22. Hukuk Dairesi 2017/26492 E. , 2019/23496 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı idarede 1992-2012 yılları arasında çalıştığı, yıllık izin ücretinin ödenmediği iddiası ile yıllık izin ücreti alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalının Cevabının Özeti:
Davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe :
Taraflar arasında davanın doğru hasma yöneltilip yöneltilmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Bir kişinin belli bir davada gerçekten davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı hususu usul hukuku değil, dava konusu hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk meselesidir. Bir davanın tarafları o davada gerçekten taraf sıfatına sahip değilse, mahkeme dava konusu hakkın esasına girip karar veremez. Davayı sıfat yokluğundan reddetmesi gerekir. Davacı olma sıfatı dava konusu hakkın sahibine, davalı sıfatı ise sübjektif hak kendisinden istenebilecek kişiye aittir. Kuşkusuz bu hak sözleşmeden, haksız fiilden, sebepsiz iktisaptan veya kanundan doğabilir.
Bir alacak davasında davalı olma sıfatı o alacağın gerçek borçlusuna aittir. Alacak davası, o alacağın gerçek borçlusundan başka bir kişiye karşı açılırsa, dava konusu alacağın mevcut olmadığından dolayı değil, davalının davalı sıfatına sahip olmadığından dolayı reddedilir (Kuru, Baki : Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul, 2001, s.1159).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 124. maddesi ile bir davada taraf değişikliğinin, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olduğu, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilebileceği, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde hâkimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceği düzenlenmiştir.
Hasımda yanılma halinde taraf değişikliği, karşı tarafın muvafakati ile gerçekleştirilebilirken, maddi hata bulunması, dürüstlük kuralına aykırı olmaması veya hasımda yanlışlığın kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde karşı tarafın muvafakati aranmaksızın hakim tarafından kabul edilmek suretiyle yapılabilmektedir.
Bu genel açıklamalar ışığında temyiz itirazlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta, dosya kapsamına göre davacının1992-2001 yılları arasında mevsimlik işçi, 2001 yılından itibaren kadrolu işçi olarak davalı idarede çalıştığı, 15/11/2011 tarihinde 6111 sayılı Yasanın 166/1.maddesi gereğince Karayolları Genel Müdürlüğü"ne naklen atandığı, burada çalışırken 14/05/2012 tarihinde emeklilik suretiyle işten ayrıldığı anlaşılmıştır.
4857 sayılı Kanun"un 59.maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Davacının davalı ... İdaresinden yasa gereği dava dışı Karayolları Genel Müdürlüğü"ne naklen atanması işlemi, işçi devri niteliğinde bir işlem olup iş akdi feshedilmediğinden, devir tarihi itibariyle yıllık izin ücretinin ücrete dönüşmesi söz konusu değildir. Karayolları Genel Müdürlüğü"nde çalışmakta iken emeklilik suretiyle işten ayrıldığı tarihte davacının yıllık izinleri ücrete dönüştüğünden, davacının devir öncesi çalışma süreleri de dahil hak edilen ve kullandırılmayan tüm yıllık izin süreleri karşılığı yıllık izin ücretinden davalı Karayolları Genel Müdürlüğü sorumlu olacağından davanın bu kuruma yöneltilmesi gerekir iken, devirden önceki çalışmalar ile ilgili olan yıllık izinlerden dolayı davalı idarenin sorumlu olduğundan bahisle hasımda yanılarak davalı idareye karşı açıldığı anlaşılmıştır. Kabul edilebilir yanılgıya dayandığından HMK 124.maddesi gereğince davacıya Karayolları Genel Müdürlüğüne karşı davasını yöneltmek için süre verilmeli ve sonucuna göre yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece belirtilen husus gözetilmeden verilen karar hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın sair hususlar incelenmeksizin yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 17/12/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.