Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4517
Karar No: 2022/7279
Karar Tarihi: 17.05.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4517 Esas 2022/7279 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Çalıştığı dönemde hizmet tespiti için davalı şirkete başvuran davacının talebinin kısmen kabul edildiği, 12 Eylül 1991 - 30 Haziran 1994 tarihleri arası çalışmalarının yeniden değerlendirilerek, bu süreleri kapsayan sigortalı işe giriş ve işten ayrılış bildirgelerinin üzerine düşülen tarihlerde yazılı imzanın gerçek olup olmadığı araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, davayla ilgili hak düşürücü süre için 506 sayılı Yasaya uygun olarak belirtilen prosedürde hareket edilmesi gerektiği, işe giriş bildirgelerinin ve ücret bordrolarının sigortalının imzasını içermesi gerektiği, birden fazla işe giriş bildirgesi olan durumlarda kesintisiz çalışmanın kanıtlanması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi
- 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesi
10. Hukuk Dairesi         2022/4517 E.  ,  2022/7279 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
    No : 2020/1327-2022/291
    İlk Derece
    Mahkemesi : ... 1. İş Mahkemesi
    No : 2016/114-2020/35

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı ve feri müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ve feri müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili, davacının davalı şirkete ait işyerinde 12/09/1991-22/03/2012 tarihleri arasında çalıştığını, işe giriş bildirgesinin 01/07/1994 tarihinde verildiğini, davacının en son aylık net ücretinin 2.800,00 TL olduğunu belirterek 12/09/1991-22/03/2012 tarihleri arasındaki sigortalı çalışma süresi ile prime esas gerçek ücret tespitini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı şirket vekili cevap dilekçesini özetle; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davacının iş yerinde 01/07/1994 tarihinde çalışmaya başladığını, net aylık ücretinin 1.550,00 TL olup asgari ücretten fazla olduğunu, iş yeri durum tespit tutanağında ile çalışanların fiili maaşları ile prime esas kazançları yönünden ücret farkı olmadığının tespit edildiğini, davacının net ücretinin bordrolarda gösterildiği gibi olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; hak düşürücü sürenin geçtiğini, hizmet tespitine ilişkin talebin yasal ve hukuksal tüm incelemeler sonucunda değerlendirilmesi, kurum kayıtlarının aksine eşdeğer nitelikte resmi belgelerle kanıtlanması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    1)Davanın kısmen kabulü ile, davacı ...'nın ... sigorta sicil numarası ile davalı şirkete ait (... sicil nolu) işyerinde,
    -12/09/1991-31/07/1992 tarihleri arasında günlüğü 26.700,00.-TL den 319 gün süre ile,
    -01/08/1992-31/07/1993 tarihleri arasında günlüğü 48.300,00.-TL den 360 gün süre ile,
    -01/08/1993-30/06/1994 tarihleri arasında günlüğü 83.250,00.-TL den 360 gün süre ile (o tarihteki değer üzerinden) çalıştığının tespitine, fazlaya dair istemin reddine, karar verilmiştir.
    B-BAM KARARI
    "Davalı şirket ve fer'i müdahil Kurumun istinaf istemlerinin reddine,
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı ve feri müdahil kurum vekili kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını istemişlerdir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, aşağıdaki bentler dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Hizmet tespitine ilişkin davaların yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79 ve 5510 sayılı Yasanın 86/9. maddesi bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarında vurgulandığı gibi davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiğinden, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerekir.
    506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.
    Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2003/21-43 Esas, 2003/97 Karar ve 26.02.2003 tarihli kararında ayrıntıları açıklandığı üzere; kural olarak işe giriş bildirgeleri ve ücret ödeme bordroları sigortalının imzasını içermelidir. Sigortalı, anılan belgeleri hile, hata veya manevi baskı altında imzaladığını ileri sürmemiş veya imzanın kendisine ait olmadığını ya da kesintisiz çalıştığını söylememiş ise, birden fazla işe giriş bildirgesinin varlığı ve işyerinden yapılan kısmi bildirimler, sigortalının o işyerinde kesintili çalıştığına karine oluşturur. Bu karinenin, aksinin, ancak, eş değer de delillerle kanıtlanması gerekmekte olup tanık sözlerine değer verilemez. Bu halde ise hak düşürücü sürenin kesinti tarihleri dikkate alınarak her bir dönem bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekecektir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı işyerinden, 01/07/1994-19/03/2012 tarihleri arası davalı işveren yanından bildirimlerin yapıldığı, mahkemece, toplanan deliller ve dinlenen bordro tanıkların ifadeleri esas alınarak davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmakta ise de verilen karar eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.
    Somut olayda; davacının, davalı işveren nezdindeki çalışması 01/07/1994 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesi ile başladığı, ilgili sözleşmeye dayalı olarak da 19/03/2012 tarihine kadar geçen çalışmaların 20/03/2012 tarihli ibraname ile sonlandırıldığı anlaşılmaktadır.
    Mahkemece; davalı işveren yanından 01/07/1994 tarihinden 19/03/2012 tarihine kadar geçen çalışmaların ibraname ile sonlandırıldığı dikkate alınarak bu dönem çalışmalarının yazılı belge kapsamında bildirilmiş olması nedeniyle, kabule konu 12/09/1991-30/06/1994 arası dönemin ayrı bir çalışma olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, hak düşürücü süre yönünden değerlendirilmesi için sözleşmedeki, ibranamede ki imzaya itiraz olup olmadığı ve yazılı belgelerde belirtilen hususlar değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı ve feri müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 17/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi