Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4230
Karar No: 2022/7432
Karar Tarihi: 18.05.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4230 Esas 2022/7432 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, babasından ölen eski eşinin ölüm aylığının kesilmesinin iptalini ve 01/10/2008'den itibaren tekrar bağlanmasını istemiştir. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vererek ölüm aylığının 01/10/2008 tarihinden itibaren iptal edilmesine, 01/10/2008-06/12/2012 tarihleri arasında ödenen aylıkların borç çıkarılmasının iptal edilmesine karar vermiş, 06/12/2012 tarihinden sonra ödenen aylıklar için borç çıkarılmasının iptaline karar vermiş, ölüm aylığının kesildiği tarihten itibaren ödenmeye devam edilmesi gerektiğinin tespitine hükmetmiştir. Davalı Kurum temyiz etmiş ve bozma kararı verilmiştir.
Kanun Maddeleri: 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 56/2 maddesi. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu. 5754 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesi.
10. Hukuk Dairesi         2022/4230 E.  ,  2022/7432 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi



    Dava, hak sahibi konumunda yer alan davacıya bağlanan ölüm aylığının 5510 sayılı Kanunun 56/2. fıkrası gereğince kesilmesi yönündeki davalı SGK Başkanlığı işleminin iptali ile borçlu olmadığının ve aylığın, kesilme tarihi itibarıyla yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile davacının almakta olduğu ölüm aylığının 01/10/2008 tarihi itibariyle iptaline, 01/10/2008-06/12/2012 tarihleri arasında ödenen ölüm aylıklarının davacı adına borç çıkarılmasının iptaline ilişkin talebin reddi ile davalı Kurumun 06/12/2012 tarihinden sonra ödenen ölüm aylıklarına ilişkin borç çıkarması işleminin iptaline, davacının ölüm aylığının kesildiği tarihten itibaren ödenmeye devam edilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Hakkında verilen boşanma kararı 20.03.2000 tarihinde kesinleşen davalıya yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davacı Kurumca gerçekleştirilen işlemle kesilerek, 01/10/2008-20/12/2013 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
    Eldeki dosyada, Dairemizin 06.03.2019 tarihli bozma ilamında “... Dosya içerisinde yer alan adres izleme belgelerine göre, davacının boşandığı eşinin, boşanmadan sonra yaptığı adres değişiklikleri Kurum borcundan kurtulmak ve delil oluşturma amacına yönelik olabileceğinden davalının boşandığı eşinin 06.12.2012 tarihi itibariyle yerleşim yeri adresi olarak bildirdiği "Gökçek Mah. 361. Sok. D Blok No:36 İç Kapı No:13 Sincan/..." adresi ile 27.09.2016 tarihi itibariyle bildirdiği diğer adresi olan “Andiçen Mah. Göktürk Sok. No:16/1 Sincan/...” adresinde dava konusu dönemde boşanan eşlerin birlikte yaşamaya devam edip etmedikleriyle ilgili geniş kapsamlı emniyet araştırması yapılmalı, adreslerdeki apartman yöneticisi, komşular tespit edilerek konuyla ilgili bilgi ve görgülerine başvurulmalı, ayrıca davacı ve boşandığı eşinin medula sisteminde kayıtlarda görülen adresleri ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, böylece “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır....” şeklinde bozma ilamının gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, davacının boşandığı eşinin 06.12.2012-27.09.2016 tarihleri arasında ikametgah adresi olarak beyan ettiği adres olan Gökçek Mah. 361. Sok. D Blok No:36 İç Kapı No:13 Sincan/..." adresde dava konusu dönemde boşanan eşlerin birlikte yaşamaya devam edip etmedikleriyle ilgili geniş kapsamlı emniyet araştırması yapılmalı, adreslerdeki apartman yöneticisi, komşular tespit edilerek konuyla ilgili bilgi ve görgülerine başvurulmalı dosyada toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, Üye ...'ın muhalefetine karşı; Başkan Vekili ... ile Üyeler ..., ... ve ...'ün oyları ve oyçokluğuyla, 18.05.2022 gününde karar verildi.

    KARŞI OY GEREKÇESİ

    Somut uyuşmazlıkta, davacı kadın 2000 yılında eşinden boşanmıştır. Davalı kadına boşandıktan sonra 1996 yılında ölen babasından yetim aylığı bağlanmış ve eski eşi ile yapılan denetim raporu ile kurumca fiili birliktelik nedeni ile 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığı gerekçesi ile 2008-2013 ödenen aylıklar için borç çıkarılmıştır.
    Dairemizin 07.10.2021 tarih ve 2021/7072 Esas, 2021/11762 Karar sayılı ilamında yazılan karşı oy gerekçelerimde belirttiğim gibi davacı boşandığında 506 sayılı Kanun yürürlüktedir. 5510 sayılı Kanunun 5754 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik geçici 1. maddesi uyarınca kesilmede mevzuat hükümleri kanun uygulanmalıdır. Anılan mevzuat hükümlerinde ise boşanılan eş ile birlikte yaşama olgusu bir kesilme nedeni olarak düzenlenmemiştir. 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinden önce gerçekleşen boşanma olgusuna uygulanması olanağı, önceye etki yasağı nedeni ile olanaklı değildir.
    Çoğunluğun önceye etki yasağı ilkesine aykırı olarak, lafzi yorum ve sigortalı aleyhine yorumu benimseyerek, sonradan gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak salt birlikte yaşama ve boşanan eşin desteğini alma koşulunu yeterli kabul etmesi ve bu yönde yerel mahkeme kararını araştırmaya yönelik olarak bozması Kanunun ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçelerine aykırıdır. Kaldı ki fiili birliktelik konusunda karar iki kez bozulmuş, fiili birliktelik kanıtlanmadığı gibi davacının 2015 yılında başka bir kişi ile evlendiği de anlaşılmaktadır.
    Açıklanan bu gerekçelerle mahkeme kararının onanması gerekirken, fiili birlikteliğin tekrar araştırılması yönünde bozulması görüşüne katılınmamıştır.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi