17. Ceza Dairesi 2019/5391 E. , 2019/10745 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin; kovuşturma evresinde beyanı alınırken bildirdiği en son adresi ile MERNİS adresi aynı olan sanık ...’ın yokluğunda verilen 28.12.2017 tarihli kararın tebliği için adı geçen katılanın bilinen en son adresi esas alınarak Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre çıkarılıp bila tebliğ iade edilen tebligatlar bulunmadığı halde doğrudan “Mernis Adresi” ibareleri ile çıkarılan ve merci tarafından Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümleri kapsamında şerh düşülmeyen tebligatın, dağıtıcı tarafından, kendiliğinden, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi gereğince tebliğ edilmesinin usule aykırı olmasından ötürü, sanığın temyiz isteminin reddine dair 24.09.2018 tarihli Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesinin ek kararının kaldırılarak ve sanığın temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Kayseri 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/687 Esas ve 2017/464 Karar sayılı ilamı ile hırsızlık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne karşı, sanığın CMK"nun 272. ve müteakip maddeleri uyarınca İstinaf kanun yoluna başvurması üzerine; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu verilen 28.12.2017 tarihli, 2017/2369 Esas ve 2017/2628 Karar sayılı “Esastan Ret” kararına karşı, sanık ve müdafii tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesinin 24.09.2018 tarihli ek kararıyla temyiz isteminin reddine karar verilmesi ve bu karara karşı da sanık tarafından temyiz isteminde bulunulması ile açılan temyiz davası incelenip görüşüldü:
Sanık müdafiinin temyiz isteminin incelenmesinde; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.11.2016 tarihli ve 2016/950 Esas, 2016/436 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 142. maddesinde 6545 sayılı Kanun"un 62. maddesi ile yapılan ve 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik uyarınca, TCK"nun 142/2-h, 143. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle yargılanan sanığa, 5271 sayılı CMK"nun 150/3. maddesi uyarınca zorunlu müdafii atanmasına gerek olmadığının belirtilmesi ve sanığın ilk derece mahkemesinde yapılan ilk duruşmadaki savunmasında, müdafii istemediğini beyan ettiğinin anlaşılması karşısında, sanık müdafiinin temyize hak ve yetkisi olmadığı anlaşıldığından;
Sanığın temyiz isteminin incelenmesinde; 5271 sayılı CMK"nun 288. maddesinin ""Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır."", aynı Kanun"un 294. maddesinin ""Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir."" şeklinde düzenlendiği, sanık ...’ın temyiz isteminin sanığın suçu işlemediğine yönelik olduğu belirlenmekle sanığın temyiz isteminin maddi vakıa denetimi gerektiren bir sebebe dayandığının ve CMK’nun 289. maddesinde düzenlenen hukuka aykırılık nedenlerinin de bulunmadığının anlaşılması karşısında;
Sanık ... ve müdafiinin temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK"nun 298. maddesi uyarınca ayrı ayrı REDDİNE, 17/09/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.