14. Ceza Dairesi 2017/2310 E. , 2018/902 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Irza geçme
HÜKÜM : Mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi.
Hükmedilen ceza miktarları nazara alındığında sanık ... ile Gafar müdafin ve kanuni süresinden sonra talep edilmesi nedeniyle sanık ..."in duruşmalı inceleme taleplerinin, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanıklar Zeynep, Hamdullah ile Kemal haklarında kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatları yapılmış bulunduğundan, sanık ... ile sanıklar Hamdullah, Zeynep, Kemal müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanıklar Serkan ile Fuat haklarında kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanık ..."ın kabul edilen suç tarihine göre, sanık ... içinse mağdurenin eyleme ilişkin suç tarihini net olarak belirtmeyip tarihleri karıştırıyor olabileceğine yönelik dosya kapsamındaki beyanı nazara alındığında suç tarihi Fuat lehine değerlendirilerek suç tarihinde onsekiz yaşından küçük olduğunun kabulü ile her iki sanık haklarında 765 sayılı TCK"nın 55/3. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Mağdurenin sanığın eylemine yönelik olarak zoru tarif etmeksizin eylemini zorla gerçekleştirdiği şeklindeki beyanına sanık ile mağdurenin olayın gerçekleştiği yere ilişkin anlatımları da dikkate alınarak tek başına itibar edilemeyeceği ve eylemin zorla gerçekleştiği hususunda mahkumiyete yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gibi, sanığın iki kez gerçekleşen eylemleri arasında zaman aralığı olup olmadığı konusunda da net bir anlatım bulunmayıp eylemlerin teselsül edip etmediğinin de sabit olmadığı gözetilerek 765 sayılı TCK"nın 414/1. maddesi gereğince mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde 414/2, 80. maddeleri gereğince mahkûmiyetine karar verilmesi,
Sanıklar Tuncel, Bayram, Mızrak, Hasan, Femil, Abdülselam ve Gafar haklarında kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Mağdurenin, sanıklar Mızrak, Tuncel ile Bayram"ın eylemlerine yönelik olarak tarifleme yapmaksızın sadece zorla olduğuna ilişkin beyanına, somut yer ve zaman belirtmeyip eylemlerin nasıl gerçekleştiği konusunda ayrıntı vermemesi ve olayın intikal şeklide dikkate alındığında tek başına itibar edilemeyeceği; mağdurenin, sanıklar haklarındaki iddialarını intikalden sonra kısım kısım dile getirdiği, dosya kapsamına yansıyan beyanlarında bir kısım sanıklar yönünden suç tarihlerine dair çelişkili anlatımlarda bulunduğu, sanık ... hakkındaki ifadesi esnasında sorulması üzerine suç tarihlerini karıştırıyor olabileceğini belirttiği, ayrıca sanık ..."ın 04.01.2001 tarihinde Iğdır"daki görevinden ayrılıp 18.02.2002"de tekrar eski görevine başladığının dosyaya gelen cevabi yazılardan anlaşılmasının da mağdurenin suç tarihlerinde yanılgıya düşebildiği hususunu kuvvetlendirdiği, sanıkların atılı suçlamaları kabul etmedikleri ve mağdurenin nüfusta tescilen 10.02.1987 doğumlu olup onbeş yaşını 10.02.2002 itibariyle doldurduğu hususları da nazara alındığında, eylemlerin zorla ve mağdurenin onbeş yaşını tamamladığı 10.02.2002 tarihinden önce gerçekleştiğine dair sanıkların mahkumiyetlerine yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayıp mevcut haliyle eylemlerin 765 sayılı TCK"nın 416/son. maddesinde düzenlenen reşit olmayan mağdure ile rızasıyla cinsi münasebette bulunma suçunu oluşturduğu kabul edilerek hükümler kurulması yerine yazılı şekilde ırza geçme suçundan cezalandırmalarına karar verilmesi,
Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Sanığın 2000 yılı Kasım ayından 2004 yılı Eylül ayına kadar İstanbul"da bulunduğu ve Iğdır"a bu dönemde hiç gelmediğine yönelik savunmasının aksine dosya kapsamına yansıyan herhangi bir belge veya bilgi olmadığı ve mevcut haliyle müsnet suçtan mahkumiyetine yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı nazara alınarak beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
Sanığın suç tarihindeki yaşı gözetilerek hakkında 765 sayılı TCK"nın 55/3. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Sanıklar İshak ile Cengiz haklarında kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Sanıkların üzerlerine atılı suçların kanunda öngörülen cezalarının alt sınırı nazara alındığında 5271 sayılı CMK"nın 150/3. maddesi gereğince sanıklara müdafii tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kanuna aykırı, sanıklar İshak, Cengiz ile sanıklar Halim, Abdülselam, Mızrak, Gafar, Femil, Hasan, Tuncel, Fuat, Serkan, Osman, Bayram müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.