Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2019/3320
Karar No: 2022/2025
Karar Tarihi: 30.03.2022

Danıştay 4. Daire 2019/3320 Esas 2022/2025 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/3320 E.  ,  2022/2025 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2019/3320
    Karar No : 2022/2025


    TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- … Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ: Av. …
    2- …
    VEKİLİ: Av. …
    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.
    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem : Davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E: …, K: … sayılı kararda; asıl borçlu S.S. … Üretim ve Pazarlama Kooperatifi adına ödeme emri düzenlenerek tebliğ edildiği sonrasında Kooperatif ile ilgili malvarlığı araştırması ile tespit edilen 5 adet araç ve 5 adet taşınmaza haciz uygulandığı, ancak buna karşılık haczedilen araç ve taşınmazların henüz satılmadığı, dolayısıyla bu satış sonunda Kooperatifin vergi borçlarından ne kadarının karşılanacağının ortaya çıkartılmadığı, davacının kanuni temsilci sıfatıyla sorumluluğu Kooperatifin borç tutarına göre değişeceğinden, öncelikle asıl borçlu Kooperatif adına haczedilen araç ve taşınmazların satışından sonra tutar olarak ortaya çıkacak vergi borcuna göre davacının sorumluluğuna gidilmesi gerekirken, verginin kanuniliği ilkesine aykırı olarak belirli olmayan bir amme alacağının davacının malvarlığından tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
    TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı vekili tarafından, asıl borçlu Kooperatifin yapılandırma başvuruları olduğu, yapılandırmadan sonra borcun yeni bir borç haline geldiği, yapılandırma tarihi itibariyle asıl borçlu Kooperatifin tüm borçlarını karşılayacak mal varlığı olduğu, ilk derece ve Bölge İdare Mahkemesi Kararının gerekçesine müvekkilin yapılandırma sırasında ve sonrasında yetkili ve etkili olmamasından dolayı istese de bu borcu ödeyemeyeceğinden dolayı borçtan sorumlu olamayacağı gerekçesi eklemesi yapılarak ya da iptal hükmü bu yönde ya da terkin şeklinde düzeltilerek onanması gerektiği ileri sürülmektedir.
    TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Yapılan işlemin hukuka uygun aksi yönde verilen kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
    DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra duruşma isteği yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    Davacının kanuni temsilcisi olduğu S.S. … Üretim ve Pazarlama Kooperatifi'ne ait kamu alacaklarının tahsili amacıyla davacı adına … sayılı ödeme emri düzenlendiği, bu ödeme emrinin davacıya tebliğ edilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı, davacının 11/07/2007-07/07/2010 tarihleri arasında Yönetim Kurulu üyesi olduğu, davalı idare tarafından dosyaya sunulan belgelerden S.S. … Üretim ve Pazarlama Kooperatifi adına 31/10/2014 ve 24/11/2016 tarihlerinde 6552 ve 6736 sayılı yasadan faydalanarak yapılandırma talep edildiği ancak ihlal nedeniyle iptal edildiği anlaşılmaktadır.
    S.S. … Üretim ve Pazarlama Kooperatifi tarafından 31/10/2014 ve 24/11/2016 tarihlerinde yapılan başvuru üzerine şirket borçlarının yapılandırılması ile yeni bir hukuki durum ortaya çıkmış olup yapılandırma sırasında borçlu şirketle ilişkisi bulunmayan davacının yapılandırılan borçlar nedeniyle sorumlu tutulması mümkün bulunmadığından, davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla Kooperatife ait vergi borçlarının tahsili için düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
    Bu itibarla, temyize konu kararda sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
    2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
    4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 30/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.



    (X) KARŞI OY :
    Davacı adına, asıl borçlu Sınırlı Sorumlu … Üretim ve Pazarlama Kooperatifi'nin ödenmeyen vergi borçları nedeniyle kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararına yönelik tarafların istinaf başvurusunu reddeden Vergi Dava Dairesi kararının davalı idarece esastan bozulması; davacı tarafından ise gerekçe yönünden düzeltilerek onanması veya bozulması istemiyle taraflarca temyiz yoluna başvurulmuştur.
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Kanuni Temsilcilerin Ödevi" başlıklı 10. maddesinin birinci fıkrasında, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği açıklanmış; ikinci fıkrasında yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen ve kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı kurala bağlanmıştır.
    Vergi tahsilatının hızlandırılması gibi amaçlarla kabul edilen, yeniden yapılandırma yasaları olarak da nitelendirilen, geçici bir dönem için uygulanması öngörülen ve belirli aralıklarla çıkarılan bazı özel yasalarla mükelleflere, kimi koşullarla, vergi borcu yeni vade ve tutarlara bağlanıp, bu borcun bir kısmından vazgeçilmesi gibi kolaylıklar sağlanmaktadır.
    Dayanağını Anayasa'dan alan ve devletin kamusal gereksinimlerini karşılaması için egemenlik gücüne dayanarak tek taraflı iradesiyle kişilere yüklediği bir kamu alacağı şeklinde tanımlanan verginin, yapılandırmaya konu edilerek yeni vade ve tutarlarda ödenmeye bağlanması işleminin, özel hukuktaki borcun yenilenmesi müessesesine benzetilerek, bu durumun, borcun nitelik değiştirmesine ve vergi ödevine ilişkin yükümlülüğü bulunan sorumlunun da değişmesine yol açtığı söylenemez.
    Yeniden yapılandırılan borcun ödenmemesi halinde, diğer bir deyişle yapılandırmaya ilişkin koşulların ihlali nedeniyle hakkın kaybedilmesi ve bunun sonucunda yapılandırmanın iptali durumunda tahsil işlemlerine kalındığı yerden devam edilmesi sorumluluk, takip/tahsilata ilişkin belirli ve öngörülebilir yasa kurallarına dayanmaktadır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin takip ve tahsil usulü 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile düzenlenmiş; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Kanuni temsilcilerin ödevi" başlıklı 10. maddesinde de, kanuni temsilcilerin vergi ödevine ilişkin sorumluluklarını yerine getirmemesi halinde sorumluluğu özel olarak kurala bağlanmıştır. Buna göre, uyuşmazlığın kanuni temsilcilerin vergi borçlarından sorumluluğunun öngörüldüğü yasa kurallarına göre incelenmesi gerekmektedir.
    Olayda, asıl borçlu Kooperatif; 29/04/2011 tarihinde 6111 sayılı Kanun, 31/10/2014 tarihinde 6552 sayılı Kanun ve 24/11/2016 tarihinde de 6736 sayılı Kanun'dan yararlanmak için idareye dilekçe ile başvurmuş, ancak üç yapılandırma sonucunda da hiçbir ödeme yapmamıştır. İdare, her bir yapılandırmayı ödeme koşulunun ihlali nedeniyle ihlal tarihlerinde iptal etmiştir. Bunun üzerine, 2009 ve 2010 yılının muhtelif dönemlerine gelir stopaj vergisi, katma değer vergisi, özel usulsüzlük cezasından oluşan kamu alacaklarının asıl amme borçlusu olan Kooperatiften tahsil imkânı bulunmadığından bahisle davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla dava konusu ödeme emri düzenlenmiştir.
    Açıklanan nedenle, uyuşmazlığın, kanuni temsilcilerin vergi borçlarından sorumluluğuna ilişkin kurallara göre incelenmesi gerektiği görüşüyle, asıl borçlu Kooperatifin borçlarını yapılandırması nedeniyle yeni bir hukuki durumun ortaya çıktığı, yapılandırma aşamalarında kanuni temsilci olmayan davacının yapılandırılan borçlardan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle tarafların temyiz istemlerinin reddi yolundaki karara katılmıyorum.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi