Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/9984 Esas 2016/6278 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9984
Karar No: 2016/6278
Karar Tarihi: 19.04.2016

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/9984 Esas 2016/6278 Karar Sayılı İlamı

18. Hukuk Dairesi         2015/9984 E.  ,  2016/6278 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Dava dilekçesinde, nüfus kayıtlarında adının değiştirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı dava dilekçesinde özetle; kızının nüfus kayıtlarında adının "..." olarak kayıtlı olmasına rağmen tüm yakınları ve etrafında "..." ismi ile tanındığını ve bu isimle çağrıldığını belirterek kızının nüfus kayıtlarındaki "..." olan adının "..." olarak değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27. maddesi hükmü uyarınca kişi, haklı nedenlere dayanarak adının değiştirilmesini hakimden isteyebilir. Yargıtay uygulamalarında yasanın buyurucu hükümlerine aykırı olmamak koşuluyla bir kişi iş ve aile ilişkilerinde tanındığı adını kullanabilir ve bu adla nüfusa tescilini isteyebilir. Yine aynı Kanunun velâyetin kapsamı başlıklı 339. maddesinin 5. fıkrasında "Çocuğun adını ana ve babası koyar" açık hükmü gereği velayet altında bulunan kişilerle ilgili velayet sahibi ana ve babanın başvuruda bulunabileceği çocuklarına ad vermekte kanuna dayanan yetkilerinin olduğu aşikardır.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının ... ile 25.04.2003 tarihinde evlendiği, 16.11.2009 tarihinde nüfus kaydına göre "..." isimli bir çocuklarının bulunduğu, davacının eşinin 01.05.2014 tarihinde vefat ettiği, davacının 12.08.2014 tarihinde eldeki davayı açarak kızının nüfus kayıtlarında yer alan "..." isminin "..." olarak değiştirilmesini istediği, yargılama sırasında dinlenen tanıkların, davacının kızının doğduğundan beri çevresinde ve aile arasında "..." adı ile bilindiğini beyan ettikleri ve davacının kızının "..." adı ile bilindiğinin tespit edildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında davada davacı tarafından kızının adının değiştirilmesinde haklı nedenin varlığını kanıtladığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.