Esas No: 2022/4792
Karar No: 2022/7701
Karar Tarihi: 24.05.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4792 Esas 2022/7701 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, sigorta başlangıcının 01.04.1985 tarihi olarak tespiti ve 01.12.2013 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazanma talebinde bulundu. Mahkeme, yapilan yargilama sonucunda davanin reddedilmesine karar verdi. Ancak Yargitay 16.02.2017 tarihli kararinda, isyerinin faal olup olmadigi ve davacinin bu isyerinde calisip calismadigi tespit edilmelidir denildi. Bu gereklilik tam olarak yerine getirilmemis olup, eksik inceleme ve hatali degerlendirme sonucu karar verilmistir. Kanun Maddeleri: 506 sayili kanunun 2., 6., 9. ve 79/8. maddeleri.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, sigorta başlangıcının 01.04.1985 tarihi olarak tespiti ve 01.12.2013 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu eldeki davada, mahkemece 01.04.1985 tarihi itibariyle sigortalılık başlangıcının tespitine, 01.12.2013 tarihi itibariyle yaş şartı gerçekleşmediğinden yaşlılık aylığı tahsisi talebinin reddine dair verilen ilk karar, Dairemizin 16.02.2017 günlü ve 2016/17528- 2017/1163 E.K. sayılı ilamı ile; “işe giriş bildirgesinin verildiği işyerinin bulunduğu çevrede ayrıntılı kolluk araştırması yapılmalı ve anılan tarihte işyerinin faal olup olmadığı davacının bu iş yerinde çalışıp çalışmadığı tespit edilmeli,vergi kayıtları getirtilmeli, komşu iş yeri araştırması da yapılarak iş yerinin faaliyetini bilen tanıklar resen araştırılmalı ve tespit edilen tanıklar dinlendikten sonra sonucuna göre karar verilmelidir” şeklindeki gerekçeyle bozulduğu, bozma sonrası mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de; bozma gereğinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda; Mahkeme yönünden o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine bozma kararında açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar.
Mahkemenin, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06/03/2002 gün ve 1/119-135 sayılı kararında da belirtildiği üzere; bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar ve mahkemenin bozma kararı doğrultusunda işlem yapma ve hüküm verme yükümlüğü vardır. Bu ilke Usul Kanunu'nun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeni ile ilgilidir. Yargıtay'ın bozma kararına uymuş olan mahkemenin, bu uyma kararı ile bağlı olup bozma gereğince değerlendirme yaparak yeni hükmünü tesis etme zorunluluğu vardır.
Somut olayda, bozmaya uyulmuş ise de bozma gereğinin yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.
Yapılması gereken iş, öncelikle davacıya davası açıklattırılmalı, işverenin kim olduğu, davacının kimlerle ve ne kadar süre çalıştığı yönünden beyanına başvurularak bu kişilerin tespiti ile ifadelerine başvurulmalı, bozma sonrası dinlenen tanıklardan ...’in ifadesinde, davacının kendisine ait ... Yakacık’ta bulunan geri dönüşüm işyerinde çalıştığını beyan ettiği, aynı şekilde tanık ...’nın davacı ile birlikte ... Yakacık’ta ...’in yanında çalıştıklarını, ...’in Belediyeden ihale ile iş aldığına yönelik beyanda bulunduğu nazara alındığında, tanık ...’e ait vergi kayıtları getirtilmeli, Belediye’den ihale ile iş alıp almadığı araştırılmalı varsa bünyelerinde bilgi belge olup olmadığı sorulmalı, ... işyerine dava konusu dönemde komşu olan işyerleri kolluk araştırması yapılarak tespit edilmeli, işyerinin faaliyetini bilen tanıklar resen araştırılmalı ve tespit edilen tanıklar yöntemince dinlenmeli, böylelikle çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmelidir.
Mahkemece eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, 24/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.