Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4524
Karar No: 2019/4322
Karar Tarihi: 09.05.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/4524 Esas 2019/4322 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/4524 E.  ,  2019/4322 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacının mirasçıları ...,... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; annesi muris ... tarafından düzenlenen vasiyetnamenin açılıp okunduğunun Mahkemece tespit edildiğini, vasiyetnamede murise intikal eden taşınmazlardaki hisselerinin tamamını kendisine vasiyet ettiğini belirterek vasiyet eden muris adına intikal eden hisselerinin tapuda iptali ile kendisi adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece; delillerin toplanması aşamasında davacı tarafa, davacının murisine ait veraset ilamını sunması veya bu hususta dava açması ve vasiyete konu gerek murise ait gerekse vasiyette belirtilen taşınmazın hükmen ifrazından sonra oluşan parsellerin maliklerini de davaya dahil etmesi, bu hususta gerekli gider ve dilekçeleri sunması ayrıca murise ait başkaca tapu kayıtları var ise bildirmesi için davacı vekiline 2 haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiştir.
    Mahkemece, kesin süre içerisinde belirtilen eksikliklerin giderilmediği ve giderlerin yatırılmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, davacının 13.09.2015 tarihinde ölümü üzerine hüküm süresi içerisinde davacının mirasçıları ...,... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Talep, Türk Medeni Kanunu’nun 600. maddesine dayalı vasiyetnamenin yerine getirilmesi isteğine ilişkin olup, vasiyetnameyi yerine getirme görevlisi varsa ona karşı, yoksa ifa ile yükümlü olan yasal veya atanmış mirasçılara yöneltilmesi zorunludur.
    Hukuk Yargılamasına ilişkin kurallar, yargılamanın düzenli yapılması ve hakkın olabildiğince çabuk elde edilmesi amacını gerçekleştirmek için getirilmiştir. İşte hakkın elde edilmesi için birer araç olan bu kurallar amaca uygun somut bir görevin varlığı halinde uygulama alanı bulurlar. Aksi halde araçla ulaşılması istenilen amaç arasında gerçek ve esaslı bağın bulunmaması anlamsızlığı (şekilcilik) ortaya çıkarır. Mahkemelerin amacı, ne olursa olsun uyuşmazlıkları ortadan kaldırmak değil, pozitif hukukun ölçüsünde, hakkı belirleyerek sonuca ulaşmaktır.
    Yine hakim, davanın süratli bir şekilde bitirilmesini temel amaç kabul edip, kesin süre kurumunu bu amacın hizmetine vermemelidir. Zira davanın makul sürede bitirilmesi adil yargılama hakkının bir unsuru ise de, bu temel insan hakkı, diğer usulü hakların feda edilmesiyle gerçekleştirilebilecek bir hak değildir. ( HGK 28.04.2010 gün Esas: 2010/2-221, Karar: 2010/241 )
    6100 sayılı HMK"nun 30. maddesinde “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” şeklinde usul ekonomisi ilkesi getirilmiştir. Her dava, mümkün olan en kısa zamanda, en az giderle görülüp sonuçlandırılmalıdır.
    Geciken adaletin adaletsizlik olduğu düşünülerek, davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere getirilen kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Bu anlamda mahkemece verilen kesin sürenin yeterli ve makul uzunlukta olmasının yanı sıra, tarafların yargılamadaki tutumları ile süreye konu işlemin özelliğinin de göz önünde bulundurulması gerekir.
    Mahkemece 06/05/2013 tarihli ön inceleme-1 tutanağı ile davacıya;
    "1-Davacı vekiline davacının murisi ... "e ait (davacının da mirasçılar arasında yer aldığı) veraset ilamının sunması veya bu hususta dava açması,
    2-Vasiyete konu gerek muris ... "e ait gerekse vasiyette ... 150 parsel olarak belirtilen taşınmazın 06/12/2010 tarih ve ... yevmiye numarası ile hükmen ifrazından sonra oluşan aktif kayıtlar olan 189, 190, 191, 192, 193 parsellere ilişkin kayıtlar çerçevesinde ilgili malikleri de davaya dahil etmesi, bu hususta gerekli gider ve dilekçeleri sunması ayrıca murise ait başkaca tapu kayıtları var ise bildirmesi için davacı vekiline 2 haftalık kesin süre verilmesine ", karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Anılan ön inceleme tutanağının davacıya 16/05/2013 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 30/05/2013 tarihinde dilekçesi ile murisin mirasçılarını gösterir veraset ilamını dosyaya sunduğu ancak mahkemece kesin süre içerisinde belirtilen eksikliklerin giderilmediği ve giderlerinin yatırılmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeni ile 30/09/2015 tarihinde davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
    Medeni usul hukukunda süreler, kanunda belirtilir veya hakim tarafından tespit edilir. Hakim somut olayın özelliklerine uygun olmak üzere tarafa kesin süre verebilir.
    Somut olayda, davacının mahkemeye 30.05.2013 tarihinde sunduğu dilekçesinin süresinde olduğu, dilekçenin sehven ... Asliye Hukuk Mahkemesinin Esas: ... sayılı dosyasına takıldığı buna ilişkin Mahkemece 22.10.2013 tarihinde tutanak düzenlendiği anlaşılmıştır.
    Davacı tarafça, murise ait mirasçılık belgesi ile taşınmazlara ilişkin beyanları içerir dilekçe süresinde mahkemeye sunulmasına rağmen davanın usulden reddine karar verilerek sonuçlandırıldığı görülmekle bu suretle verilen kesin süre hukuki sonuç doğurmayacaktır.
    O halde; mahkemece, yanılgılı değerlendirme ile hak kaybına sebebiyet verecek şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi