Esas No: 2018/4952
Karar No: 2020/1048
Karar Tarihi: 12.02.2020
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/4952 Esas 2020/1048 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Davacı, davalı ... nezdinde 1999 yılı Kasım ayından 2011 yılı Ağustos ayına kadar bildirilmeyen sigortalılık süresinin tespiti isteminde bulunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kısmen kabul, kısmen reddi ile İlk Derece Mahkemesi Kararının kaldırılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince verilen kararın, taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili sunmuş olduğu 22/01/2013 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının 1999 yılı Kasım ayından, 16.07.2012 tarihine kadar davalı sitede bilfiil çalışmakta iken, hiçbir haklı neden olmaksızın ve feshe bağlı hiçir hakkı ödenmeksizin 16.07.2012 tarihinde site yönetimi tarafından iş akdinin feshedildiğini, davacının 1999 yılında ... ile birlikte davalı sitede çalışmaya başladığını, işe başladığı tarihten 16.07.2012 tarihine kadar sitede genel temizlik, bahçe bakımı, çöp toplama, merdiven temizliği gibi her türlü temizlik ve bakım işini yaptığını, davacı eşi ile birlikte davalı sitede 1999 yılından beri kesintisiz çalıştıklarını, davacı ve eşinin hafta tatili ve resmi dini bayramlarda da çalıştıklarını, ancak davalı ... yönetiminin davacının İş Kanunundan doğan haklarını ödemediğini, iş akdinin haksız feshinden sonra SGK kayıtlarını inceleyen davalının 1999 yılı Kasım ayından 2011 Ağustos ayına kadar sigortasız çalıştırılmış olduğunu gördüğünü, davacı ile aynı tarihte işe baylaşan ve kesintisiz birlikte çalıştıkları eşi ..."ın ise sigorta bildirimlerinin işe giriş tarihinde yapılmış olduğunu, emeklilik tarihi olan 2011 Ağustos ayına kadar kesintisiz sürdüğünü, davacının sigorta kaydının ise ancak eşi ..."ın 2011 Haziran ayında emekli olması ile birlikte işten çıkmasından sonra yapıldığını, müvekkilinin davalı işyerinde haftanın yedi günü en az 14 saat genel tatil günleri de dahil olmak üzere çalıştığını, fazla mesai ücretlerini, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ve diğer yasal haklarını bugüne kadar alamadığını, ayrıca müvekkilinin yaptığı fazla mesai ücretleri, kullanmadığı yıllık izinleri ve bunun karşılığında yıllık için ücretlerini, milli bayramlardaki tüm çalışmalarını da SGK"ya bildirmesi gerekirken, davacının SGK girişi yapılmadığından bu alacaklarının da hiç birinin bildirilmediğini, bu nedenlerle müvekkilinin davalı ... yönetimi ile iş akdine bağlı olarak fiilen çalışmış olduğu halde SGK"ya bildirilmeyen ve belirtilen sürelerdeki çalışmaları nedeni ile geçmiş sürelerinin sigortalı hale getirilmesine sigortalılığın ve hizmetin tespitine, SGK tarafından hesaplanacak primlerin gecikme zammı ile idari para cezasının davalı işverenden tahsiline, davanın kabulüne karar verilmesini", talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle usul yönünden dava ve taraf ehliyeti olmayan site yönetimine karşı açılan davanın reddini talep ettiklerini, davacının iddialarını kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Fer"i müdahil SGK vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
“Davanın kısmen kabulü ile, davacının hizmet akdi ile davalı ... Sitesine ait 2.3530.01.01.1015775.016.10-43 sicil sayılı dosyada işlem gören işyerinde, 01.07.2001 - 01.08.2011 tarihleri arasında, ayda 5 gün kısmi süreli olarak hizmet sözleşmesi ile, 01/07/2001 - 31/12/2001 tarihleri arasında aylık brüt 142.181.040 TL kazançla, 01/01/2002 - 31/03/2002 tarihleri arasında aylık brüt 175.000.000 TL kazançla, 01/04/2002 - 30/06/2002 tarihleri arasında aylık brüt 192.536.825 TL kazançla, 01/07/2002 - 31/12/2002 tarihleri arasında aylık brüt 214.752.613 TL kazançla, 01/01/2003 - 31/12/2003 tarihleri arasında aylık brüt 265.108.398 TL kazançla, 01/01/2004 - 30/06/2004 tarihleri arasında aylık brüt 359.007.126 TL kazançla, 01/07/2004 - 31/12/2004 tarihleri arasında aylık brüt 376.957.482 TL kazançla, 01/01/2005 - 31/12/2005 tarihleri arasında aylık brüt 380,74 TL kazançla, 01/01/2006 - 30/06/2006 tarihleri arasında aylık brüt 413,68 TL kazançla, 31/07/2006 - 31/12/2006 tarihleri arasında aylık brüt 410,75 TL kazançla, 01/01/2007 - 30/06/2007 tarihleri arasında aylık brüt 435,11 TL kazançla, 01/07/2007 - 31/12/2007 tarihleri arasında aylık brüt 452,51 TL kazançla, 01/01/2008 - 30/06/2008 tarihleri arasında aylık brüt 470,61 TL kazançla, 01/07/2008 - 31/12/2008 tarihleri arasında aylık brüt 494,05 TL kazançla, 01/01/2009 - 30/06/2009 tarihleri arasında aylık brüt 561,41 TL kazançla, 01/07/2009 - 31/12/2009 tarihleri arasında aylık brüt 583,60 TL kazançla, 01/01/2010 - 30/06/2010 tarihleri arasında aylık brüt 613.94 TL kazançla, 01/07/2010 - 31/12/2010 tarihleri arasında aylık brüt 740,82 TL kazançla, 01/01/2011 - 31/07/2011 tarihleri arasında aylık brüt 741,18 TL kazançla, çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine" karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili; Mahkeme hükmüne esas alınan bilirkişi raporunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosya incelenmeden önceki bilirkişi raporlarındaki tespit ve değerlendirmeler göz önüne alınmadan tanık beyanlarına ve davacı müvekkile elden ödenen aylık ödeme miktarları hiçe sayılarak tanzim edildiğini, davacıya gerek tanık beyanlarında gerekse makbuz karşılığı elden yapılan ve karar işletme defterlerine kaydı yapılan ödeme miktarları göz önüne alınarak davalı emrinde kesintisiz çalıştığını, davalı işverenin müvekkilin çalışma olgusunu dahi baştan beri inkar ettiğini hizmet sözleşmesini dikkate almadan davanın reddini talep ettiğini, belirterek yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılmasını istemiştir.
Davalı ... Yönetimi vekili, Davacının iddia ettiği gibi Kasım 1999-16/07/2012 tarihleri arasında davalı ... nezdinde sigortalı çalışmadığını sadece 02/08/2011- 16/07/2012 tarihleri arasında kapıcı sıfatıyla çalıştığını, alacaklarının ödendiğini sigorta primlerinin yatırıldığını, davacının 02/08/2011 tarihi öncesindeki sigorta tespit talebinin reddedilmesi gerektiğini çünkü talep ettiği dönemde sitenin çalışanının eşi ... olduğunu, davalı ... yöneticiliği kurulduğu günden bu yana bir kişiyi kapıcı olarak çalıştırdığını bu kişinin de sigortasını yaptırdığını primlerini ve tüm hak ve alacaklarını ödediğini, davacıya ilişkin hazırlanmış bordro veya dönem bildirgesi yokken davanın kısmi kabulü doğru olmadığını, davacının 01/07/2001 - 31/07/2011 tarihleri arasında merdivenleri ve koridorları silmek şeklinde haftada bir kez olmak üzere günde 5-6 saatlik çalışmasının karşılığı temizlik ücreti olarak ödendiğini, iş kanununa göre günlük çalışma saatini bile doldurmayan bu süre için sigorta yaptırma zorunluluğu o dönemde bulunmadığını, davalı ... tarafından yapılan masraf ve yatırılan bilirkişi ücretinin hükümde dikkate alınmadığını belirterek davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddini, yerel mahkemenin davacının sigortalılığının tespitine yönelik kısmi kabulüne ilişkin kararının kaldırılarak davacının davasının tümden reddi yönünde yeniden hüküm kurulmasını istemiştir.
Fer"i müdahil SGK vekili; davacının diğer davalıya ait iş yerinde, iddia ettiği dönemlere ilişkin davalı işveren yanında 1 günlük dahi sigortalı çalışmasının olmadığını, davacının davalı işveren yanındaki sigortalı hizmetlerinin 02.08.2011 - 16.07.2012 dönemleri arasında olduğunu davacının şahsi sicil dosya bilgi ve belgelerine göre hizmet tespiti istediği işveren yanında iddia ettiği ve yerel mahkemece de çalıştığı kabul edilen dönemlere ilişkin belgeye dayalı kaydının bulunmadığını, çalıştığı iddia edilen dönemlere ilişkin davacının yasal belgeye dayalı kaydının bulunmaması karşısında eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporları doğrultusunda, davanın reddi gerektiğini kabulü yönünde hüküm kurulmuş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, davacının hizmet cetvelinde yer alan sigortalı çalışmaları dışında çalıştığını iddia ettiği davalı iş yerinde sigortalı çalışmasının ve dönem bordrolarının mevcut olmadığının tespit edildiğini, dönem bordrosunun verilmemesi eylemli bir çalışmanın olmadığının karinesi olduğunu beyan ederek Yerel Mahkeme Kararının esastan bozulmasına ve dosyanın yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmek üzere üzere ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmesini istemiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bursa Bölge Adliye Mahkemesinin 3. Hukuk Dairesi, “Davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine, davalı Yeşil Kent Site Yöneticiliği"nin istinaf başvurularının yargılama giderleri yönünden kabulü ile Orhangazi 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi"nden verilen 17/11/2017 tarih, 2013/52 Esas ve 2017/702 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili temyize cevap dilekçesinde, davanın kabulü gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın temyizen bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ... yönetimi vekili ile fer"i müdahil SGK vekili, istinaf başvuru sebeplerini tekrarla eksik inceleme neticesi hüküm kurulduğunu belirterek kararın temyiz incelemesi ile bozulmasını talep etmişlerdir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm, davalı ... Yönetimi ile fer"i müdahil Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca, 01.10.2008 tarihi öncesi isteme ilişkin davanın yasal dayanağı mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 79/10. ve 01.10.2008 tarihi sonrası isteme ilişkin davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleridir. 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.
6100 sayılı HMK 119/1-e maddesi gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, 194 maddesi gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
Bir davada soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
HMK 31 maddesi gereğince, hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, HMK 31 maddesi ve 119/1-e maddesi gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
Eldeki dosyada, davacı, 05.12.1999 tarihinden itibaren sigorta bildirimi yapılmak suretiyle davalı sitede kapıcı olarak çalışmaya başlayan eşi ...’la birlikte aynı anda sitede çalışmaya başladığını, bu kapsamda genel temizlik, bahçe bakımı, çöp toplama, merdiven temizliği gibi her türlü temizlik ve bakım işini yaptığını, bu çalışmasını eşi ...’ın 2011 yılı Mayıs ayında emekli olmasından sonra da devam ettirdiğini, davalı ... yönetiminin Ağustos 2011’den 16.07.2012 tarihine kadar kendisini sigortalı olarak çalıştırdığını belirterek 1999/Kasım-Ağustos 2011 dönemi için sigortalılığının tespitini istemişse de, Mahkemece yapılan değerlendirme sonucunda davanın kısmen kabulü ile davacının 01.07.2001 - 31.07.2011 arası sigortalılığının tespitine karar verilmesi isabetsizdir.
Davalı ..., 3 blok 75 daireden oluşmakta olup bloklardan birinde 2 adet kalorifer kazanı bulunmaktadır. Davacının eşi ...’ın davalı sitede, 05.12.1999 - 10.05.2011 tarihleri arasında kapıcı olarak sigorta bildiriminin yapılmış, davacının ise dosyada mevcut site yönetiminin karar defterleri ile gelir-gider defterlerindeki kayıtlara göre, bu dönem içinde 30.08.2001 - 14.05.2004 ile 02.01.2009 - 15.06.2011 tarihleri arasında ise önceleri haftalık daha sonra da aylık şekilde bedeli ödenmek üzere üç bloğun iç merdiven temizliği işlerinin arızi olarak yaptırıldığı anlaşılmaktadır. 14.05.2004 - 02.01.2009 tarihleri arası için ise bu konuya ilişkin herhangi bir yazılı kayıt da mevcut değildir.
Davacının eşinin emekli olmasından kısa bir süre sonra ise davacının tek başına tüm kapıcılık hizmetlerini 02.08.2011 - 16.07.2012 tarihleri arasında sigortalı olarak yerine getirdiği de anlaşılmaktadır.
Buna göre, kapıcılık hizmetlerinin niteliği gereği gün boyu sürmediği, karı kocanın birbirine yardım mahiyetindeki bir takım işlerin yapılmasının taraflara fazladan bir hak bahşetmeyeceği de nazara alındığında; dava konusu ettiği dönemde davalı sitede, eşinin kapıcı olarak çalıştığı sabit olduğundan bu dönemde yaptığı çalışmalarının eşe yardım niteliğinde bulunduğu anlaşılmakla, davanın bu sebeple reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup temyizen bozulması gerekmektedir.
O hâlde, davalı ve fer"i müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ... Yönetimine iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.