22. Hukuk Dairesi 2017/26326 E. , 2019/23482 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, süresi içinde taraflar vekillerince temyiz edilmiş ve davacı vekili tarafından duruşma talep edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı işyerinde 16.06.1999-12.12.2009 tarihleri arasında aralıksız olarak çalıştığını, son brüt ücretinin 2.454,00 TL olduğunu ve banka aracılığıyla ödendiğini, iş akdinin işveren tarafından haklı nedene olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağını talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı, zamanaşımı def’inde bulunmuş, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
A-Davalı taraf temyizi yönünden;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre ve gerekçeli temyiz dilekçesinin süresinde verilmediği dikkate alınarak, gerekçesiz temyiz dilekçesi çerçevesinde kanunun açık hükmüne ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususları ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda, yerinde bulunmayan bozma isteğinin REDDİNE,
B-Davacı taraf temyizi yönünden;
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacının ücretinin belirlenmesi hususunda uyuşmazlık mevcuttur.
4857 sayılı İş Kanunu"nda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanun"un 323. maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda; davacı davalı işyerinde satış sorumlusu olup, bir dönem bölge müdürlüğü de yaptığını aylık brüt 2.454,00 TL ücretle çalıştığını iddia ederken, davalı taraf davacının asgari ücret karşılığı çalıştığını savunmuştur. Dosyaya ücret bordroları sunulmamış, 23.07.2009 tarihli vizite kağıdında davacının prime esas kazancının 804,60 TL olduğu ifade edilmiştir. Mahkemece, yapılan ücret araştırmasına ... Ticaret Odası tarafından 1999-2009 tarihleri arası madeni yağ pazarlama ve satış konusunda pazarlamacı ve bölge müdürlüğü yapan işçinin brüt 2.200,00-2.800,00 TL ücret alabileceği yönünde yanıt verilmiştir. Ne var ki, Mahkemece davacı tanıklarının ücrete dair bir beyanda bulunmaması sebebiyle bilirkişi raporunda asgari ücrete göre yapılan hesaplamaya itibarla hüküm kurulmuş ise de, bu değerlendirme isabetli bulunmamaktadır. Zira, dosya içerisinde yer alan davacının hizmet döküm cetvelinde 2009/11. aya ilişkin ücretinin 1.757,20 TL olarak gösterildiği ve yine dosya içerisinde yer alan davacının banka hesap dökümünde 2009/11. ayda 1.258,00 TL maaş açıklaması ile para yatırıldığı, bu tutarın dönemin 546,48-TL olan net asgari ücretinin yaklaşık 2,3 katına karşılık geldiği anlaşılmakta olduğundan, dosyada bulunan tüm deliller gözetilerek davacının ücret tutarının belirlenmesi ve alacaklarının buna göre yeniden hesap edilmesi için bozma kararı verilmesi gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 17.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.