu aynı olan ve temyiz edilmeden kesinleşen ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/603 E-2013/528 K sayılı ilamının eldeki dava bakımından kesin hüküm teşkil ettiği açıktır.Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kesin hüküm kuralı gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davalıların yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca ...Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/2.maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 2.Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.