
Esas No: 2022/5004
Karar No: 2022/7241
Karar Tarihi: 17.05.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/5004 Esas 2022/7241 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İş Mahkemesi'nde görülen bir davanın temyiz incelemesi sonucunda, davalı şirketin ticaret sicilinden terkin edilmesi nedeniyle hüküm verilmesinin hatalı olduğu ve birleşen dava dosyasının hatalı bir şekilde yazıldığı tespit edilmiştir. Tüzel kişiliği sona eren davalı şirketin ihyası için tasfiye memurluğu ile Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne husumet yöneltilerek ayrı bir dava açılması için davacı tarafa uygun bir süre verilmelidir. Temyiz konusu hükme ilişkin dava, kanunda belirtilen sınırlı hallerden hiçbirine uymadığından, davalıların temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verilmiştir. Hüküm tarafların ve davaya katılanların kimliklerinin belirtilmemesi ve birleşen dava dosyasının hatalı yazılması nedeniyle usul ve yasaya aykırıdır. Kanun maddeleri: 6100 sayılı HMK’nın 297/1-b maddesi, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesi, Medeni hakları kullanma ehliyeti, Fiil ehliyeti, Taraf ehliyeti, Medeni hukukun haklardan istifade ehliyeti.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraflarca temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, davalıların temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya kapsamından, birleşen dosyanın davalısı ... Alüminyum Cephe Sis. San. Tic. Ltd. Şti.’nin ticaret sicilinden 10/01/2020 tarihinde terkin edildiği, karar başlığında birleşen dava dosyasının davalısı olan ... Alüminyum Cephe Sis. San. Tic. Ltd. Şti.’nin gösterilmediği, birleşen dava dosyasının esas numarası 2018/305 olduğu halde hüküm fıkrasında 2019/305 olarak yazıldığı anlaşılmaktadır.
Dava ehliyeti, kişinin bizzat veya vekili aracılığıyla bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir; dolayısıyla, medeni hakları kullanma ehliyetine (fiil ehliyetine) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler.
Taraf sıfatına gelince; bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
Eş söyleyişle, sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir (Baki Kuru-Ramazan Arslan-Ejder Yılmaz, Medeni Usul Hukuku, 7. baskı, ... 1995, s. 231). Bu nedenle, davanın tarafları, taraf ehliyetine sahip olmalıdır. Yani, bir davada taraf olabilmek için, ya hakiki şahıs; ya da hükmi şahıs olmak gerekir. Zira, taraf ehliyeti, medeni hukukun haklardan istifade ehliyetine tekabül eder (Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, C. I-II, 7. Baskı, ... 2000, s.288). Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.06.2007 tarih, 2007/10-358 Esas, 2007/337 Karar sayılı kararında da benimsendiği üzere; ticari şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerekir. Şayet tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. Bu durumda, tüzel kişiliğin yeniden ihyasına gidilerek taraf teşkili sağlanmak suretiyle yargılamanın devamının sağlanması gerekir.
Öte yandan 6100 sayılı HMK’nın 297/1-b maddesine göre hüküm tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini içermelidir.
Somut olayda, hakkındaki davada aleyhine hüküm kurulan davalı ... Alüminyum Cephe Sis. San. Tic. Ltd. Şti.’nin karardan önce ticaret sicilinden terkin edildiği açık olduğuna göre, mahkemece taraf ehliyeti bulunmayan adı geçen davalı hakkında karar verilmesi isabetsizdir. Yine karar başlığında birleşen dava dosyasının davalısı olan ... Alüminyum Cephe Sis. San. Tic. Ltd. Şti.’nin gösterilmemesi hatalı olup birleşen dava dosyasının esas numarası 2018/305 olduğu halde hüküm fıkrasında 2019/305 olarak yazılması da doğru değildir.
Şu halde yapılması gereken iş; anılan HGK kararı çerçevesinde, tüzel kişiliği sona eren davalı ... Alüminyum Cephe Sis. San. Tic. Ltd. Şti.’nin ihyası için tasfiye memurluğu ile Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne husumet yöneltilerek ayrı bir dava açılması için davacı tarafa uygun bir süre vermek, ihya davası açıldığı takdirde bu davanın sonucunu beklemek, tüzel kişiliğin yeniden ihyası halinde, taraf teşkili sağlandıktan sonra karar başlığında ... Alüminyum Cephe Sis. San. Tic. Ltd. Şti.’nin de gösterilmesi gerektiğini, birleşen dava dosyasının esas numarasının 2018/305 olduğunu da göz önünde bulundurarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, mahkemece yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, temyiz eden tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harçlarının istek halinde yatıran ilgilisine iadesine, 17/05/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.