9. Ceza Dairesi 2020/800 E. , 2020/961 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik
Hüküm : Beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen "Tefecilik" suçu, kanunun "Topluma Karşı Suçlar" başlıklı üçüncü kısmının dokuzuncu bölümünde düzenlenmiş olup, suçun mağduru tüm toplumdur. Tefecilik suçuyla korunan hukuksal değer serbest rekabet mekanizması ve ekonomik yaşamın güvenilirliğidir. Tefecilik fiilinden dolayı bir kısım gelirler sistem dışına çıktığı ve devlet vergi gelirinden yoksun kalması sonucu zarara uğradığından, davaya katılma hak ve yetkisi Hazineye aittir.
Tefecilik suçunda; tefecilik yapan failden faiz, komisyon veya başka adlar karşılığında ödünç para alan kişiler, iradi olarak faiz ilişkisinin tarafı olmakta olup, gerçek anlamda suçun pasif faili konumundadırlar. Madde gerekçesinde de izlenen suç politikası gereği tefecilik ilişkisinde sadece ödünç para veren aktif failin cezalandırıldığı vurgulanmıştır. (Aynı yönde HAFIZOĞULLARI/ÖZEN, 2012 s.418,; ÖZBEK, 2010, s.32,; ÖZGENÇ İzzet, "Tefecilik Suçu", Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Yıl 2010, Cilt:XIV Sayı:1, s.552-552)
Bunun sonucu olarak; tefecilik ilişkisinde faiz, komisyon veya başka adlar karşılığında ödünç para alan, dolayısıyla suçun cezalandırılmayan pasif faili konumunda bulunan kişilerin, suçun mağduru olmadıklarından tefecilik yapan fail hakkında açılmış bir kamu davasına katılma hak ve yetkileri bulunmamaktadır. Bu kişiler, şikayetçi olmaları üzerine başlatılan soruşturma sonucu açılan kamu davasında "ihbar eden", yürütülen soruşturma ve kovuşturma sırasında soruşturma veya kovuşturma makamlarınca kimliklerinin re"sen tespit edilmesi halinde ise "tanık" konumundadırlar. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 29.05.1989 tarih, 1989/7-147 Esas, 1989/209 Karar sayılı kararında tefecilik suçunda, şikayetçinin katılan sıfatını kazanmasının mümkün olmadığı karar altına alınmıştır.
Bu nedenle sanık ... hakkında tefecilik suçundan açılan kamu davasına CMK"nın 237. maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen müştekilerin katılma hakkı olmadığı, yine mahkemece usulsüz olarak verilen katılma kararının da hükmü temyiz hakkı vermeyeceği, bu itibarla hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından müşteki ... vekilinin temyiz talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 317.maddesi gereğince REDDİNE, incelemenin katılan Hazine vekilinin temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü,
Dosyadaki mevcut delillerin hüküm kurmaya yeterli olmadığı nazara alınarak, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması bakımından sanığın tefecilik yapıp yapmadığı hususunda kolluk araştırması yaptırılması, sanık hakkında vergi tekniği raporu düzenlettirilmesi, tanık ..."ün beyanına göre faiz karşılığı sanıktan borç para aldığı iddia edilen ..."in tanık olarak dinlenilmesinden sonra hasıl olacak sonuca göre bir karara varılması gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 08.09.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.