Esas No: 2022/3856
Karar No: 2022/7304
Karar Tarihi: 18.05.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/3856 Esas 2022/7304 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı murisinin hizmet döküm cetvelindeki çalışmalarının 31/12/2013 tarihinden 02/06/2017 tarihine kadar davalı işyerinde tespit edilmesi için açılan hizmet tespiti davası reddedilmiş, yapılan temyiz başvurusunda ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Ancak davacı vekili tarafından yapılan temyiz başvurusunda, davacının çalışma sürelerinin tam olarak belirlenmesi gerektiği, tanık beyanları ve banka dekontları da gözetilerek karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi kararı kaldırılmış ve temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
5510 sayılı Kanun'un 86/9. maddesi uyarınca, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin belirlenmesine ilişkin bu tür davaların, kamu düzeni ile ilgili olduğu ve sosyal güvenliğin korunması için özel bir duyarlılıkla yürütülmeleri gerektiği belirtilmiştir. Tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği vurgulanmıştır.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
İlk DereceMahkemesi: Silifke 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir
İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili, tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili; davacı murisi ...’ün davalı işyerinde, 31/12/2013 tarihi ile 02/06/2017 tarihleri arasındaki çalışmasının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili, davacı yanın iddialarının gerçeğe aykırı olup davanın ve taleplerinin reddinin gerektiğini, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının eşi olduğu iddia edilen ve vefat eden ...'ün dilekçe ekinde sundukları SGK sirgotalı işe giriş bildirgesinden de anlaşılacağı üzere 05/04/2013 tarihinde garson (servis elemanı) olarak davalı müvekkiline ait iş yerinde çalışmaya başladığını, daha sonra ...'ün dilekçe ekinde sunulan 07/02/2014 tarihli ibranameden de anlaşılacağı üzere 31/12/2013 tarihinde istifa ederek iş yerinde ayrıldığını, her ne kadar davacı tarafından vefat eden eşi ...'ün Nisan 2013-02/06/2017 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığı iddia edilmiş ise de vefat eden ... 'ün dilekçe ekinde sundukları SGK çıkış bildirgesi ve bizzat ... tarafından imzalanan ibranameden de anlaşılacağı üzere şahsın davalı müvekkilinin iş yerinde çalışmasının 31/12/2013 tarihinde belirsiz süresi iş sözleşmesinin işçi tarafından feshi (istifa) nedeniyle sona erdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece; davanın ispatlanamadığından yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili; dava ispatlandığı gibi Bölge Adliye Mahkeme kararının yerinde olmadığı belirtilerek kararın bozulması istenmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava, davacı murisinin, davalıya ait lahmacun salonunda 31/12/2013 tarihi ile 02/06/2017 tarihleri arasında geçen çalışmalarına ilişkin hizmet tespiti davasıdır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı murisinin, hizmet döküm cetvelinin incelenmesinden, 1086315 sayılı iş yeri sicil numaralı davalıya ait iş yerinden 05.04.2013 - 31.12.2013 tarihleri arasında bildirimlerinin bulunduğu, 31.12.2013-02.06.2017 tarihleri arasında ise hiç bildirim olmadığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanun’un 86/9. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar, kamu düzeni ile ilgili olduğundan, özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Somut olayda, davacı murisinin, dava konusu dönemde, davalı işverenin 26.01.2015 tarihinde çekmiş olduğu ihtiyaç kredisinin, davacı murisi tarafından, 2015 Şubat ile 2016 Nisan tarihleri arasında bir çok defa bankaya ödendiğinin anlaşıldığı gibi 11.02.2016 tarihli Kurum Raporu’nda 03.02.2016 tarihinde yapılan durum tespitte her ne kadar davacı murisinin çalışmaları tespit edilmemiş ise de, Kurum’a yapılan ihbarda, davalı işveren nezdinde sigortasız üç işçinin çalıştığından bahsedilmiş olup bunlardan bir tanesinin de davacı murisi olduğu, ve iki yıldır davalı işverene ait işyerinde çalıştığı belirtilmiş olup, durum tespitte de sigortasız bir işçinin çalıştığı belirlenmiştir. Dinlenen bordrolu tanıklardan iki tanesi; davacının, talep konusu dönemde ara sıra işyerine gelerek yardımcı olduğundan bahsetmiş, yine kamu tanığı olarak belirlenen dava konusu dönemde davalı işverene komşu tanık beyanından ve müşteri olarak gelen bir kısım tanıklar ve davacı tanıklarının beyanına göre davacı murisinin bildirilmeyen dönemde de çalıştığını beyan ettikleri anlaşılmıştır.
Mahkemece; davanın reddi yönünde hüküm tesis edilmiş ise de, verilen hüküm isabetsiz bulunmuştur. Mahkemenin, davacı murisinin çalışmalarının varlığı kabul edilmeli, tanık beyanları arasında çelişkili beyanlar giderilmek suretiyle ve banka dekontları da gözetilmek suretiyle davacının çalıştığı süreler ve tarihi tam olarak belirlenmeli ve elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18.05.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.