16. Hukuk Dairesi 2020/3104 E. , 2021/3432 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 132 ada 11, 12, 15 ve 17 parsel sayılı sırasıyla 4.399.60, 8.954.36, 2.773 ve 6.935,81 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, 132 ada 11 parsel davacı ... adına; 132 ada 12 parsel davalı ... adına; 132 ada 15 parsel davalı ... adına ve 132 ada 17 parsel davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka dayanarak, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile tek parsel olarak payları oranında mirasçılar adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davalı ... ve ... hakkında açılan davanın husumet yönünden reddine; dava konusu 132 ada 11, 12, 15 ve 17 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava konusu 132 ada 12 ve 17 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- Dava konusu 132 ada 11 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece, taşınmazların tarafların murisinin sağlığında fiilen taksim edildiği, sağlığında yapılan taksimin bağış niteliğinde olduğu, fen bilirkişi raporunda 132 ada 11 ve 12 parsel sayılı taşınmazlar arasındaki sınırın, davalı tanığının beyanına göre hatalı tespit edildiği belirtilmiş ise de, 132 ada 11 ve 12 parsel sayılı taşınmazların sınırına yönelik dava bulunmadığı gerekçesiyle davanın esastan reddine karar verilmiştir. Ne var ki; dava konusu 132 ada 11 parsel sayılı taşınmaz, davacı ... adına kayıtlı olup, davacının kendisine ait taşınmaz hakkında dava açmış olmasında hukuki yararı bulunmadığından, davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle esastan reddine karar verilmiş olması isabetsiz ise de, verilen ret kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan, hükmün, gerekçesi bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3- Dava konusu 132 ada 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yapılan temyiz incelenmesinde; Davacı ... dava dilekçesinde, dava tarihinde 132 ada 13 parsel sayılı taşınmazın maliki olan ... ve 132 ada 14 parsel sayılı taşınmazın maliki olan ...’yi davalı göstermek suretiyle temyize konu olmayan ve dava dışı kişiler adına kayıtlı 132 ada 5 ve 16 parsel sayılı taşınmazlar hakkında dava açmış ve yapılan keşif neticesinde asıl dava konusu edilmek istenen taşınmazların 132 ada 13 ve 14 parseller olduğu anlaşılması üzerine, bu husus davacı tarafça da ifade edilerek 132 ada 5 ve 16 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki davadan feragat edilmiştir. Dava dilekçesinde husumet doğru kişilere yöneltildiğine göre parsel numaralarının yanlış yazılmış olmasının maddi hata niteliğinde olduğunun kabulü gerekir.
Hal böyle olunca; Mahkemece, dava konusu olduğu anlaşılan 132 ada 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazlar hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu taşınmazlar hakkında karar verilmemesi, davalı ... ve ... hakkında husumet yokluğu nedeniyle ret kararı verilmesi ve hükümde maddi hata sonucu davalı ...’ nin adının Salih Göbekli olarak yazılmış olması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
4- Dava konusu 132 ada 15 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı ..., murisi ...’den gelen hakka dayanarak, tapu kaydının iptali ile payları oranında mirasçılar adına tescili istemiyle dava açmış ve Mahkemece, taşınmazın murisinin sağlığında fiilen taksim edildiği, sağlığında yapılan taksimin bağış niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacının murisi ...’in nüfus kaydının incelenmesinde, mirasçılarından Ismahan İncik’in davada taraf olmadığı, diğer mirasçıların ise dava konusu diğer taşınmazlar nedeniyle davalı sıfatıyla davada yer aldıkları anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 640. maddesi uyarınca, mirasçılar arasında elbirliği mülkiyet hükümleri geçerli olup ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Bu nedenle, miras yoluyla gelen hakka dayanılarak terekeye tabi bir taşınmaz için üçüncü kişiye karşı genel mahkemelerde açılacak davalarda, tüm mirasçıların birlikte dava açmaları veya açılan davaya diğer mirasçıların muvafakatlerinin sağlanması ya da miras şirketine temsilci tayin ettirilmesi gereklidir.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, muris ...’in tüm mirasçılarının davaya muvafakatlerinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması için davacı tarafa süre verilmeli ve bu şekilde aktif dava ehliyetindeki eksikliğin giderilmesinden sonra işin esasına girilmelidir. Mahkemece, bu husus gözetilmeksizin, aktif dava ehliyetindeki eksiklik giderilmeden esasa girilerek hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.