17. Hukuk Dairesi 2016/12427 E. , 2019/3124 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; ... İl Defterdarlığı Vergi Dairesinde kayıtlı vergi mükellefi olan ... İnş. Tic. Ltd. Şti."nin vadesi geçmiş toplam 154.478,83 TL vergi borcunun bulunduğunu, şirketin mal varlığına rastlanılamadığını, şirket ortaklarının doğrudan doğruya sermaye hisseleri oranında sorumlulukları nazara alındığında şirket ortağı ve müdürü olan davalı ... hakkında malvarlığı araştırması yapıldığını, yapılan araştırmada ... ilçesinde tapuya kayıtlı bulunan 347 ada 2 parsel sayılı taşınmazı diğer davalı kardeşine 08.01.2008 tarihinde sattığının tespit edildiğini, 6183 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca işlemin hükümsüz olduğunu, davacı idareyi zarara uğratmaya yönelik olduğunu belirterek, davacının ... İnş. Tic. Ltd. Şti."nden olan 154.478,83 TL vergi borcunun tahsilinin sağlanması için ... ilçesi, 347 ada 2 parselde kayıtlı taşınmazın ..."a yapılan satışının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; müvekkilinin dava konusu taşınmazı davalı kardeşine sattığını, borçların bir kısmının ödeme müddetinin satıştan önce, büyük çoğunluğunun ödeme müddetinin ise satıştan sonra olduğunu, iki yıllık dava açma süresinin dolduğunu, vergi borcunun dava dışı şirkete ait olduğunu, müvekkili aleyhine takip yapılmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; ... hakkında 6183 sayılı yasa hükümlerince yapılmış herhangi bir takip bulunmadığından, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 6183 Sayılı AATUHK"nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Aynı Yasanın mükerrer 35 maddesi gereğince Limited Şirket ortakları şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumludur. Öte yandan 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 10/2 maddesinde ise tüzel kişiler ile küçüklerin vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği,bu ödevleri yerine getirmemeleri halinde tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödemelerini yerine getirmeyenlerin mal varlıklarından alınacağı hükmüne yer verilmiştir.
Bu tür davaların dinlenme koşullarından biri, kesinleşen kamu veya kurum alacağı için tahsil idaresince yapılan icra takibinin kesinleşmiş olmasıdır.
Somut olayda Mahkemece belirtilen gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Dosya içindeki belgelerden davacı idare ... İnş. Tic. Ltd. Şti."nin kanuni temsilcisi olan davalı ... hakkında 08/06/2012 tarihli on iki adet ödeme emri düzenlediği, ödeme emirlerinin 20/06/2012 tarihinde borçlunun adresinde ve onunla birlikte yaşayan oğlu ...’a tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafından tebliğ edilen ödeme emirlerinin iptaline yönelik vergi mahkemesine dava açıldığının iddia ve ispatlanamadığı, dolayısıyla davalı borçlu hakkındaki takibin (dava dışı vergi borçlusu şirketin kanuni temsilcisi olarak) 6183 sayılı yasa hükümlerine göre kesinleştiği anlaşıldığından dava konusu tasarrufların 6183 Sayılı AATUHK"nun 24,27,28,29,30 maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.