Esas No: 2018/7389
Karar No: 2022/2075
Karar Tarihi: 31.03.2022
Danıştay 4. Daire 2018/7389 Esas 2022/2075 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/7389 E. , 2022/2075 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/7389
Karar No : 2022/2075
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, kanuni temsilci sıfatıyla ... İthalat Sanayi Tic. ve Ltd. Şti.'nin vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen ... tarih ve .., ... sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; asıl borçlu davacı şirket adına yapılan tarhiyatlara ilişkin tebligatın usulüne aykırı olarak 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca gerçekleştirildiği, dolayısıyla vergi borçlarının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 114. maddesinde öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresi geçirilerek zamanaşımına uğradığı anlaşıldığından, zamanaşımına uğrayan cezalı tarhiyatlara istinaden davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının dava konusu ... tarih ve ... sayılı ödeme emri ile ... sayılı ödeme emrinin 2007/8,9 dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi dışında kalan kısımlarının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek istinaf başvurusunun bu kısmının reddine karar verilmiştir. Kararın dava konusu ... tarih ve ... sayılı ödeme emrinin 2007/8,9 dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin kısmı yönünden; dava dosyasına 2007/8,9 dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri için düzenlenen vergi/ceza ihbarnamelerinin tebliğ alındısının sunulmadığı, dolayısıyla söz konusu cezalı vergilerin tarh zamanaşımı süresi içinde mükellefe tebliğ edildiğinin davalı idarece ispatlanamadığı anlaşıldığından, davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen söz konusu ödeme emrinin belirtilen kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle, dava konusu ... tarih ve ... sayılı ödeme emri ile ... sayılı ödeme emrinin 2007/8,9 dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi dışında kalan kısmının iptaline ilişkin hüküm fıkrasına davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine, dava konusu ... tarih ve ... sayılı ödeme emrinin 2007/8,9 dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin iptaline ilişkin hüküm fıkrasına davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunun ise belirtilen gerekçe ile reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, kararın aleyhe olan hüküm fıkralarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 31/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve bunlara bağlı alacakların, kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı hüküm altına alınmıştır.
Yasa kuralına göre, kanuni temsilcilerin şirket borçlarından dolayı sorumlu tutulabilmesi için, usulüne uygun olarak takip edilmesine rağmen amme alacağının asıl borçlu şirketten tahsil edilememiş veya tahsil edilemeyeceğinin ortaya konulmuş olması ve adına kanuni temsilci sıfatıyla ödeme emri düzenlenen kişilerin, amme alacağının vergilendirme, beyan ve vade tarihlerinde kanuni temsilci olarak görev yapmış olmaları gereklidir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının asıl borçlu tüzel kişilikten tahsil edilemeyen vergi borcu nedeniyle kanuni temsilci sıfatıyla takip edildiği ve davacının da ödeme emri içeriği amme alacağının ilgili olduğu dönemde kanuni temsilci olduğu taraflar arasında ihtilafsızdır.
Uyuşmazlıkta her ne kadar Bölge İdare Mahkemesince ... tarih ve ... sayılı ödeme emri içeriği 2007/8 ve 9 dönemlerine ilişkin ihbarnamelerin dosyaya sunulmadığı ve dava konusu ödeme emri içeriği vergi borçlarının usulüne uygun olarak kesinleştiğinin davalı idare tarafından ortaya konulamadığı bu nedenle dava konusu kamu alacağının zamanaşımına uğradığı gerekçesine yer verilmiş ise de, kanuni temsilci adına düzenlenen ödeme emirlerine ilişkin ihtilafın incelenmesi aşamasında ancak bir önceki işlem olan şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin hukuka uygun olup olmadığının incelenebileceği asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen ihbarnameye gidilemeyeceği hususu hem işlem teorisi hem yerleşik yargı kararları çerçevesinde açıktır.
Buna göre, dava konusu ödeme emirlerinin dayanağı şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin yasada öngörülen şekliyle tebliğ edilip edilmediği ve asıl borçlu şirket hakkında malvarlığı araştırmasının usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı incelenerek davacının kanuni temsilci olarak sorumluluğunun değerlendirilmesi gerekir.
Açıklanan nedenle, davalı idarenin temyiz istemi kabul edilerek Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.