11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/9905 Karar No: 2018/2618 Karar Tarihi: 26.03.2018
Vergi Usul Kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/9905 Esas 2018/2618 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıkların sahte fatura düzenlemek suçundan mahkumiyeti ile ilgili bir ceza dairesi kararı yer alıyor. Sanıklar, sahte fatura düzenledikleri iddia edilen şirketin yetkilileri olduğunu reddetmişlerdir. Fatura maddi konu olduğundan ve faturaların belirli bir şekil şartlarına uygun olması gerektiğinden bahsedilmiştir. Ancak dosyada asıllar veya onaylı örneklerinin olmadığı belirtilerek, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulduğundan bahsedilmiştir. Kararda, faturaların incelenmesi, yazı ve imzaların belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılması, şirket yetkilileri veya kişilerin dinlenmesi gerektiği ifade edilmiştir. Kararın ikinci kısmında ise sahte fatura sayısının ceza belirlerken ve zincirleme suç hükümleri uygulanırken dikkate alınması gerektiği, ayrıca TCK'nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin kararı doğrultusunda yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, Vergi Usul Kanunu'nun 227. maddesi ve 213 sayılı Kanun'un 3. fıkrasına atıfta bulunulmuştur. Vergi Usul Kanunu'nun 230. maddesinde ise faturaların belirli bilgileri taşıması gerektiği belirtilmiştir.
11. Ceza Dairesi 2017/9905 E. , 2018/2618 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet
1-2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenledikleri iddia olunan ... Tem. Mak. San. Tic. Ltd. Şirketinin yetkilileri olan sanıkların, şirketle bir ilgilerinin olmadığını, adlarına şirket kurulduğunu savunmaları, sahte fatura düzenlemek suçunda suçun maddi konusunun fatura oluşu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de, alım-satım ya da hizmet ifasının belgesi olan faturaların, Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, sanıkların düzenlediği iddia olunan faturaların asılları veya onaylı örneklerinin de dosya içerisinde bulunmaması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenebilmesi bakımından; a)Suça konu fatura asılları ya da onaylı suretlerinin duruşmaya getirtilip incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, b)Faturalardaki yazı ve imzaların sanıkların eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin de dinlenerek, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları ve sanıkları tanıyıp tanımadıklarının sorulmasından sonra, toplanan tüm delillere göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini yerine, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2- Kabule göre de; a)Sahte düzenlendiği kabul edilen fatura sayısının hem temel cezanın belirlenmesi, hemde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması sırasında esas alınarak mükerrer değerlendirme yapılmak suretiyle TCK.nın 61. maddesine aykırı davranılması, b)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.