7. Ceza Dairesi 2021/20589 E. , 2021/16457 K.
"İçtihat Metni"
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’na muhalefet suçundan sanık ..."in anılan Kanun"un 63/10 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 52/2. maddeleri gereğince 820,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair KÜÇÜKÇEKMECE 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/05/2018 tarihli ve 2018/4 esas, 2018/286 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 10.12.2019 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.12.2019 tarihli ve KYB. 2019-130081 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre;
1- Sanık hakkında 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine 11/01/2011 tarih ve 6099 sayılı Kanun"un 3. maddesi ile eklenen "bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır" hükmü karşısında, sanık ...r"in MERNİS adresine doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca ön ödeme teklifi tebliğinin usule aykırı olduğunun anlaşıldığı cihetle, usulüne uygun ön ödeme ihtarı yapılmadan kamu davasının açıldığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- Kabule göre de, benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 03/03/2016 tarihli ve 2014/21037 esas, 2016/1833 karar sayılı ilâmında yer alan, "... Sanığın, katılanın kimlik bilgilerini kullanarak hat çıkartan kişinin ... Tatlılıoğlu olup olmadığı konusunda gerekli araştırma yapmayarak abonelik sözleşmesi yaptığından bahisle özel belgede sahtecilik suçuna iştirak ettiği gerekçesi ile hakkında açılan kamu davasında, aşamalardaki savunmalarında suçlamayı red etmesi, Samsun Kriminal Polis Laboratuvarının 16.07.2012 tarihli raporunda sözleşme altındaki imzaların katılana ait olmadığının tespit edilmesine rağmen; sözleşme ile ekindeki nüfus cüzdan fotokopisi üzerindeki yazı ve rakamlar ile sözleşmedeki katılana atfen bulunan imzaların sanığın eli ürünü olduğu hususunda bir araştırma yapılmadan kararın verilmiş olması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; suça konu sözleşme ile ekindeki belge üzerindeki yazı ve rakamlar ile sözleşmedeki katılana atfen bulunan imzaların sanığın eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması..." şeklindeki açıklamalar karşısında, somut olayda; adı geçen sanığın müştekinin bilgisi dışında nüfus cüzdanı fotokopisi ve kimlik bilgilerini kullanıp müşteki adına imza atarak sahte cep telefonu aboneliği sözleşmesi düzenlediğinden bahisle mahkûmiyetine karar verilmişse de, söz konusu abonelik sözleşmesi suretinin incelenmesinde Seta İletişim Merkezi isimli bir işyerine ait kaşe ve bir imza bulunduğu, bununla birlikte soruşturma esnasında ilgili Gsm şirketinden gelen yazı cevabına göre, abonelik sözleşmesini düzenlediği bildirilen bayi yetkilisi olan sanığın ifadesine başvurulduğu, ancak sanığın suça konu abonelik sözleşmesini kendisinin düzenlemediğini, imza ve yazı örneğinin kendisine ait olmadığını, söz konusu sözleşmenin alt bayi tarafından düzenlendiğini belirterek üzerine atılı suçlamayı reddetmesi karşısında, söz konusu hatta ilişkin abonelik sözleşmesi aslının dosyaya temin edilerek sanık, müşteki ve ilgili alt bayide çalıştığı bildirilen kişilerin imza ve yazı örnekleri temin edilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, yargılama aşamasında da sanık aleyhine bir delil elde edilemeden, gerekçeli kararda atılı suçu adı geçen
sanığın işlemiş olduğuna dair hiçbir delil ve gerekçeye yer verilmeden, yalnızca sanığa ön ödeme teklif edilip ödeme yapılmaması üzerine sanığın eyleminin sabit olduğundan bahisle mahkûmiyet kararı verilmesinde, isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanık hakkında 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesine 11/01/2011 tarih ve 6099 sayılı Kanunun 3. maddesi ile eklenen "bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır" hükmü karşısında, sanık ..."in MERNİS adresine doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca ön ödeme teklifi tebliğinin usule aykırı olduğunun anlaşıldığı cihetle, usulüne uygun ön ödeme ihtarı yapılmadan kamu davasının açıldığından Küçükçekmece 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/05/2018 tarihli ve 2018/4 Esas, 2018/286 sayılı kararının CMUK"nun 309. maddesi uyarınca, sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 20/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.