Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/10160
Karar No: 2019/10751
Karar Tarihi: 17.09.2019

Hırsızlık - konut dokunulmazlığının ihlali - mala zarar verme - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2019/10160 Esas 2019/10751 Karar Sayılı İlamı

17. Ceza Dairesi         2019/10160 E.  ,  2019/10751 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
    SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme

    Nitelikli hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından suça sürüklenen çocuk ..."ın mahkûmiyetine, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İstanbul 2. Çocuk Mahkemesinin 07/02/2014 tarih, 2012/693 Esas ve 2014/58 Karar sayılı kararının 22/05/2014 tarihinde kesinleşmesini müteakip, suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde 11/09/2015 tarihinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle yapılan yargılama sonucunda hükmün açıklanmasına, 3 kez 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b, 35, 151, 116-1, 119/1-c, 31/2, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 2.000,00 Türk lirası, 3.000,00 Türk lirası ve 1.000,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin İstanbul 2. Çocuk Mahkemesinin 11/10/2018 tarih, 2017/531 Esas ve 2018/475 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 01/07/2019 tarihli ve 94660652-105-34-4002-2019-KYB sayılı “Kanun Yararına Bozma” talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başavcılığının 05/07/2019 tarihli ve 2019/70495 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istem yazısında;
    “Dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk hakkında 20/05/2012 tarihinde işlemiş olduğu hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal etme ve mala zarar verme suçları sebebiyle İstanbul 2. Çocuk Mahkemesinin 07/02/2014 tarihli kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve suça sürüklenen çocuğun 3 yıl denetim süresine tâbi tutulmasına karar verildiği, kararın itirazın reddi üzerine 22/05/2014 tarihinde kesinleşmesinden sonra 09/06/2014 tarihinde suça sürüklenen çocuk tarafından yeni bir suç işlendiği ve bu suça ilişkin İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/09/2017 tarih, 2014/189 Esas ve 2017/257 sayılı kararı ile kurulan mahkûmiyet hükmünün 28/11/2017 tarihinde kesinleştiği gözetildiğinde, suça sürüklenen çocuk hakkında duran zamanaşımı süresinin ikinci suçun işlenme tarihi olan 09/06/2014 tarihinde yeniden işlemeye başladığı, suç tarihi olan 20/05/2012 tarihi ile hükmün açıklanarak mahkûmiyet kararının verildiği 11/10/2018 tarihleri arasında 5237 sayılı Kanun’un 66/1-e, 66/2. ve 67/4. maddelerinde öngörülen 6 yıllık dava zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu gözetilmeden, suça sürüklenen çocuk hakkında düşme kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 01/07/2019 gün ve 94660652-105-34-4002-2019-KYB sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur.” denilmektedir.
    Hukuksal değerlendirme:
    5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
    Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 tarih, 3-2 Esas ve Karar sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağan üstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir. (Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih, 2/29-56 Esas ve Karar sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
    Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
    Kesinleşen bu karar veya hükümlerdeki aykırılıklar başka suretle giderilmesi mümkün olmadığı takdirde, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilebilecektir.
    CMK’nun 34/2, 231/2 ve 232/6. maddelerinde, hüküm ve kararlarda, başvurulacak kanun yolu, başvurunun yapılacağı merci, yöntemi ve başvuru süresinin hiçbir tereddüte yer vermeksizin açıkça belirtileceği hükümlerine yer verilmiş olup, bu hükümlere aykırılık aynı Kanun"un 40. maddesi uyarınca eski hale getirme nedeni oluşturacaktır. Bu bildirimlerdeki temel amaç sujelerin başvuru haklarını etkin bir biçimde kullanmalarının sağlanması, bu eksiklik nedeniyle hak kayıplarına yol açılmamasıdır. Ancak burada dikkat edilecek veya eski hale getirme nedeni oluşturacak husus, eksik veya hatalı bildirim nedeniyle bir hakkın kullanılmasının engellenip engellenmediğinin belirlenmesidir. Bildirimdeki eksikliğin yol açtığı bir hak kaybı bulunmamakta ise, bu durum eski hale getirme nedeni oluşturmayacaktır. CMK"nun 264. maddesinde ise, kabul edilebilir bir kanun yolu başvurusunda kanun yolunun veya mercide yanılgının, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağı, bu hâlde başvurunun yapıldığı merci tarafından, başvurunun derhâl görevli ve yetkili mercie gönderilmesi gerektiği hükmüne yer verilmiştir.
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun "Kararların Açıklanması ve Tebliği " başlıklı 35. maddesi;
    "1)İlgili tarafın yüzüne karşı verilen karar kendisine açıklanır ve isterse kararın bir örneği de verilir.
    2)Koruma tedbirlerine ilişkin olanlar hariç, aleyhine kanun yoluna başvurulabilecek hâkim veya mahkeme kararları, (…) (1) hazır bulunamayan ilgilisine tebliğ olunur. (1)
    3)İlgili taraf serbest olmayan bir kişi veya tutuklu ise tebliğ edilen karar, kendisine okunup anlatılır." biçimindedir.
    İnceleme konusu somut olayda:
    Suça sürüklenen çocuğun yokluğunda verilen İstanbul 2. Çocuk Mahkemesinin 11/10/2018 tarih, 2017/531 Esas ve 2018/475 Karar sayılı mahkumiyet kararları, her ne kadar suça sürüklenen çocuğa 05.12.2018 tarihinde(cezaevinde) tebliğ edilmişse de; yapılan bu tebligatın usulsüz olduğu zira, “Tebligat tarihinde cezaevinde bulunan sanığa tebliğ edilen karar içeriği okunup anlatılmak” suretiyle anılan kararın tebliğ edilmesinde yasal zorunluluk bulunduğu halde, yokluğunda verilen mahkûmiyet kararının suça sürüklenen çocuk ...’a tebliğine ilişkin düzenlenen 05.12.2018 tarihli tebliğ-tebellüğ belgesi içeriğine göre, tebliğ işleminin 5271 sayılı CMK"nun 35/3. maddesinde öngörülen usule uygun olmadığı; dolayısıyla kararın usulüne uygun kesinleşmediği belirlenmekle;
    İkincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna ancak hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde başvurulabilmesi karşısında; öncelikle 05.06.2018 tarihli kararın usulüne uygun olarak suça sürüklenen çocuğa tebliğ edilmesi ve istinaf kanun yoluna başvurulması halinde gereğine tevessül edilmesi, istinaf kanun yoluna başvurulmaması halinde ise, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 01/07/2019 tarihli ve 94660652-105-34-4002-2019-KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/07/2019 tarihli ve 2019/70495 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesine konu hukuka aykırılık açısından yeniden kanun yararına bozma talebinde bulunulması gerekmektedir.
    SONUÇ VE KARAR:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden, açıklanan nedenlerle, anılan hususlara yönelik kamu yararına bozma isteminin REDDİNE, 17/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi