(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2020/174 E. , 2020/1459 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 15.03.2013 harç ve havale tarihli dava dilekçesinde, ... ili, ... ilçesi, ... köyü/mahallesinde bulunan 631 parsel sayılı tarla niteliğinde 7485.00 m² yüzölçümündeki taşınmazın müvekkillerinin murisi ... oğlu ... adına tapuda 06.01.1972 tarihinde kayıtlı iken, murisin ölümü ile 1/8 payının müvekkili ... adına ve 7/8 payının da müvekkili ... adına intikal ederek tapuya tescil edildiğini, Orman Yönetiminin açtığı, ... Kadastro Mahkemesinin 19.01.2011 gün ve 2006/28 E. - 2011/4 K. sayılı orman kadastro tespitine itiraz ve tescil davası sonunda tapu kaydının iptal edilerek orman vasfıyla Hazine adına tescil edildiğini ve hükmün 03.08.2012 tarihinde kesinleştiğini, hiç bir bedel ödenmediğini, böylece mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek, 03.08.2012 tarihi itibariyle hesaplanacak değerinden, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00.-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkillerine verilmesini istemiş, 20.03.2014 tarihli dilekçesinde; davasını, 175.418,19.-TL artırarak 185.418,19.-TL olarak ıslah etmiş ve 10.000.00.-TL"ye dava tarihinden, 175.418,19.-TL"ye ise ıslah tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile müvekkillerine hisseleri oranında ayrı ayrı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Ne var ki, ıslaha esas olan değer üzerinden davacı tarafça nispî dava harcı yatırılması gerekirken 25,20.- TL maktu harç yatırılmakla yetinilmiştir.
Davalı Hazine vekili, tapu kaydının mahkeme kararı ile hükmen iptal edildiğini, Hazinenin kusurlu sorumluluğunun söz konusu olmadığını ve hukukî olay bakımından Hazine ile açılan dava arasında illiyet bağı bulunmadığını, dava zamanaşımı ve husumet itirazları bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, nisbi alınması gereken ıslah harcı tamamlattırılmadan, davacıların ıslah talebi de dahil davanın kısmen kabulü ile 180.267,70.-TL tazminatın, 10.000.-TL"sine dava tarihinden itibaren, 170.267,70.-TL"sine ıslah tarihi olan 20/03/2014 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle davalıdan alınarak tapudaki hisseleri oranında davacılara verilemesine, geri kalan taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine Dairenin 16/05/2016 gün ve 2015/2696 E. - 2016/5497 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Somut olayda, davacılar vekili dava dilekçesinde 10.000,00.-TL olarak açıkladığı tazminat talebini, 20.03.2014 tarihli dilekçesinde; davasını, 175.418,19.-TL artırarak 185.418,19.-TL olarak ıslah etmiş ancak; ıslah dilekçesi
ekindeki makbuzdan anlaşılacağı üzere, ıslaha esas olan 175.418,19.-TL değer üzerinden davacı tarafca nispî dava/ıslah harcı yatırılması gerekirken 25,20.- TL maktu harç yatırılmakla yetinilmiştir. Mahkemece, nispî ıslah harcı tamamlatılıp, ıslah dilekçesi taraflara usûlüne uygun tebliğ edildikten sonra işin esasına girilip karar verilmesi gerekirken, harcı yatırılmayan ıslah beyanına değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır." husularına değinilmiştir.
Bozma sonrası davacılar vekili tarafından ıslah harcı yatırılmış, yapılan yargılama sonucu mahkemece davanın kısmen kabulü ile 180.267,70.-TL tazminatın, 10.000.-TL"sine dava tarihinden itibaren, 170.267,70.-TL"sine ıslah tarihi olan 20/03/2014 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle davalıdan alınarak tapudaki hisseleri oranında davacılara verilmesine, geri kalan taleplerinin reddine, karar verilmiş; hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kayıtlarının hükmen iptali nedeniyle, 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesine göre açılan tazminat istemine ilişkindir.
Tazminat istemine dayanak 631 parsel sayılı taşınmaz 1972 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında 7485,00 m² yüzölçümü ve tarla niteliği ile davacılar murisi ... adına tespit ve tescil edilmiş, intikal yoluyla 2013 yılında davacılar adına tescil edilmiş, Orman Yönetimi tarafından açılan orman kadastrosuna itiraz davası sonucu ... Kadastro Mahkemesinin 19/01/2011 gün ve 2006/28 E. - 2011/4 K. sayılı kararı ile taşınmazın 3686,12 m²""lik bölümünün orman sınırları içine alınmasına karar verilmiş, hüküm 03/08/2012 tarihinde kesinleşmiş, ilgili mahkeme kararına istinaden taşınmazın tapu kaydına 05/12/2012 tarihinde orman şerhi konulmuş, eldeki dosyada davacılar davasını 15.03.2013 tarihinde açmış, yargılama sırasında Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucu da ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/44 E. - 2016/303 K. sayılı kararı ile taşınmazın 3686,12 m²"lik bölümünün tapu kaydının iptali ile orman olarak tesciline karar verilmiş ve verilen karar 02.07.2016 tarihinde kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılmak suretiyle değer biçilmesinde ve taşınmazın gerçek bedelinin TMK"nın 1007. maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 02/06/2020 günü oy birliği ile karar verildi.