15. Hukuk Dairesi 2014/2153 E. , 2015/918 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği (Tic.Mah.Sıf.)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ................ile davalı vekili Avukat ...... geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili ile sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Kural olarak, uyuşmazlıkların çözüm yeri mahkemelerdir. Ancak, sözleşmenin tarafları kamu düzenini ilgilendirmeyen ve arzularına bağlı olan konularda aralarında çıkacak uyuşmazlıkların halli için tahkim yolunu seçebilirler. Uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenebilmesi için taraflar arasında geçerli olarak yapılmış bir tahkim anlaşmasının varlığı zorunludur. Tahkim anlaşması, bağımsız bir tahkim sözleşmesi şeklinde yapılabileceği gibi asıl sözleşmeye tahkim şartı konulması suretiyle de yapılabilir. Tahkim anlaşmasının kurucu unsuru uyuşmazlıkların tahkim yoluyla çözümlenmesine ilişkin irade açıklaması olup, bu anlaşmanın geçerli olabilmesi için tarafların tahkim iradelerinin şüpheye ve karışıklığa yer vermeyecek şekilde açık ve kesin olması gerekir. Uyuşmazlıkların öncelikli olarak hakemlerce, olmazsa mahkemelerce çözüme bağlanacağı kararlaştırılan tahkim sözleşmeleri veya şartları açık ve kayıtsız şartsız (kesin) tahkim iradesini içermediğinden geçerli sayılamaz. Bu nedenle, tahkim sözleşmeleri ve şartlarının bu kurallar dairesinde incelenerek geçerli olup olmayacağı konusunda bir karar verilmesi gereklidir.
Taraflar arasında akdedilen 13.05.2008 tarihli sözleşmenin 24. maddesinde, bu sözleşmenin uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların hakem marifetiyle çözümleneceği, taraflarca seçilen hakemlerin üçüncü hakemi seçeceği ve bu kurulun vereceği kararın geçerli olacağının, hakemlerin ......... Birliği üyesi olacakları ve hakem ücretlerinin taraflarca eşit olarak paylaştırılacağı açıklandıktan sonra hakem yoluyla çözümü mümkün olmayan uyuşmazlıklarla, sözleşme ve eklerinde belirtilen durumlarda ...... mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğu ifade edilmiştir. Sözleşmenin bu hükmü dikkatlice incelendiğinde taraflar arasında bir ihtilâf doğduğunda bu ihtilâfın hakem kurulunca çözümlenmesi konusunda iradelerinin birleştiği anlaşılmaktadır.
Hakem yoluyla çözümü mümkün olmayan uyuşmazlıklarla, sözleşme ve eklerinde belirtilen durumlarda ...... mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğuna ilişkin düzenleme hakem şartının kesin olma özelliğini ortadan kaldırmamaktadır. Bu düzenleme, niteliği itibariyle hakem yargılamasına konu edilemeyecek işlerle, hakem yargılamasına konu edilse bile hakem kurulunca yapılamayıp yalnızca mahkemece yapılacak işler (taraflarca üzerinde anlaşılamayan hakemin seçimi, hakem kuruluna mahkemenin yardımına ilişkin usûlde olduğu gibi) bakımından yetkili mahkemenin tayinine ilişkin bir yetki şartı olarak değerlendirilmelidir. Bu şekliyle değerlendirme yapıldığında, sözleşmenin 24. maddesinde düzenlenen hakem şartının kayıtsız, şartsız ve açık olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Kaldı ki, somut olaya özgü olmak üzere, 16.07.2009 tarihli taraf şirket yetkililerinin katılımıyla yapılan ve tutanağa bağlanan belgede de bu iş nedeniyle oluşan uyuşmazlığın hakem marifetiyle çözümleneceği kabul edilmiş ve bu tutanak taraflarca imza altına alınmıştır. Bu tutanak dahi, tarafların tahkim konusundaki iradesini açıkça ortaya koymaktadır.
Açıklanan kurallar dahilinde, mahkemece davanın hakem şartı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, tahkim itirazına yönelik davalı şirket talebi hakkında bir karar da verilmeksizin işin esasının incelenerek karar verilmiş olması doğru olmayıp, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı şirketin temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak kendisini Yargıtay duruşmasında vekille temsil ettiren davalı şirkete verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 23.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.