Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2019/10867
Karar No: 2022/1750
Karar Tarihi: 31.03.2022

Danıştay 10. Daire 2019/10867 Esas 2022/1750 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/10867 E.  ,  2022/1750 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2019/10867
    Karar No : 2022/1750

    KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
    İSTEYEN (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü / ANKARA
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN_KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 06/03/2019 tarih ve E:2014/5186, K:2019/1842 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı tarafından, mülkiyeti kendisine ait olan … plakalı araçla kaçak orman emvali nakledildiğinden bahisle, söz konusu aracın ruhsatına şerh konulması nedeniyle uğradığı ileri sürülen zararın karşılığı olarak 150.000,00 TL maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, tazminat isteminin, aracın ruhsatına şerh konulduğu süre içerisinde satılamaması, ticari faaliyette bulunulamaması ve K3 belgesinin iptal edilmesine dayandırıldığı görülmekle birlikte; davacının aracına şerh konulmamış olsaydı veya K3 belgesi iptal edilmemiş olsaydı dahi aracını satıp satmayacağının, ticari faaliyetini nasıl ve ne kadar ücretle yapacağının ve bu faaliyet sonucunda ne kadar kazanç sağlayacağının tespitinin hukuken mümkün olmadığı, dolayısıyla varsayımdan hareketle oluşmuş bir maddi zarardan söz edilmesine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
    Daire kararının özeti: Davacının temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onuncu Dairesince, temyize konu karar hukuk ve usule uygun bulunmuş ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

    KARAR_DÜZELTME
    TALEP_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, karar düzeltme istemine konu onama kararında herhangi bir gerekçeye yer verilmediği, ayrıca söz konusu kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının davalı idare lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin kısmının düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
    Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesinin 06/03/2019 tarih ve E:2014/5186, K:2019/1842 sayılı kararı kaldırılarak, uyuşmazlık yeniden incelendi:

    A) Temyiz İstemine Konu Mahkeme Kararının, Davanın Reddine İlişkin Kısmının İncelenmesi

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Diğer yandan, Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, herkes, yargı organlarına davacı ve davalı olarak başvurabilme ve bunun doğal sonucu olarak da iddia, savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir. Anılan maddeyle güvence altına alınan hak arama özgürlüğü, kendisi bir temel hak niteliği taşımasının ötesinde, diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden birisidir. Bu bağlamda Anayasa’nın, bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılmasını ifade eden 141. maddesinin de, hak arama hürriyetinin kapsamının belirlenmesinde gözetilmesi gerektiği açıktır. Ancak, gerekçeli karar hakkı, yargılamada ileri sürülen tüm iddialara ayrıntılı şekilde yanıt verilmesi gerektiği anlamına gelmediği gibi gerekçe gösterme zorunluluğunun kapsamı da kararın niteliğine göre değişebilir. (Ramazan Şahin Başvurusu, B. No: 2018/36718, 27. paragraf)
    Bununla birlikte, temyiz mercilerinin kararlarının tamamen gerekçeli olması zorunlu değildir. Temyiz mercinin, yargılamayı yapan mahkemenin kararıyla aynı fikirde olması ve bunu ya aynı gerekçeyi kullanarak ya da basit bir atıfla kararına yansıtması yeterlidir. Burada önemli olan husus, temyiz mercinin bir şekilde temyizde dile getirilmiş ana unsurları incelediğini, derece mahkemesinin kararını inceleyerek onadığını ya da bozduğunu göstermesidir. (Yasemin Ekşi Başvurusu, B. No: 2013/5486, 57.paragraf), (benzer yöndeki AİHM kararı, Garcia Ruiz /İspanya, B.No. 30544/96, 21/1/1996, 28. paragraf).
    Bu kapsamda yapılan değerlendirmede, temyizen incelenen kararın davanın reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, kararın aynen onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

    B) Temyiz İstemine Konu Mahkeme Kararının, Vekalet Ücretine İlişkin Kısmının İncelenmesi:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    İLGİLİ MEVZUAT:
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştay'ın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
    28/12/2013 tarih ve 28865 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve Mahkeme kararı tarihi itibariyle uyuşmazlığa uygulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret" başlıklı 12. maddesinde; "(1)Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez" hükmüne yer verilmiştir.
    Aynı Tarifenin "Manevi tazminat davalarında ücret" başlıklı 10. maddesinde ise " (1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir." düzenlemesi yer almaktadır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Dava, 150.000,00 TL maddi tazminat ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesince, davanın reddine ve reddedilen maddi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 14.200,00 TL vekâlet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine karar verildiği görülmektedir.
    Maddi tazminat talebiyle açılan davalarda, kabul edilen tazminat miktarının önemli kısmının vekalet ücreti olarak davalı idareye ödenmesi, açılan tazminat davasını davacı açısından anlamsız hale getirmekte, bazı olaylarda ise, davacının dava açılmadan önceki durumundan daha kötü bir duruma girmesine neden olmakta, bu durum, gerek Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararlarında gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında mahkemeye erişim hakkının ihlali olarak değerlendirilmektedir. Tümden ret ya da kısmen kabul, kısmen ret ile sonuçlanan maddi tazminat davalarında, taraflar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin, kişilerin hak arama özgürlüğü kapsamındaki mahkemeye erişim hakkını ihlal etmeden ne şekilde hesaplanacağı konusunda Tarifenin 10. maddesinin 2. ve 3. fıkralarına paralel bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle, reddedilen maddi tazminatın Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceğine ilişkin Tarife hükmünün ihmal edilmesi, hakkaniyete daha uygun olacaktır.
    Yukarıda yer alan açıklamalar uyarınca, İdare Mahkemesince, tamamı reddedilen maddi tazminat istemi yönünden davalı idare lehine nispi vekâlet ücreti hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
    Bu durumda, reddedilen maddi tazminat yönünden davalı idare lehine Mahkeme kararı tarihi itibarıyla yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 750,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, Mahkeme kararının hüküm fıkrasında yer alan "14.200,00 TL vekalet ücretinin" ibaresinin "750,00 TL vekalet ücretinin" şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının esasa ilişkin temyiz isteminin REDDİNE,
    2. Davacının aleyhine hükmedilen vekalet ücreti yönünden temyiz isteminin KABULÜNE,
    3. ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtildiği şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 31/03/2022 tarihinde esas yönünden oy birliğiyle, vekalet ücreti yönünden oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.


    (X)-KARŞI OY :
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin yargılama giderleri konusunda yollamada bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinde, avukatlık ücretinin yargılama giderlerine dahil olduğu, 326. maddesinde ise, avukatlık ücretinin de aralarında bulunduğu yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği hükmü yer almaktadır.
    Vekalet ücreti yargılama giderlerinden olup vekalet ücreti hakkında esas hükümle birlikte karar verilmesi gerekmektedir. Her ne kadar davalı idare lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği açık olsa da, bu durum 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde sayılan yeniden yargılamayı gerektirmeyen maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklardan olmadığından ve yeniden yapılacak yargılama sonucunda İdare Mahkemesince hüküm verilmesi gereken bir konu olduğundan, bu yönden davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bu kısmının, Mahkemece yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi