16. Hukuk Dairesi 2016/13622 E. , 2019/6720 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İli Merkez İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 134 ada 6 parsel ve 135 ada 12 parsel sayılı taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ve müşterekleri, çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği, paylaştırma yapılmadığı ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak tapu iptali ve adlarına payları oranında tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davalı tarafın dayandığı senetlere itibar edilerek, dava konusu taşınmazların, tarafların müşterek murisi ..."ın sağlığında yaptığı paylaşım ile davalıya isabet ettiği gerekçesiyle, yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Davacı ... ve müşterekleri, çekişmeli taşınmazların tarafların müşterek murisi ..."dan intikal ettiğini, miras bırakanın sağlığında taşınmazları paylaştırmadığını ve kök muris ... öldükten sonra da mirasçıları arasında taksim edilmediğini ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescili istemi ile dava açmışlar; davalı ise, çekişmeli taşınmazların, müşterek muris ... tarafından sağlığında mirasçıları arasında paylaştırıldığını ileri sürerek 06.02.1994 ve 13.03.2006 tarihli senetlere dayanmıştır. Şu halde, çekişmeli taşınmazların müşterek muris ...’den intikal ettiği hususunda, taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, muris ...’in sağlığında, dava konusu taşınmazların paylaştırılıp paylaştırılmadığı, paylaşım mevcut ise çekişmeli taşınmazların kime isabet ettiği ve zilyetliğin devredilip devredilmediği noktasında toplanmaktadır. Ne var ki mahkemece, davalının dayandığı 06.02.1994 ve 13.03.2006 tarihli senetler mahallinde yöntemince uygulanıp kapsamı belirlenmemiş, tüm senet tanıkları dinlenerek ayrıntılı beyanları alınmamış, taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin ne zamandan beri kim tarafından ve hangi hukuki nedene dayalı olarak sürdürüldüğü, somut olarak ortaya konulmaksızın karar verilmiştir.
Hal böyle olunca; sağlıklı sonuca ulaşabilmek için, mahkemece mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve tüm senet tanıklarının katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında öncelikle davalı tarafın dayandığı senetlerde yazılı sınır yerleri bilirkişi ve tanıklara tek tek okunmak suretiyle mahalline uygulanmalı, mahalli bilirkişiler, senet tanıkları ve taraf tanıklarının gösterdiği sınırlar fen bilirkişisine işaretlettirilmeli ve bu şekilde senetlerin kapsamı kesin olarak belirlenmeli; dinlenecek yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve senet tanıklarından, öncesinde müşterek muris ..."e ait olduğu ihtilaf konusu olmayan taşınmazların, murisin sağlığında paylaştırılıp paylaştırılmadığı, paylaştırılmış ise hangi taşınmazın kime isabet ettiği, paylaşımdan sonra zilyetliğin kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğü hususlarında maddi olaylara dayalı olarak bilgi alınmalı, davalının dayandığı senetlerden 13.03.2006 tarihli senet içeriğinin müşterek murisin mirasçılarından ... ile davalı arasında yapılan hibeye ilişkin olması nedeniyle, taşınmazın ..."a ne şekilde kaldığı özellikle irdelenmeli, bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, tanık beyanları ile yerel bilirkişilerin beyanları çeliştiği takdirde yüzleştirme yapılarak çelişki giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden, yapılan keşif ve uygulamayı izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye ve senet kapsamını göstermeye imkan verecek şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, diğer yandan karar tarihinden sonra davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen evraklardan, 13.03.2006 tarihli senetle ilgili olarak özel belgede sahtecilik suçuna yönelik olarak Asliye Ceza Mahkemesine dava açıldığının anlaşılmasına göre, ilgili dosya getirtilerek değerlendirilmeli, bundan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,
yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.