23. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/2091 Karar No: 2018/5108 Karar Tarihi: 01.11.2018
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/2091 Esas 2018/5108 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava kooperatif alacağının temlikinden kaynaklı bir itirazın iptali için açılmıştır. Davacı, kooperatife ait alacakların üyelere eşit olarak pay edildiği ve davalının payına düşen borcun temlik alarak ilamsız icra takibi başlattığını, ancak davacının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu iddia etmiştir. Davalı ise dairenin kat mülkiyetiyle ferdi mülkiyete geçtiğini ve kooperatifin borçlarından sorumlu tutulamayacaklarını savunmuştur. Mahkeme, temlik sözleşmesinin geçerli olduğunu ve davanın reddedilmesi gerektiğini karar vermiştir. Ancak, Yargıtay, Genel Kurul'un verdiği yetkiye dayanarak yapılan temliğin geçerli olduğunu belirtmiş ve davacı yararına kararı bozmuştur. Kararda, hangi kanun maddelerinin uygulandığı belirtilmemiştir.
23. Hukuk Dairesi 2016/2091 E. , 2018/5108 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R - Davacı vekili, arsa sahiplerinden olan müvekkilinin ... Kalite Konut Yapı Kooperatifinden olan alacaklarının, kooperatif genel kurulunda alınan kararla 207 üyeye eşit olarak pay edildiğini, bir üyenin ödemesi gereken rakamın 5.797,10 TL olarak ve 12 taksitle ödemek üzere senet vereceğinin belirlendiğini, akabinde arsa sahipleri ile kooperatif arasında protokol ve temlik sözleşmesi düzenlendiğini, müvekkilinin bu sözleşmeler uyarınca kooperatif üyesi olan ve senet vermekten imtina eden davalının payına düşen borcunu kooperatiften temlik alarak ilamsız icra takibi başlattığını, davacının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalıya ait dairenin kat mülkiyetiyle ferdi mülkiyete geçtiğini, bu tarihten sonra kooperatifin borçlarından sorumlu tutulamayacaklarını savunarak davanın reddini ve %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava dışı kooperatifin 11/11/2012 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında yönetim kuruluna sadece sözleşme yapma hususunda yetki verildiği, yönetim kurulunun temlik sözleşmesi yaparak ortakları borç altına alma yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ve davacının geçersiz de olsa temlik sözleşmesini esas alarak davalı aleyhine ilamsız icra takibi yapmış olmasından dolayı kötü niyetli sayılamayacağına karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava kooperatif alacağının temlikinden kaynaklı itirazın iptali davasıdır. Dava konusu temliğin dayanağı olan 11.11.2012 tarihli olağanüstü genel kurulun 5. maddesinde yönetim kuruluna arsa sahiplerine 1.200.000,00 TL’ye kadar ödeme yapma yetkisinin oybirliği ile verildiği, yönetim kurulunun da bu yetkiye istinaden temlikname düzenleyerek davacıya verdiği sabittir. Genel kurulun iptaline ilişkin herhangi bir iddia ve ispat mevcut olmadığı için verilen bu yetkiye istinaden yapılan temliklerin de geçersizliğinden bahsedilemez. Geçerli bir yetkiye dayanarak verilen temliğin geçerli olduğu anlaşıldığından yargılamaya bu kabul üzerinden devam edilip davalının borç miktarı belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 01.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.