Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12587
Karar No: 2019/4456
Karar Tarihi: 16.05.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/12587 Esas 2019/4456 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalının komşu taşınmazında yaptığı kazı nedeniyle müvekkilinin taşınmazında çatlaklar ve heyelan oluştuğunu ileri sürerek istinat duvarı inşasını talep etti. Mahkeme, davanın kabulüne karar verdi ancak davalı temyiz etti. Temyiz incelemesinde, elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için zararın doğmuş olması gerektiği belirtilirken, komşuluk hukukundaki sınırlamalar ve korumalar ile malikin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflendiği vurgulandı. Davalının kusurlu olmasının elatmanın önlenmesi davasına etkili olmadığı ifade edildi. Bilirkişi raporlarında, bölgenin heyelan riski taşıdığı, istinat duvarı yapılmasının gerektiği belirtildi. Ancak mahkemenin, zarar tehlikesinin saptanamadığı gerekçesiyle eksik inceleme yaparak karar verdiği ifade edildi. Temyiz itirazları kabul edildi ve kararın bozulması kararlaştırıldı. Kanun maddeleri olarak; TMK m. 683, 730 ve 737 belirtilmiştir.
14. Hukuk Dairesi         2016/12587 E.  ,  2019/4456 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.09.2014 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, 5 parsel sayılı taşınmazın müvekkilinin murisine; komşu 3 parsel sayılı taşınmazın davalıya ait olduğunu, davalının taşınmazının zemin katının toprak altında kalması nedeniyle rutubeti önlemek adına taşınmazının bitişiğindeki köy yolunda kazı yaptığını, bölgenin meyilli olması nedeniyle yapılan kazı sonucu heyelan durumunun ortaya çıktığını, müvekkilinin tespit yaptırdığını, tespit sonucunda davalının kazısı sonucunda müvekkilinin taşınmazı üzerinde çatlaklar ve heyelan oluştuğunu, tehlikenin giderilmesi için projelendirilmiş istinat duvarı yapılmasının zorunlu olduğunun bilirkişilerce belirtildiğini, ancak davalının halen gerekli güvenlik önlemlerini almadığını ileri sürerek davalının, komşuluk hukukuna aykırılık teşkil eden eyleminin delil tespiti kapsamında teknik bilirkişilerce belirtildiği şekilde istinat duvarı inşaası ile giderilmesi gerektiğinin tespitine, tespitle birlikte davalının istinat duvarı inşaası ile yükümlendirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının taşınmazına müdahalenin söz konusu olmadığını, davacının taşınmazında herhangi bir zarar oluşmadığını, belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne, davalının elatmasının önlenmesine, davacıya ait taşınmazın sınırına, davalı tarafından istinat duvarı yapılmak suretiyle eski hale getirilmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
    Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nin "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
    Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir.
    Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez.
    Bu bilgiler ışığında somut olaya gelince, davacı tarafından Türkeli Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/3 D.iş sayılı dosyasıyla yaptırılan tespit sonucu aldırılan ziraat mühendisi bilirkişi raporunda, arazinin kumlu-tınlı toprak yapısında ve özellikle yağışların etkisiyle toprak kaymasına müsait olduğu; inşaat mühendisi bilirkişi raporunda, yapılan kazı nedeniyle dava konusu 3 ve 5 parsel sayılı taşınmazlarda herhangi bir zararın oluşmadığı; jeoloji mühendisi bilirkişi raporunda, hafriyat çalışması neticesinde oluşan toprak kaymasının yerinde gözlendiği, 5 parsel sayılı taşınmazın hafriyat çalışması sırasında oluşan toprak kaymasından kötü yönde etkilenebileceği, alınabilecek en sağlıklı önlemin hafriyat çalışmasının bittiği noktaya kadar projelendirilmiş istinat duvarı yapılması olduğu bildirilmiştir.
    Mahkemece, 15.01.2016 tarihinde mahallinde yapılan keşif sonucu aldırılan bilirkişi raporlarında, dava konusu alanın alt ve üst kısımlarında %30 eğimin olması nedeniyle, gerek yüzey suları gerek litolojik yapısı nedeniyle heyelan oluşturabilecek bir yapıya sahip olduğu, yol çalışması nedeniyle akmaların meydana gelebileceği, drenaj sistemleri ve istinat duvarı yapımının akmaları önleyeceği, 5 parsel sayılı taşınmazda bulunan yapıda kazı nedeniyle oluşan bir zarar tespit edilemediği bildirilmiş, çok yakın bir zarar tehlikesinin bulunduğu da belirtilmemiştir.
    Mahkemece, yukarıda değinilen ilkelere göre çok yakın bir zarar tehlikesinin bulunup bulunmadığı saptanmak suretiyle işin esasına yönelik bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi