15. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/2477 Karar No: 2015/921 Karar Tarihi: 23.02.2015
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2014/2477 Esas 2015/921 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı şirket, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili amacıyla girişilen icra takibine vâki itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili istemiyle ilgili olarak dava açılmıştır. Mahkeme, davanın kabulüne hükmetmiş ve davalı şirket vekili temyiz etmiştir. Temyiz incelemesinde, sair temyiz itirazları reddedilmiştir. Ancak icra inkâr tazminatı isteminin kısmen kabul edilmesi doğru değildir çünkü alacağın likid olmaması nedeniyle itirazın haksızlığı ve belirlenebilirlik şartları sağlanamamıştır. Bu nedenle kararın hüküm fıkrasının ilgili kısmı değiştirilerek icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. Konuyla ilgili olarak, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67. maddesi ve icra inkâr tazminatının hükmedilebilmesi için itirazın haksızlığı ve alacağın likid olması gerektiği maddeleri açıklanmıştır.
15. Hukuk Dairesi 2014/2477 E. , 2015/921 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili amacıyla girişilen icra takibine vâki itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının davalı yüklenici şirketten tahsili istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı yüklenici şirket vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 67. maddesi gereğince, itirazın iptâli davasında, davacı alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun itirazının haksız olması ve alacağın davalı borçlu tarafından belirlenebilir, yani likid olması gerekir. Somut olayda, davacı taşeron tarafından birden fazla yerde iş yapılmış olması, tarafların ticari defterlerinin birbiri ile uyumlu bulunmaması ve mahkemece davalı tarafça sunulan bir kısım ödeme belgesinin de değerlendirilmesi suretiyle alacağın miktarının belirlenmiş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde alacağın likid olduğundan söz edilemez. Bu haliyle, hüküm altına alınan alacak yönünden icra inkâr tazminatı isteminin reddi gerekirken kabulü doğru değildir. Kararın açıklanan gerekçelerle bozulması gerekirse de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı şirketin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle kararın hüküm fıkrasının birinci bendinin ikinci paragrafında yer alan "Kabul edilen alacağın % 40"ı oranında hesaplanan 13.964,00 TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine" cümlesinin karar metninden çıkarılarak yerine "Şartları oluşmadığından icra inkâr tazminatı isteminin reddine" cümlesinin yazılmasına, hükmün değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 23.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.