Esas No: 2019/347
Karar No: 2022/1747
Karar Tarihi: 31.03.2022
Danıştay 10. Daire 2019/347 Esas 2022/1747 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2019/347 E. , 2022/1747 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/347
Karar No : 2022/1747
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : 1. Huk. Müş. Yrd. V. …
DAVANIN_KONUSU : Irak vatandaşı olan ve avukatlık mesleğini icra edebilmek için Türk Soylu Yabancılara Mahsus Kimlik Belgesi talebinde bulunan davacı tarafından, başvurusunun reddine ilişkin İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün … tarihli ve … sayılı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan ve aynı Genel Müdürlükçe düzenlenen … tarih ve … numaralı Genelge'nin "İstenilen Belgeler" başlıklı kısmının 1 nolu sırasında yer alan "Vatandaşı olduğu Devletin Konsolosluğundan, Türk soylu olduğuna dair aldığı belgenin aslı veya noterden tasdikli olması" ibaresinin iptali istenilmektedir.
DAVACININ_İDDİALARI : Davacı tarafından, ne 2527 sayılı Türk Soylu Yabancıların Türkiye'de Meslek ve Sanatlarını Serbestçe Yapabilmelerine, Kamu, Özel Kuruluş veya İşyerlerinde Çalıştırılabilmelerine İlişkin Kanun'da, ne de ilgili Yönetmelikte başvuruda bulunan şahıs tarafından, vatandaşı olduğu Devletin konsolosluğundan Türk soylu olduğuna dair bir belgenin getirilmesi şartının öngörülmediği, davaya konu Genelge hükmü ile yeni bir şart getirildiği, bu sebeple anılan düzenlemenin normlar hiyerarşisine aykırı olduğu, Irak Devleti Konsolosluğunca tarafına Türk soylu olduğuna ilişkin bir belgenin verilmesinin hukuken ve fiilen olanaklı olmadığı, kaldı ki bu belgeyi temin etme yolundaki uğraşlarının da sonuçsuz kaldığı, Irak vatandaşlarının Türk soylu olduklarının belirlenmesinin mensubu oldukları Türkmen toplumunun temsilcilikleri tarafından yapıldığı ve bu yöntemin Türkiye'de uzun yıllardır uygulandığı, bu uygulamaya istinaden yaptığı başvuru üzerine Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneğinden tarafına "Türk Asıllı Belgesi" verildiği, idarece tesis edilen düzenlemede anılan belgenin Irak Konsolosluğundan onaylatılması gerektiği belirtilmiş ise de, söz konusu Konsolosluğun Türk yasalarına göre kurulmuş ve işlemleri Türk Devletinde sari olacak bir kurumun herhangi bir işlemini onaylamasının mümkün olmadığı, ayrıca kendisi gibi Türk soylu olan bazı Irak vatandaşlarının da Türkmen temsilcilikleri vasıtasıyla "Türk Asıllı Belgesi" aldıkları, söz konusu belgenin bu kapsamda kabul edilerek kendilerine Türk soylu statüsünün tanındığı, bu kişilere yönelik olarak Türk Soylu Yabancılara Mahsus Kimlik Belgesi düzenlendiği, öte yandan Türk hukukunda Türk soyluluğun belirlenmesi hususunda yeknesak bir uygulamanın mevcut olmadığı, 2527 sayılı Kanun ve diğer yasal düzenlemelerde Türk soyluluğun hangi kesin ve objektif ölçütlere göre belirleneceği hususunda bir düzenleme bulunmadığı, diğer taraftan 2001-2002 tarihinde önce Gazi TÖMER'i, sonrasında sırasıyla Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini, ardından aynı Üniversitede Hukuk Yüksek Lisansını Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sağlamış olduğu burslarla tamamladığı, bu bölümleri Irak Türkmenlerine sağlanan kontenjanlardan kazandığı, yine Türk soylu belgesi ile Ankara Barosunda avukatlık stajını tamamladığı belirtilerek, dava konusu Genelge hükmü ve bireysel işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, bu sebeple iptalleri gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVALININ_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Türkiye'de ikamet etmekte olan Türk soylu yabancıların 2527 sayılı Kanun'dan doğan haklarını kullanabilmeleri için Türk soylu olduklarını ispat etmeleri gerektiği, bu şartın gerçekleşmesi halinde bu kişilerin Türk Soylu Yabancılar Kütüğüne kaydedildiği ve kendilerine Türk Soylu Kimliği verildiği belirtilerek, dava konusu edilen bireysel işlemde, davacıya Türk soylu yabancılara verilen Yabancılara Mahsus Kimlik Belgesini alabilmesi için gerekli olan Türk soylu olduğuna ilişkin belgenin yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri gereğince vatandaşı olduğu Devletin konsolosluğundan onaylatılması gerektiğine yönelik bilgi verildiği, dolayısıyla davacı hakkında tesis edilen işlemin, başvurusunun reddine yönelik olmayıp, davacının Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneğinden almış olduğu Türk soylu olduğuna ilişkin belgenin mevzuat hükümleri uyarınca tasdik işlemlerinin tamamlanmasından ibaret olduğu, bu işlemlerin tamamlanması halinde talebin Genel Müdürlük tarafından tekrar değerlendirileceği belirtilerek dava konusu bireysel işlem ve düzenleyici işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davaya konu düzenleyici işlem ve söz konusu işleme dayanılarak tesis edilen bireysel işlemin iptali gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava, Irak vatandaşı olan davacı tarafından, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … numaralı Genelgesinin "İstenilen Belgeler" başlığı altında düzenlenen 1 nolu bendinin (Vatandaşı olduğu Devletin konsolosluğundan, Türk soylu olduğuna dair aldığı belgenin aslı veya noterden tasdikli olması) ve anılan Genelge'ye dayanılarak tesis edilen 16/11/2018 tarih ve 140674 sayılı davalı idare işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
2527 sayılı Türk Soylu Yabancıların Türkiye'de Meslek ve Sanatlarını Serbestçe Yapabilmelerine, Kamu, Özel Kuruluş veya İşyerlerinde Çalıştırılabilmelerine İlişkin Kanun'un "Amaç" başlıklı 1. maddesinde, Kanunun amacı, Türkiye'de ikamet eden Türk soylu yabancıların ihtiyaç duyulan meslek ve sanatları serbestçe yapabilmelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Güvenlik Teşkilatı hariç olmak üzere kamu, özel kuruluş veya işyerlerinde bu meslek ve sanat dallarında çalıştırılabilmelerine olanak sağlamak olarak belirlenmiş; "Kapsam" başlıklı 2. maddesinde, bu Kanun'un, Türk soylu yabancıların Türkiye'de çalışmalarına, kamu, özel kuruluş veya işyerlerinde çalıştırılabilmelerine izin verilmesine, meslek kuruluş ve sosyal güvenlik kurumları ile ilişkilerine hak ve yükümlülüklerinin düzenlenmesine ilişkin hükümleri kapsadığı belirtilmiştir.
2527 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan, Türk Soylu Yabancıların Türkiye'de Meslek ve Sanatlarını Serbestçe Yapabilmelerine, Kamu, Özel Kuruluş veya İşyerlerinde Çalıştırılabilmelerine Dair Kanunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin, "Amaç" başlıklı 1. maddesinde, Yönetmeliğin amacının Türkiye'de ikamet eden Türk soylu yabancıların, yurt içinde ihtiyaç duyulan meslek ve sanatları serbestçe yapabilmelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Güvenlik Teşkilatı hariç olmak üzere, kamu veya özel kurum, kuruluş veya işyerlerinde çalıştırılabilmelerine ilişkin esas ve usulleri saptamak suretiyle uygulamaya yön vermek olduğu; "Kapsam" başlıklı 2. maddesinde, bu Yönetmeliğin, Türk soylu yabancıların,Türkiye'de serbestçe çalışmalarına, kamu veya özel kurum, kuruluş veya işyerlerinde çalıştırılabilmelerine izin verilmesine, mesleki kuruluş ve sosyal güvenlik kuruluşları ile ilişkilerine, hak ve yükümlülüklerinin düzenlenmesine ait esas ve usul hükümlerini kapsadığı düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri incelendiğinde; gerek 2527 sayılı Kanun, gerekse de uygulama Yönetmeliğinin Türkiye'de ikamet eden Türk soylu yabancıların ihtiyaç duyulan meslek ve sanatları serbestçe yapabilmelerine yönelik düzenlemeler içerdiği anlaşılmakta, ancak anılan yasal düzenleme ve Yönetmelik hükmünde Türk Soylu ifadesinden neyin anlaşılması gerektiği konusunda bir tanıma yer verilmediği gibi Türk Soyluluğun tespitine ilişkin de herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
Uyuşmazlıkta; davaya konu Genelge hükmüyle Türk soylu yabancıların "Yabancılara Mahsus Kimlik Belgesi" alabilmeleri için, bu kişilerin vatandaşları oldukları Devletin konsolosluğundan, Türk Soylu olduklarına dair aldıkları belgenin aslı veya noterden tasdikli olması şartına yer verildiği görülmekle birlikte; 2527 sayılı Kanun ve bu Kanun'un uygulanmasına ilişkin Yönetmelikte Türk soyluluğun tespiti hususuna yönelik olarak herhangi bir sınırlama getirilmeden davaya konu Genelge hükmü ile bu hususa yönelik olarak kısıtlayıcı nitelikte getirilen dava konusu düzenlemede üst hukuk normlarına uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmakla dava konusu düzenlemenin ve buna dayalı olarak tesis edilen işlemin iptali gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 31/03/2022 tarihinde, davacı ile davacı vekili Av. ...'in geldiği, davalı idareyi temsilen gelen olmadığı, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Davacı tarafa usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra davacı tarafa son kez söz verilerek, duruşma tamamlandı. Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Irak vatandaşı olan ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezuniyetinin ardından Ankara Barosu nezdindeki avukatlık stajını tamamlayan davacı tarafından, avukatlık mesleğini Türkiye'de icra edebilmek için Türk soylu yabancılara mahsus tutulan özel kütüğe nüfus kaydını yaptırmak amacıyla 06/11/2018 tarihinde İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'ne başvuruda bulunulmuştur. Davacı, başvuru formunun ekine, Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneğince düzenlenen "Türk Asıllı Belgesi"nin, diplomasının, pasaportunun, evlenme cüzdanının, ikamet tezkeresinin noter onaylı fotokopileri ile 2 adet vesikalık fotoğrafını eklemiştir. Bu başvuru, Bakanlığın … tarih ve … sayılı işlemiyle, davacının vatandaşı olduğu Devletin Konsolosluğundan alması gereken Türk soylu olduğuna dair belgenin eksik olması sebebiyle … tarih ve … numaralı Genelge kapsamında reddedilmiştir.
Bunun üzerine davacı tarafından, bu işleme karşı 17/12/2018 tarihinde itiraz başvurusunda bulunulmuş, söz konusu başvurunun İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işlemiyle, davacının Türk soylu olduğuna ilişkin belgenin vatandaşı olduğu ülkenin konsolosluğundan onaylatılması gerektiğinden bahisle reddedilmesi sonucu, davacı tarafından başvurusunun reddi yolunda tesis edilen bireysel işlem ile söz konusu başvurunun reddi işlemine dayanak olan İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün 01/12/2006 tarih ve 2006/19 numaralı Genelgesinin "İstenilen Belgeler" başlıklı kısmının 1 nolu sırasında yer alan ibarenin iptali yer alan ibarenin istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … numaralı Genelgesinde, 2527 sayılı Kanun kapsamında "Yabancılara Mahsus Kimlik Belgesi" almak istemiyle yapılan başvurularda istenilen belgeler düzenlenmekte olup; Genelgenin davaya konu "İstenilen Belgeler" başlıklı kısmının 1 nolu sırasında ise, başvuran kişinin vatandaşı olduğu Devletin Konsolosluğundan, Türk soylu olduğuna dair aldığı belgenin aslı veya noterden tasdikli olması şartına yer verilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
29/09/1981 tarih ve 17473 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2527 sayılı Türk Soylu Yabancıların Türkiye'de Meslek ve Sanatlarını Serbestçe Yapabilmelerine, Kamu, Özel Kuruluş veya İşyerlerinde Çalıştırılabilmelerine İlişkin Kanun'un "Amaç" başlıklı 1. maddesinde, Kanunun amacının, Türkiye'de ikamet eden Türk soylu yabancıların ihtiyaç duyulan meslek ve sanatları serbestçe yapabilmelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Güvenlik Teşkilatı hariç olmak üzere kamu, özel kuruluş veya işyerlerinde bu meslek ve sanat dallarında çalıştırılabilmelerine olanak sağlamak olduğu; "Kapsam" başlıklı 2. maddesinde, bu Kanun'un, Türk soylu yabancıların Türkiye'de çalışmalarına, kamu, özel kuruluş veya işyerlerinde çalıştırılabilmelerine izin verilmesine, meslek kuruluş ve sosyal güvenlik kurumları ile ilişkilerine hak ve yükümlülüklerinin düzenlenmesine ilişkin hükümleri kapsadığı belirtilmiş; "Çalışma izni verilmesi" başlıklı 3. maddesinde, "Türk soylu yabancıların, kanunlarda Türk vatandaşlarının yapabileceği belirtilen meslek, sanat ve işlerde çalışabilme ve çalıştırılabilmeleri için, özel kanunlarda aranan nitelikleri taşımak ve yükümlülükleri yerine getirmek şartıyla, bu Kanun ve Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanuna göre, İçişleri ve Dışişleri Bakanlıkları ile diğer ilgili bakanlık ve kuruluşların görüşleri alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca izin verilir." hükmü; "Kişisel hal durumları ve kayıtları" başlıklı 6. maddesinde, "Türkiye'de çalışmalarına izin verilenlerin kayıt ve dosyaları Dışişleri, ilgili bakanlıklar ve İçişleri Bakanlığınca tutulur ve yürütülür." hükmü; "Haklarında uygulanmayacak hükümler" başlıklı 7. maddesinde, "Bu Kanuna göre kendilerine izin verilenler, izin süresince, ikamet ve çalışma ile ilgili kanunların öngördüğü Türk vatandaşı olma şartından istisna edilirler." hükmü; davaya konu düzenleyici işlemin yürürlüğe girdiği tarihteki haliyle "Yönetmelik" başlıklı 8. maddesinde, "Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin esaslar ve çalışma veya çalıştırılma şartları, İçişleri Bakanlığının koordinatörlüğünde ilgili bakanlıkların görüşleri alınmak suretiyle Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir." hükmü yer almıştır.
2527 sayılı Kanun'un 8. maddesine dayanılarak hazırlanan ve 14/01/1983 tarihli, 17928 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Türk Soylu Yabancıların Türkiye'de Meslek ve Sanatlarını Serbestçe Yapabilmelerine, Kamu, Özel Kuruluş veya İşyerlerinde Çalıştırılabilmelerine Dair Kanunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin "Amaç" başlıklı 1. maddesinde, Yönetmeliğin amacının Türkiye'de ikamet eden Türk soylu yabancıların, yurt içinde ihtiyaç duyulan meslek ve sanatları serbestçe yapabilmelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Güvenlik Teşkilatı hariç olmak üzere, kamu veya özel kurum, kuruluş veya işyerlerinde çalıştırılabilmelerine ilişkin esas ve usulleri saptamak suretiyle uygulamaya yön vermek olduğu; "Kapsam" başlıklı 2. maddesinde, bu Yönetmeliğin, Türk soylu yabancıların,Türkiye'de serbestçe çalışmalarına, kamu veya özel kurum, kuruluş veya işyerlerinde çalıştırılabilmelerine izin verilmesine, mesleki kuruluş ve sosyal güvenlik kuruluşları ile ilişkilerine, hak ve yükümlülüklerinin düzenlenmesine ait esas ve usul hükümlerini kapsadığı belirtilmiş; "İzin Verilebilme Şartları" başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasında, bu Yönetmelik uyarınca kanunlarda Türk vatandaşlarının yapabileceği belirtilen veya Türk vatandaşı olma şartı aranan meslek, sanat ve işlerde Türk soylu yabancıların çalışma veya çalıştırılabilmelerine izin verilebilmesi için aranan şart ve belgeler 7 bent halinde sayılmış; bu kapsamda fıkranın 5. bendinde, "Yabancılar için açılacak özel kütüklerde nüfus kayıtlarını tesis ettirdiğini belgelendirmek" şartına yer verilmiş; "Türk Vatandaşı Olma Şartının Aranmaması" başlıklı 11. maddesinde, bu Yönetmelik esaslarına göre, kendilerine çalışma veya çalıştırılabilme izni verilenlerin, bu izin süresince, sadece Türk vatandaşlarına hasredilen işleri de yapabilecekleri, bunların Doktorluk, Hemşirelik, Avukatlık, Mühendislik gibi meslekleri serbestçe veya kamu veya özel kurum, kuruluş veya işyerlerinde yapabilmek veya memur olabilmek için genel veya özel kanunların aradığı Türk vatandaşı olma şartından istisna edilecekleri, ancak Türk Silahlı Kuvvetlerinde veya Güvenlik Teşkilatlarında çalıştırılamayacakları kurala bağlanmış; "Kişisel Hal Durumları ve Nüfus Kayıtları" başlıklı 15. maddesinde, bu Yönetmelik hükümlerine tabi olan Türk soylu yabancıların yabancı nüfus kayıtlarını tesis ettirmekle yükümlü oldukları, bu kişilere ait nüfus kayıtlarının Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü Merkez Nüfus İşlemler Şubesinde açılacak özel kütüklerde tutulacağı, ilgililerin, medeni ve şahsi hallerinde meydana gelecek her türlü değişiklikleri, nüfus mevzuatı ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin olarak İçişleri Bakanlığı'nca çıkartılacak Yönergede belirtilecek esas ve usüllere göre, nüfus idarelerine bildirmek ve nüfus kayıtlarına işletmekle yükümlü oldukları düzenlenmiştir.
Dava Konusu Genelgenin İncelenmesi:
Anayasa'nın 124. maddesinin, dava konusu Genelgenin yürürlüğe girdiği tarihteki halinde, Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabileceği hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, idari teşkilat yapısı içinde yer alan Bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve kuruluşları, görev alanlarına ilişkin olarak ve yönetmelik, yönerge, tebliğ, genelge ve talimat gibi çeşitli adlar altında düzenleme yapabilmektedirler.
Bu düzenlemeler arasında uyulması gereken "normlar hiyerarşisi" kuramına göre, hukuk düzeni, farklı kademede yer alan Anayasa, kanun, yönetmelik ve diğer düzenleyici işlemlerden oluşan birçok normu içermekte ve her norm geçerliliğini bir üst basamakta yer alan normdan almaktadır. Normlar hiyerarşisine göre kanundan sonra gelen yönetmelik, genelge, tebliğ, talimat gibi düzenlemelerin ancak kanunda verilmiş olan hakkın kullanılmasının açıklanması ile ilgili olacağı, bu metinlerde kanun ile verilmiş olan hakkı genişletici veya daraltıcı mahiyette hükümlere yer verilemeyeceği hukukun genel ilkelerindendir.
2527 sayılı Kanun ile Uygulama Yönetmeliğinin yukarıda aktarılan hükümlerinden anlaşılacağı üzere; Türk soylu yabancıların Türkiye'de meslek ve sanatlarını serbestçe icra edebilmeleri için 2527 sayılı Kanun uyarınca çalışma izni almaları şarttır. Söz konusu çalışma izninin verilmesi ise, özel kanunlarda aranılan niteliklerin yanı sıra Uygulama Yönetmeliğinin 3. maddesinde 7 bent halinde sayılan belgelerin sunulması şartına bağlı bulunmaktadır. Anılan maddenin 5. bendinde aranılan belgelerden biri de "Yabancılar için açılacak özel kütüklerde nüfus kayıtlarını tesis ettirdiğine" dair belgedir. Dolayısıyla "Türk Soylu Yabancılara Mahsus Kimlik Belgesi" alınmış olması, 2527 sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliği kapsamında çalışma izni düzenlenmesinin ön şartıdır. Diğer bir anlatımla, söz konusu kimlik belgesini alamayan kişilerin, 2577 sayılı Kanun uyarınca çalışma izni alabilmeleri de mümkün değildir. Bütün belge ve koşulların tamamlanması halinde düzenlenecek olan çalışma izni ile Türk soylu yabancılar, Türkiye'de Türk vatandaşlarına hasredilen avukatlık, mühendislik gibi meslekleri serbestçe ve/veya bir işverene bağlı olarak yapabilmekte, başka bir ifadeyle Türk vatandaşlığı koşulundan istisna tutulmaktadır.
Bu çerçevede, gerek 2527 sayılı Kanun'un 6. maddesi, gerekse Uygulama Yönetmeliğinin 15. maddesinde, Türk soylu yabancılara ilişkin nüfus kayıtlarının İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü nezdinde açılacak özel kütüklerde tutulacağının; söz konusu kayıtların tesisi, değişikliklerin işlenmesi, bu kapsamda kütüğe ilişkin başvurularda aranılan şartlar ile belgelerin içerik ve nitelikleri hakkında esas ve usullerin İçişleri Bakanlığı'nca düzenleneceğinin kurala bağlanmış olması karşısında, davalı İçişleri Bakanlığının belirtilen alanda dava konusu Genelge ile düzenleme yapma yetkisinin bulunduğu hususunda kuşku yoktur.
Bununla birlikte, söz konusu düzenleme yetkisinin normlar hiyerarşisi ilkesine uygun olarak kullanılması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır. Buna göre, Yönetmeliğin 15. maddesinin 1. fıkrasının son cümlesinde, kütüğe kayıt için başvuru formunun doldurulmasına esas olan belgelerin noterden onaylı örneklerinin de evraka eklenmesi gerektiğinin öngörüldüğü ve Türk soyluluğunu ispata yarayacak belgenin de bu kapsamda olduğu açık ise de; 2527 sayılı Kanun ve bu Kanun'un uygulanmasına ilişkin Yönetmelik hükümlerinde, Türk soylu ifadesinden neyin anlaşılması gerektiği konusunda bir tanıma yer verilmediği gibi Türk soyluluğun tespitine ve belgelendirilmesine ilişkin de herhangi bir düzenleme sevk edilmediği görülmektedir.
Bu haliyle, 2527 sayılı Kanun ve bu Kanun'un uygulanmasına ilişkin Yönetmelikte Türk soyluluğun tespiti hususuna yönelik olarak herhangi bir sınırlamaya yer verilmemesine rağmen, davaya konu Genelge hükmü ile Türk soylu yabancılara "Yabancılara Mahsus Kimlik Belgesi" verilebilmesi için, vatandaşları oldukları Devletin Konsolosluğundan, Türk soylu olduklarına dair belge almaları şartı getirilmek suretiyle Türk soylu olduklarını başka surette ispat edebilme imkanı verilmeden kısıtlayıcı nitelikte kural sevk eden dava konusu düzenlemede üst hukuk normlarına uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Dava Konusu Bireysel İşlemin İncelenmesi:
Uyuşmazlıkta; davacının Türk soylu yabancılar için tutulan özel kütüğe nüfus kaydının yapılmasına yönelik başvurusunun, yukarıda açılanan gerekçeler kapsamında hukuka aykırı olduğu sonucuna varılan davaya konu Genelge kuralı uyarınca reddedildiği görüldüğünden, söz konusu başvurunun reddedilmesine yönelik bireysel işlemde de bu yönüyle hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … numaralı Genelgesinin "İstenilen Belgeler" başlıklı kısmının 1 nolu sırasında yer alan "Vatandaşı olduğu Devletin Konsolosluğundan, Türk soylu olduğuna dair aldığı belgenin aslı veya noterden tasdikli olması" ibaresinin İPTALİNE,
2. İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işleminin İPTALİNE,
3. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen … TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere, 31/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.