Esas No: 2018/1223
Karar No: 2022/1319
Karar Tarihi: 30.03.2022
Danıştay 13. Daire 2018/1223 Esas 2022/1319 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2018/1223 E. , 2022/1319 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/1223
Karar No:2022/1319
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. ... Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Kurulu
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait ...logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 18/01/2016 tarihinde yayınlanan "...ile ..." adlı programda, 6112 Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un "Yayın Hizmeti İlkeleri" başlıklı 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan "İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez." hükmünün tekraren ihlâl edildiğinden bahisle aynı Kanunun 32. maddesinin 2. fıkrası uyarınca 381.633,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (Üst Kurul) ...tarih ve ...sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesi'nce verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararda; 18/01/2016 tarihinde saat 19:00'da ekrana getirilen ana haber bülteninde, "Lohusa Kadını 2 Günlük Bebeğiyle Adliyeye Götürdüler" başlığı ile haberin verildiği, program sunucusu tarafından "Hukukçuların, bakın bu haberi iyi izleyin. Bence hem hukukçuların hem de siyasetçilerin parlementonun tartışması gereken bir haberi izleyin." ifadelerinin kullanıldığı, görüntü eşliğinde ise, "Dış ses: Yürüyecek, ayakta duracak hali yoktu. Doğum odasından polis eşliğinde çıktı genç kadın. Üzerinde pijamaları, kucağında adını bile koyamadığı bebeğiyle adliyeye götürüldü. .... iki gün önce İzmir/Bornova'daki özel bir hastanede doğum yaptı. Hastanedeki işlemler sırasında hakkında yakalama kararı bulunduğu ortaya çıktı. Altı bin lira adli para cezasını ödemezse hapse girecekti. Genç kadın bebeğiyle hastaneden taburcu olmaya hazırlanırken odaya polisler girdi. Kıyafetlerini bile değiştirmeye fırsat bulamadı .... Doğum yaptıktan iki gün sonra polis eşliğinde çıktı hastaneden. Kucağında bebeğiyle güçlükle atabildiği adımlarla önce karakola ardından adliyeye götürüldü. Yanında bir tek kayınvalidesi vardı genç kadının. Saat 5'e kadar altı bin lirayı bulamazsa hapse girecekti. Gözyaşlarına boğuldu. Yakınlarını arayıp yardım istedi. Neyse ki yardım gecikmedi. Para ödendi. Ancak yeni doğum yapan kadın daha fazla dayanamadı. Yürüyerek girdiği adliyeden tekerlekli sandalyede çıkarıldı ..." şeklinde ifadelerle haberin verildiği, davalı idare tarafından, habere konu kişinin yüzünün defalarca gösterilmiş ve üstelik isminin de telaffuz edilmiş olmasının, özel hayatın ihlali niteliğinde olduğu ve yüz yayınlanmasının haberde yansıtılmak istenen kamusal tartışma için bir zorunluluk olmadığı buna karşılık ana haber bültenlerinin yayına hazırlanmasında daha titiz ve çok daha hassas davranılmasının önemli bir zorunluluk olduğundan bahisle dava konusu işlemin tesis edildiği, dava konusu yayında gerçek bir haber değerine sahip olayın izleyicilere aktarılmasının söz konusu olduğu, haber içeriğinde ve görüntülerde insan onurunu ve haysiyetini incitici, şiddeti özendirici, insan onurunu ve gururuna aykırı nitelik taşımadığı, özellikle yayının gerçek olduğu, habere konu olayda hukukçuların ve siyasetçilerin dikkati çekilerek yasal mevzuatta düzenleme yapılmasının amaçlandığı, haber konusuna ilişkin toplumsal ilginin bulunduğu, konunun güncel olduğu ve ülkemizde herkesi etkileyebilecek olduğu dikkate alındığında kamu yararı bulunduğu, söz konusu yayın ile 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde belirtilen yayın ilkesinin ihlâl edilmediği, bu sebeple dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesince; yeni doğum yapmış bir kadının, ismi söylenerek ve yüzü tanınacak şekilde kendisi ve kayınvalidesiyle birlikte görüntüleri verilerek yaşadığı sıkıntılı durum içindeki hareketleri ve yüzlerinin tanınmalarını engelleyecek hiçbir müdahale yapılmaksızın apaçık şekilde sergilenmesinin kişinin bilinmesini istemeyeceği özel durumunu ifşa nedeniyle özel hayatına müdahale olduğu, insan onuruna saygılı olma ilkesini ihlâl ettiği gibi adı geçen kişiyi küçük düşürücü ve aşağılayıcı nitelikte olduğu, haber sunucusunun kullandığı ifadelerin bu durumu değiştirmediği, anılan kadının ismi söylenmeden ve yüz görüntüsünün kişi tanınmayacak şekilde (buzlu veya flu şekilde veya uzaktan çekimle) verilmesiyle de kamuoyu nezdinde yaratılmak istenilen amacın gerçekleşeceği, davacı yayın kuruluşu hakkında tesis edilmiş olan dava konusu işlemde hukuka aykırılık, dava konusu işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararında hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca esastan incelenen davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, yaptırım konusu programda özel hayatın gizliliğini ihlâl eden herhangi bir unsurun bulunmadığı, hangi yayından dolayı yaptırım uygulandığının mahkeme kararı üzerine öğrenildiği, gerçekliğe uygun, kamu yararını ve toplumsal ilgiyi haiz, konunun güncelliği ile özle biçim arasındaki dengeyi gözeten bir haber yapıldığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, özel hayatın gizliliğinin Anayasal güvence altına alınmış mutlak kişisel haklardan olduğu, haberde konunun açıklanış şekli için gerekli, yararlı ve ilgili olmayan beyanlar kullanıldığı, kişilik hakkının ihlâliyle basın hürriyetine ait sınırın objektif yönden aşıldığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi yolundaki temyize konu ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın .... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 30/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.