1. Hukuk Dairesi 2019/2259 E. , 2019/4079 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TENKİS - VASİYETNAMENİN TENFİZİ
Taraflar arasında görülen tenkis, vasiyetnamenin tenfizi davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen tenkis istekli davaların reddine, birleştirilen vasiyetnamenin tenfizi istemli davanın ise kabulüne ilişkin olarak verilen karar ... ve arkadaşları tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25.06.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ve davacı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... ve davalı ... vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR-
Asıl ve birleştirilen 2001/7 esas sayılı davalar; tenkis, birleştirilen 2004/359 esas sayılı dava; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ile saklı payları oranında tescil, mümkün olmazsa tenkis, birleştirilen 2012/732 esas sayılı dava ise; vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir.Davacı ... asıl davada; mirasbırakanı ..."in 24.01.2000 tarihinde öldüğünü, sağlığında 06.05.1999 tarihinde düzenlediği resmi vasiyetname ile, saklı payını ihlal edecek şekilde davalılar yararına kazandırmada bulunduğunu, bu nedenle vasiyetname ile yapılan temliklerin tenkisi ile adına tesciline karar verilmesini, mümkün olmazsa hesaplanacak tenkis bedelinin yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, aleyhine açılan davaların reddini savunmuştur.Davacılar ... ve arkadaşları 2001/7 esas sayılı davada; mirasbırakan Mücevher’in yaptığı vasiyetname ile saklı paylarını ihlal ettiğini ileri sürerek tenkise karar verilmesini istemişler, 2004/359 esas sayılı davada ise; mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufu yanında bir kısım taşınmazlarını da muvazaalı olarak davalılara devrettiğini, kendilerinden mal kaçırmak amacıyla bu işlemlerin yapıldığını ileri sürerek, saklı payları oranında iptal ve tescile, mümkün olmazsa tenkise hükmedilmesini talep etmişler, aleyhlerine açılan davaların reddini savunmuşlardır.Davacı ... açtığı 2012/732 esas sayılı davada, ... 2. Noterliği’nin 06.05.1999 tarih ve 6061 yev no’lu vasiyetnamesinin tenfizini istemiş, aleyhine açılan davaların reddini savunmuştur.Davalı ..., mirasbırakan tarafından tasarruf nisabının aşılmadığını bildirip, davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.Mahkemece, yapılan yargılama sonunda asıl dava ile birleştirilen 2001/7 esas sayılı davanın kabulüne, birleştirilen 2004/359 esas sayılı davanın ise reddine ilişkin olarak verilen karar, Yargıtay 16. Hukuk Dairesi tarafından özetle; denetime elverişli tenkis hesaplaması yapılarak sonuca gidilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde asıl ve birleştirilen 2001/7 esas ile 2004/359 esas sayılı davaların reddine, birleştirilen vasiyetnamenin tenfizi istemli davanın ise kabulüne karar verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, birleştirilen 2004/359 esas sayılı davada, mirasbırakanın mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak temlikler yaptığı iddia edilerek saklı pay oranında iptal ve tescil istenmiştir. Muris muvazaasına dayalı davalarda mirasçılar tarafından miras payı oranında tescil istenebileceği gibi saklı pay oranında tescil istenmesi de mümkün olup, ‘’ çoğun içinde az da vardır ‘’ ilkesi gereğince mahkeme tarafların talep sonuçları ile bağlıdır.Eldeki davada, mirasbırakan oğlu ...’i mirasından ıskat etmiştir. Ne var ki, mirasbırakanın ölüm tarihi gözetildiğinde uygulanacak olan 743 sayılı Medeni Yasa’nın 458. maddesi uyarınca ... mirasçıları olan ... ve kardeşlerinin mahfuz hisselerini isteme olanakları bulunduğundan muris muvazaasına dayalı saklı payları oranında iptal ve tescil talepleri dinlenmeli, bu isteğin reddi halinde terditli talep olan tenkis yönünden bir inceleme yapılmalıdır.O halde, tenkis istemli davaları da etkileyeceği gözetilerek birleştirilen 2004/359 esas sayılı davada muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı iptal ve saklı payları oranında tescil isteği yönünden inceleme yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Kabule göre de; hükme esas alınan tenkis raporu doğru değildir. Şöyle ki,
1- Aktif tereke ile net tereke kavramları karıştırılarak sadece mirasbırakanın kazandırma dışı terekesi net tereke olarak tespit edilmiştir.
2- Saklı paylı davalı mirasçının saklı payına kadar tenkise karar verilebileceği yanlış biçimde değerlendirilerek, kazandırma yapılan miktardan tespit edilen saklı pay çıkarılarak artan miktarların toplanması ile bulunan bu değerin mirasbırakanın tasarruf nisabı içerisinde kaldığı şeklindeki yorum ile saklı paylara el atılmadığı şeklinde karar verilmesi isabetsizdir.
3- ... mirasçılarına yapılan bir kazandırma olmamasına rağmen ( sadece ...’e bir parça taşınmaz vasiyet edildiği ) yanılgılı değerlendirme ile saklı paylarının ihlal edilip edilmediği noktasında hesaplama yapılmamıştır.
4- Bir kısım taşınmazların değerlerinin ayrı ayrı gösterilmediği, denetime elverişli şekilde hangi bilirkişi raporuna üstünlük tanındığı ( inşaat + ziraat ) açıklanmadan sonuca gidildiği anlaşılmıştır.Taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli şekilde yeniden tenkis hesaplaması konusunda bilirkişi raporu aldırılarak sonuca gidilmesi gerektiği açıktır.
Davacı ... ile davacılar ... ve arkadaşlarının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacı ... vekili vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.