3. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/8386 Karar No: 2019/4368 Karar Tarihi: 09.05.2019
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/8386 Esas 2019/4368 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2017/8386 E. , 2019/4368 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı tarafından Kocaeli 1. İcra Müdürlüğü"nün 2014/3501 E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını, aralarında hukuki ilişkisi olmadığını, davalının icra takibinde kötü niyetli olduğunu belirterek, davalıya borcu olmadığının tespitine, %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 19.11.2015 tarihli ıslah beyanı ile alacağın zamanaşımına uğradığını belirtmiştir. Davalı; taraflar arasında araç kiralama vs. gereğince uzunca süren ilişkiden kaynaklanan alacak-verecek bakiyesi kaldığını, davacının borcu ödemekten kaçındığını ileri sürerek, davanın reddine, %40"tan aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davacının sübut bulmayan davasının reddine, davalı (alacaklı)nın tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 298/2. maddesinde; gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Somut olayda; tefhim edilen kısa kararda "Davacının sübut bulmayan davasının reddine" karar verilmesine karşın, gerekçeli kararda "Davacının sübut bulmayan davasının reddine" kısmı aynen, "davalı (alacaklı)nın tazminat talebinin reddine" kısmı eklenmek suretiyle hüküm kurularak, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. Şu durumda, 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas ve 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği gibi, mahkemece kısa karar ile bağlı kalınmaksızın, ancak kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişki giderilecek şekilde vicdani kanaate göre yeniden bir karar verilmelidir. 2-) Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.