Esas No: 2016/2411
Karar No: 2018/5057
Karar Tarihi: 01.11.2018
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/2411 Esas 2018/5057 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının bozma kararına uyalarak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacı ile birleşen davada davacı vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı kooperatif vekili, müvekkili kooperatifin eski yönetimi tarafından kayıtların düzenli olarak tutulmaması nedeniyle, ferdileşme işlemleri sırasında 14846 ada, 1 parsel, (B) blok, zemin kat, 3 no"lu bağımsız bölümün tapuda yanlışlıkla davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili kooperatif adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı ... vekili, müvekilinin dava konusu bağımsız bölümü 27.04.2005 tarihinde dava dışı ..."ten devraldığını, kooperatif yetkililerin yanlışlıkla bağımsız bölümü davalı ... adına kaydettiklerini ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalı ... vekili, dava konusu 3 no"lu bağımsız bölümün müvekkiline boşandığı eşi ... tarafından bağışlandığını ve keyfiyetin kooperatif kayıtlarına işlendiğini, ancak, boşanma davası esnasında ..."in bu bağımsız bölümü muvazaalı olarak birleşen davanın davacısı ..."a devrettiğini, kooperatifin düzenli olarak tutulan ilk kayıtlarında dairenin müvekkili adına kaydedildiğini savunarak asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davaların reddine daire verilen karar, asıl ve birleşen davalarda davacılar vekillerinin ayrı ayrı temyiz istemi üzerine, Dairemizin 13.12.2013 tarih ve 2013/7712 E. - 2013/8030 K. sayılı ilamıyla, davacı koopertatife ait tüm kayıt ve belgeler ilgili yerlerden getirtilerek, konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme dayalı olarak karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek bozulmuştur.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın öncesinde dava dışı Orhan Akalın"ın üyelik hakkına tekabül eden taşınmaz olduğu, bu üyeliğin daha sonra davalı ve eşi ..."e devredildiği, devirden sonra kooperatif aidatlarının davalı ve eşi tarafından ödendiği, boşanma davası sonuna kadar taşınmazın davalı tarafından kullanıldığı ve ferdileşme sonucu adına tescil edildiği, davalı adına yapılan tescilde bir usulsüzlük bulunmadığı, davalı ... tarafından üyelik hakkı iktisap edildikten sonra, hak sahibi olmayan dava dışı Fehmi tarafından ve yetkisi olmayan yönetim kurulunca üyeliğin davacı ...’a devrinin geçerli olmadığı, bu devrin Fatma’yı zarara uğratmak kastıyla yapıldığı, TMK’nın 2. maddesi hükmüne aykırı olan bu işleme geçerlilik tanınamayacağı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davacı kooperatif ve birleşen davada davacı Halil Polat vekilleri temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davacı kooperatif vekilinin tüm, birleşen davada davacı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Birleşen davada davacı ... vekilinin diğer temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
Dava, kooperatif üyelik hakkına dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Dava konusu 14846 ada, 1 parsel, (B) blok, 3 no"lu bağımsız bölüm ilk olarak 10.04.1993 tarihinde çekilen kura ile dava dışı ..."a tahsis edilmiş, adı geçen üye, kooperatife sunduğu 02.09.2003 tarihli dilekçeyle, hissesini 08.06.2003 tarihinde sattığını bildirmiş ve kendisi yerine ..."nın eşit şekilde üye yapılmasını istemiştir. Aynı dilekçenin bir örneği kooperatif tarafından da dosyaya sunulmuştur. Davalı ..."nın 2006 yılının ilk sekiz ayında ... ile birlikte tam hisse, bu tarihten sonra ise 2007 yılı 10. ayına kadar 1/2 hisse oranında aidat ödemesi yaptığı, 2006 yılından sonra yapılan genel kurullara yine ... ile birlikte çağrıldığı ve hazirun cetvellerinde ikisinin isminin yan yana yazıldığı, kooperatif üyelik defterlerinde davalı lehine bir takım kayıtlar düşüldüğü ve nihayet 01.07.2008 tarihinde yapılan ferdileşme ile taşınmazın tamamının davalı adına tescil edildiği görülmüştür. Her ne kadar, kooperatif üyelik defterinde ..."in hissenin tamamı için üye kaydedildiği görülmekte ise de, tüm bu olgular birlikte değerlendirildiğinde, davalı ..."nın gerçekte üyeliğin 1/2"si üzerinde hak sahibi olduğu ve buna bağlı olarak, dava konusu taşınmazın da, tamamının değil, 1/2"sinin davalıya ait olduğunun kabulü gerekir.
Bunun yanında, dava dışı ..., üyeliği 24.07.2005 tarihinde davacı ..."a devretmiş ise de, hissenin tamamını devre yetkili olmadığından, davalı ..."ya ait 1/2 hisse yönünden devrin geçerli olmadığı kabul edilmeli, diğer 1/2 hissenin devrine ise geçerlilik tanınmalıdır. Bu itibarla, devirden sonra davacının bu hisse için aidat ödemeleri yaptığı, genel kurullara katıldığı ve kooperatifin de iş bu davadan önce Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/374 E. sayılı dosyasında açtığı davada, taşınmazın ... adına tescilini istediği gözününde bulundurularak, davacının ..."ten yapılan devir nedeniyle, taşınmazın diğer 1/2 hissesi üzerinde hak sahibi olduğu kabul edilerek, birleşen davanın kısmen kabulüyle taşınmazın 1/2 hissenin davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken tümden reddi doğru olmamış, kararın birleşen davada davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı kooperatif vekilinin tüm, birleşen davada davacı ... vekilinin davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davacı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, birleşen davada davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz eden asıl davada davacıdan alınmasına, birleşen davada davacıdan peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.