Esas No: 2022/4571
Karar No: 2022/7656
Karar Tarihi: 23.05.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4571 Esas 2022/7656 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme tarafından verilen kararda, davacının ödeme emirlerine konu borcun zamanaşımına uğradığını ve ödeme emirlerinden sorumlu olmadığını belirterek ödeme emirlerinin iptalini talep ettiği, davalı kurum vekilinin ise cevap vermediği belirtilmektedir. İlk derece mahkemesinin kısmen kabul ettiği davaya yönelik istinaf başvurusunun esastan reddedildiği ve temyiz isteğinin kabul edildiği ifade edilmektedir. Mahkeme kararında, tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğunun kanunlarla düzenlendiği ve davacının 2016/4. aydan sorumlu tutulmaması ancak 2016/3. aya ilişkin prim borcundan sorumlu olduğu ifade edilmektedir. Ayrıca, idari para cezalarının şahsiliği ve kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkelerine göre, asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen idari para cezasından davacının şahsen sorumlu olmadığı belirtilmektedir. Kanunlar kapsamında 506 sayılı Kanun'un 80/12 maddesi ve 5510 sayılı Kanun'un 88/20 maddesi açıklanarak, idari para cezalarına itiraz süreçleri anlatılmaktadır. Sonuç olarak, ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA karar verilmiştir.
İlgili kanunlar:
- 6183 sayılı Kanun, 35, mükerrer 35, mülga 506 sayılı Kanunun 80. ve bazı maddeleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi
- 506 sayılı Kanunun 80/12 maddesi
- 5510 sayılı Kanun'un 88/20 maddesi
- 506 sayılı Kanun'un 140.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
İlk DereceMahkemesi : ... 20. İş Mahkemesi
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 33.Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
I-İSTEM
Davacı ödeme emirlerine konu borcun zamanaşımına uğradığını ve ödeme emirlerinden sorumlu olmadığını belirterek ödeme emirlerinin iptalini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı kurum vekili davaya cevap vermemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi tarafından davanın kısmen kabulüne, Başakşehir SGM'nin düzenlediği 20/01/2017 tarih 885.125 sayılı 111379 takip kart nolu takibe konu ödeme emirlerinin 2016 yılı 3. ve 4. aylarına ait borcun tahsiline yönelik kısmın iptaline, ödeme emrinin 2016 yılı 3. ve 4. Aylara ait borcun haricindeki takibe konu borcun tahsiline yönelik ödeme emrinin iptaline yönelik talebin reddine karar verildi.
B-BAM KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi, usul ve esas açısından ilk derece mahkemesi kararını yerinde bulmak suretiyle; taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, 670 sayılı KHK'nin 5/5 maddesi ile yapılan özel düzenleme nedeniyle müvekkilinin dava konusu dönemlere ait hiç bir ödeme emrinden dolayı tahakkuk ve tediye sorumluluğu bulunmadığını, davalı Kurum vekili, davacının ödenmeyen SGK primlerinden ve SGK Kurum alacağından şirket tüzel kişiliği ile birlikte şahsi sorumluluğunun bulunduğunu, söz konusu sorumluluğun tüzel kişiliği haiz şirkete kayyım atanması ile birlikte ortadan kalkmayacağını belirterek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
İnceleme konusu dosyada; davacıya tebliğ edilen ödeme emirlerinin Nema Eğitim Öğretim ...A.Ş.'nin 2003/10-12 ve 2014/1-2016/4 dönemlerine ait prim borcuna, 2013/2-2015/5 ve 2013/1 dönemine ait idari para cezasına ilişkin olduğu, davacının 12.04.2010 tarihinden şirkete kayyum atandığı 11.04.2016 tarihine kadar yönetim kurulu üyesi ve başkan yardımcısı olduğu, tebliğ edilen ödeme emirlerinden 2016/41730 nolu ödeme emrinin ...'ya, 2017/10449 nolu ödeme emrinin ...'e ait idari para cezasına ilişkin olduğu yönünde kurum tarafından bilgi verildiği anlaşılmaktadır.
1)Tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu, 6183 sayılı Kanunun 35, mükerrer 35, mülga 506 sayılı Kanunun 80. ve bazı maddeleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde düzenlenmiştir.
506 sayılı Kanunun 80/12 maddesi, “Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” hükmünü öngörmüş, 5510 sayılı Kanunun 88/20 maddesi de bazı farklar dışında anılan maddeye paralel düzenleme getirmiş olup, “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” hükmünü öngörmüştür.
2)Davacı adına düzenlenen 2016/35533 ve 2016/35532 nolu sayılı ödeme emirlerinin idari para cezasına ilişkin olduğu görülmekle, bu ödeme emirleri bakımından davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanun'un 102. Maddesi olup, anılan maddede işverenin kanunla düzenlenen yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde idari para cezası ile sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Ancak, idari para cezası, neticede bir cezai yaptırım olup, cezaların şahsiliği ve kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkelerine göre, asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen idari para cezasından, temsil ve ilzama yetkili kişi sıfatı ile hareket edenlerin şahsen sorumlu tutulamayacağı belirgindir.
Hal böyle olunca, öncelikle, Kurum tarafından bizzat davacıya yönelik düzenlenen idari para cezası kararı bulunup bulunmadığı araştırılarak, varlığı halinde, 506 sayılı Kanunun 140. maddesi hükmü gözetilerek uyuşmazlık çözüme kavuşturulmalıdır. “Kurumca verilecek idari para cezaları” başlığını taşıyan 140’ıncı madde, idari para cezaları, cezayı uygulayacak makam, cezaya itiraz ve itirazı inceleyecek merci ile itiraz üzerine verilen karara karşı ilgililerce başvurulacak yargı yolu ve zamanaşımı konusunda düzenleme içermektedir. İdari para cezasına karşı fiilin işlendiği tarihteki yasal düzenlemeye göre süresi içinde Kuruma itiraz edilmemesi veya itirazın reddine karar verilmesi halinde yine süresi içinde ilgili Mahkemeye dava açılmaması ya da ilgili Mahkemece itirazın reddine karar verilmesi hallerinde idari para cezası kesinleşir ve Kurum alacağına dönüşür. Kesinleşen idari para cezasına karşı İş Mahkemesinde menfi tespit ve itiraz davası açılamaz.
Mahkemece, davacıya yönelik düzenlenen idari para cezası varlığı halinde, yukarıda açıklanan prosedür çerçevesinde, 506 sayılı Kanun’un 140. maddesi uyarınca başlatılmış prosedürün bulunup bulunmadığı araştırılmalı, varlığı saptandığında idari para cezasının kesinleşmesi olgusu bekletici sorun yapılarak idari para cezalarının kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, yapılacak araştırma sonucu, davacıya yönelik düzenlenen idari para cezası kararının bulunmadığının belirlenmesi halinde ise, cezaların şahsiliği ve kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkelerine göre, asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen idari para cezasından davacının şahsen sorumlu olmayacağı gözetilerek, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece davacının 2016/4. aydan sorumlu tutulmaması yerinde ise de; 2016/3. aya ilişkin prim borcundan sorumludur. Aynı zamanda 12.04.2010 tarihinde yönetim kurulu üyeliğine seçilen davacı 12.04.2010 tarihinden önceki borçlardan da sorumlu değildir.Diğer yandan 2013/1-2015/5 dönemine ait idari para cezalarına ilişkin ödeme emirleri bakımından da yukarıda belirtilen açıklamalar kapsamında inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir. Diğer yandan davanın açılmasından sonra 2016/41730 nolu ödeme emrinin ...'ya, 2017/10449 nolu ödeme emrinin ...'e ait idari para cezalarına ilişkin olduğu bildirildiğinden söz konusu ödeme emirlerine ilişkin talebin konusuz kalıp kalmadığı değerlendirilmelidir.
Kabule göre de; mahkemece reddedilen miktarlar yönünden %10 haksız çıkma tazminatına hükmedilmemesi de yerinde değildir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23.05.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.