
Esas No: 2022/4013
Karar No: 2022/7284
Karar Tarihi: 17.05.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4013 Esas 2022/7284 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/4013 E. , 2022/7284 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No : 2021/1296-2022/2
İlk Derece
Mahkemesi : ... 9. İş Mahkemesi
Dava, davacıya ölen oğlunun 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı nedeniyle ölüm aylığı bağlanması talebinin reddine ilişkin aksi Kurum işleminin iptali ve aylık bağlanması istemlerine ilişkindir
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 27.09.1996 tarihinde vefat eden oğlu ...’ın 506 sayılı Kanun kapsamında ölüm aylığının bağlanmasına yetecek sürede uzun vadeli sigortalara ödenmiş bulunan primleri bulunması nedeniyle bunların kurumca değerlendirilerek ve muhtaçlığının da gözetilerek 5510 sayılı Yasanın 32-33-34 ve 35. maddelerine istinaden 15.05.2017 tarihli dilekçesi ile talep tarihinden itibaren kendisine müteveffa oğlu ... üzerinden aylık bağlanmasının talep edildiğini, davalı kurum tarafından müvekkiline gönderilen 21.06.2017 tarihli ret yazılarında" ilgi sayılı dilekçenize istinaden tarafınıza aylık bağlanabilmesi için, 506 sayılı Kanunun 106. maddesinin ( C ) Bendi gereğince geçiminizin oğlunuz ...’ın sağlığında iken bizzat kendisi tarafından sağlanması gerekmektedir. Kurumumuz Denetim Elemanlarınca yapılan araştırma neticesinde; oğlunuzun sağlığında iken geçiminizi sağlamadığı tespit edildiğinden, anılan Kanun Hükmü gereğince tarafınıza oğlunuzdan dolayı herhangi bir aylık bağlanması imkanı bulunmamaktadır." Denildiğini, müvekkilinin talep tarihindeki Yasa kuralına göre aylık bağlanması gerekirken usul ve yasaya aykırı biçimde ölüm tarihindeki Yasa kuralını gerekçe göstererek talebinin hukuka aykırı bir şekilde reddedildiğini, davalı Kurumun müvekkiline gönderdiği yazılarında belirtildiği üzere müvekkilinin oğlunun ölüm tarihindeki yasa kuralı geçimini oğlu ... sağlığında iken bizzat kendisi tarafından sağlanması gerektiği yönündeki Yasa kuralı önce 4958 sayılı Yasanın Ek 46 no maddesi ve daha sonra da 5510 sayılı Yasanın 34. maddesi hükümleri dikkate alınarak ölüm aylığı bağlanması gerektiğini, müteveffanın ölüm tarihindeki Yasa kurallarının yanında, hak sahibinin hak sahipliğini kazanıldığı Yasa kurallarına kurumunuzca öncelik tanındığı ve ölüm aylıklarının da bu doğrultuda bağlandığı hususlarında kuşku bulunmadığını, hak sahibinin hak sahipliği niteliğinin kazanıldığı tarihteki yasa kuralının uygulandığı hususlarında kuşku bulunmadığının mahkemenizce gözetilerek 5510 sayılı Yasanın 34. maddesinin (d) bendi ve zamanaşımını düzenleyen 5510 sayılı Yasanın 97. maddesi hükmünün birlikte gözetilerek müvekkiline müteveffa oğlu ... üzerinden 506 sayılı Yasa kapsamında bulunan Uzun Vadeli Sigorta kollarına ödenen ve ölüm aylığı bağlamaya yetecek sürede bulunan primlerinin dikkate alınarak 15.05.2007 tarihli talebine istinaden 5510 sayılı Yasanın 32-33-34 ve 35. madde hükümleri ve 5510 sayılı Yasanın zamanaşımını düzenleyen 97. maddesi hükmü gözetilerek, müvekkilime müteveffa oğlu ...’ın 506 sayılı Yasa kapsamında bulunan sigortalılığı üzerinden ölüm aylığının bağlanmasına, aksine Kurum işleminin iptaline, birikmiş ölüm aylıklarının da her bir aylığın hak ediş tarihlerinden itibaren hesaplanacak yasal faizleri ile birlikte müvekkiline ödenmesine dair karar verilmesini” talep ve dava etmiştir.
II- CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yasal dayanağının 506 sayılı Yasanın “Ana ve Babaya Aylık Bağlanması” başlığını taşıyan 69. maddesi olduğunu, bu maddeye göre; "Sigortalının ölümü tarihinde eşine ve çocuklarına bağlanması gereken aylıkların toplamı, sigortalıya ait aylıktan aşağı olursa, artanı, eşit hisseler halinde, sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Kanuna göre bağlanan aylık hariç olmak üzere buralardan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almayan ana ve babasına aylık olarak verilir. Ancak, bunların her birinin hissesi sigortalıya ait aylığın % 25 ini geçemez."Maddenin 29/7/2003 tarihli ve 4958 sayılı Kanunun 35. maddesiyle değiştirilmeden önceki halinde ise, "sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Kanuna göre bağlanan aylık hariç olmak üzere buralardan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almayan" ibaresinin yerine "geçiminin sigortalı tarafından sağlandığı belgelenen" ibaresinin mevcut olduğunu, bu durumda davacının ölen sigortalı oğlunun ölüm tarihi 27/09/1996 olduğundan ve öldüğü tarihte 506 sayılı Yasanın 69. maddesine göre aylık bağlanma koşulları arasında geçiminin sigortalı tarafından sağlandığının belgelenmesi" şartı arandığından; müvekkili Kurumun, davacının geçiminin sağlığında oğlu tarafından sağlanmamış olduğu gerekçesiyle, davacının talebini reddetmesine yönelik işleminin yerinde olduğunu, davacının, talep tarihindeki Yasa kuralına göre aylık bağlanması gerektiği iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, 506 sayılı Kanunun 69. maddesinde 4958 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğin geçmişe etkili olacağına dair, anılan Kanunda ayrıca ve açıkça bir hüküm bulunmadığını, değişik hükmün geçmişe etkili olması yani geriye yürümesinin hukuken mümkün olmadığını beyanla davanın reddine dair karar verilmesini” talep etmiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davanın kabulü ile,
Davacı ...’a 01.07.2012 tarihinden itibaren ... T.C. Kimlik nolu, ... sigorta sicil numaralı müteveffa oğlu ...’dan dolayı ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine, bağlanması gereken her bir aylığın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Kurumdan alınarak davacıya verilmesine,
İSTİNAF:
Davalı Kurum vekili tarafından anılan karara yönelik istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
... 9. İş Mahkemesi'nce verilen 18.02.2021 Tarih ve 2018/430 E, 2021/36 K sayılı karara yönelik davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekilince, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın, yasal düzenlemelere uygun olmadığı, hatalı yorumlandığı, belirtilerek kararın bozulmasını talep edilmiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Anne ve babaya gelir bağlanmasını düzenleyen ve davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 24. maddesine göre, ölen sigortalının ana ve babasına gelir bağlanması için, ana ve babanın geçiminin sigortalı tarafından sağlanması gerekirken, anılan maddede, 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4958 sayılı Yasanın 35. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu, “geçiminin sigortalı tarafından sağlanması” koşulu kaldırılarak, “sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Yasaya göre bağlanan aylık hariç olmak üzere buralardan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almayan anne ve babaya gelir bağlanacağı” belirtilmiştir.
Dosya kapsamı incelendiğinde; 27/09/1996 tarihinde vefat eden sigortalı ...’ın hak sahibi ...’a ölüm geliri bağlandığı, hak sahibi kızın 26/04/2016 tarihinde evlenmesi ile evlenme yardımı ödeneği ödendiği ve gelirden çıktığı, davacının en son 15/05/2017 tarihli tahsis talep dilekçesi ile müteveffa oğlundan aylık bağlanması için kuruma müracaat ettiği, kurum denetmeni tarafından hazırlanan rapor ile “Oğlunun sağlığında iken geçimini sağlamadığı tespit edildiğinden” tahsis talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, dinlenen tanıklar, yapılan emniyet araştırması ve getirtilen tapu kayıtlarına göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece verilen karar eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
5510 sayılı Kanunun 34'üncü maddesinin (d) bendi, "Hak sahibi eş ve çocuklardan artan hisse bulunması halinde her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması şartıyla ana ve babaya toplam % 25'i oranında; ana ve babanın 65 yaşın üstünde olması halinde ise artan hisseye bakılmaksızın yukarıdaki şartlarla toplam % 25'i, oranında aylık bağlanır." şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Bu sebeple yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri çerçevesinde davacının somut durumu ve talebi irdelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 17/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.