Esas No: 2016/779
Karar No: 2022/1372
Karar Tarihi: 31.03.2022
Danıştay 13. Daire 2016/779 Esas 2022/1372 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2016/779 E. , 2022/1372 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2016/779
Karar No:2022/1372
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … İletişim Hizmetleri A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Yetkilendirme Yönetmeliği'nin 19. maddesinin 1. fıkrasının (y) bendine aykırı olarak birbirinden bağımsız ve farklı zamanlardaki fiillerin birincisinde CLI (arayan hat bilgisi) bilgisinin eksik, ikincisinde ise yurtdışından gelen çağrılarda acil yardım çağrı hizmetlerine ait numaralar ile oluşturulduğundan bahisle CLI'a ilişkin yükümlüklerini yerine getirmeyen davacı şirket hakkında, Telekomünikasyon Kurumu Tarafından İşletmecilere Uygulanacak İdari Para Cezaları ile Diğer Müeyyide ve Tedbirler Hakkında Yönetmelik'in 34. maddesi uyarınca 2010 yılı net satışlarının %0,08'i (onbinde sekiz) oranında idari para cezası uygulanması ilişkin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararının 9. maddesinin (ii) bendinin ve bu karar uyarınca tesis edilen 96.434,41-TL tutarlı idari para cezası karar tutanağının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 03/11/2011, 01/02/2011, 19/10/2011 tarihli şikâyetleri ile, vatandaşları dolandırmak isteyen bazı kişilerin kendisini polis olarak tanıtarak kontör talep ettiği, inandırıcılığını arttırmak için de telefonlarını sesli yanıt sistemi ile hizmet veren Emniyet hatlarına yönlendirdiğinin bildirildiği, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün 25/10/2011 tarihli yazısında, 155 Polis İmdat telefon kayıtları incelendiğinde, vatandaşların cep telefonlarına gelen aramalarda telefon ekranında 155 Polis İmdat telefon numaralarının görüldüğü ve arayanların kendisini polis olarak tanıtarak şahsi bilgilerini istemek suretiyle dolandırıcılık yapmaya çalıştıklarının tespit edildiği, ayrıca … İletişim Hizmetleri A.Ş. tarafından Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gönderilen cevabî yazıda; bu tür çağrıların yurtdışı kaynaklı olduğu ve davalı idareden lisans almış taşıyıcılar üzerinden şebekelere teslim edildiğinin anlaşıldığının bildirildiği, … A.Ş.'nin 28/11/2011 tarihli şikâyetinde ise CDR bilgilerinde yapılan sorgulamalarda, kurumsal müşterilerine tahsisli olan 444'lü numaraların A numarası alanında numaranın başına alan kodu ekli bir şekilde (…) kullanılarak müşterilerine tahsisli numaralara doğru çok sayıda arama yapıldığı ve 4440933 numarasının tahsisli olduğu müşterilerinin bu aramalar nedeniyle mağdur edildiği; A numarası bilgisinin davacı şirket tarafından 444, C, CE şeklinde gönderildiğinin anlaşıldığı, Sabit Telefon Hizmeti işletmecileri tarafından mevzuata aykırı olarak gerçekleştirilen aramaların müşterilerini mağdur ettiği, 444'lü numaralara ilişkin güvenilirliğin yitirilmesine sebep olarak bu numaraların marka değerine zarar verdiği, ayrıca müşterilerine tahsisli numaraların kötü niyetli kişiler tarafından sahtekarlık amacıyla kullanımının önünü açtığının bildirilmesi nedeniyle konuyla ilgili olarak davalı idarece yapılan inceleme neticesinde; CLI'a ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediği tespit edilen davacı hakkında dava konusu Kurul kararına istinaden idari para cezası düzenlendiği, bunun üzerine bakılan davanın açıldığı;
5809 sayılı Kanun'un 60. maddesi ve Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Yetkilendirme Yönetmeliği'nin 19. maddesinin 1. fıkrasının (y) bendi uyarınca, davalı idarenin işletmecilerin mevzuata aykırı fiilinin tespit edilmesi durumunda işletmecilere bir önceki takvim yılındaki net satışlarının yüzde üçüne kadar idarî para cezası uygulamakla yetkili olduğu, işletmecilerin CLI'yı yanlış ve yanıltıcı bir biçimde oluşturmamakla yükümlü olduğu, yurtdışından gelen çağrılarda CLI bilgisi olarak acil yardım çağrı hizmetlerine ait numara kullanılamayacağı; bu kapsamda davacı şirketin CLI bilgisini boş, eksik ve yanlış veya yanıltıcı bir biçimde kullanmaması için kendi alt yapısı kapsamında her türlü tedbiri alması gerektiği hâlde, şebekesi üzerinden CLI'sı "155" olan çağrıların geçtiği ve Türk Telekom'un müşterilerine tahsisli 444'lü numaların başına alan kodu eklenilerek kullanıldığı, bu çağrıların da ya yurtdışı bir operatörden veya kendi müşterilerinden teslim alındığının tespit edildiği, işletmecilerin de CLI'yı doğru şekilde oluşturmakla yükümlü oldukları açık olduğu dikkate alındığında, bahsedilen yükümlülüğü yerine getirmeyen davacıya bu kapsamda 2010 yılı net satışlarının %0,08'i oranında idari para cezası uygulanmasına ilişkin dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemler hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 09/06/2011 tarih ve 27959 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanan Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Yetkilendirme Yönetmeliği'nin 19. maddesinde yapılan değişiklik ile getirilen yükümlülüklerin Resmî Gazete'de yayımlandığı tarihte yürürlüğe girmesinin öngörüldüğü, anılan Yönetmelik hükmünün yerine getirilmesi için işletmecilere süre tanınmadığı, sistem değişikliğinin derhal yapılmasının mümkün olmadığı, Mahkemece bu hususun değerlendirilmediği, dava konusu cezanın sebebinin davalı idarenin sektörün gerçeklerine aykırı kararları olduğu, dava konusu işlemin sebep unsuru yönünden sakat olduğu, davalı idarece her türlü aksaklıkta idari para cezası uygulama yoluna gidilmesin de hukuka uygunluk bulunmadığı, idari işlemle varılmak istenen amaç dikkate alındığında, davalı idare tarafından ölçülülük ilkesine uyulmadan ceza verildiği, lehe olan düzenlemelerin geçmişe yürüyeceği ilkesi gereğince Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu İdari Yaptırımlar Yönetmeliği'nin 6. maddesinde belirtilen lehe düzenlemenin Mahkemece re'sen araştırılarak dikkate alınması gerekirken davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, işletmecilerin CLI bilgisini boş, eksik ve başta 155 gibi acil yardım çağrı numaraları olacak şekilde yanlış veya yanıltıcı bir biçimde kullanılmaması için kendi alt yapıları kapsamında her türlü tedbiri almalarının gerektiği, özellikle güvenlik birimlerine ait numaraların yanlış ve yanıltıcı bir şekilde CLI kullanılmasına kesinlikle müsaade edilmemesinin gerektiği, idari para cezasının sebebinin sektörün gerçeklerine aykırı kararları olduğu iddiasının gerçek dışı olduğu, işletmecilere CLI konusunda getirilen yükümlülüğün 09/06/2011 tarihinde Yönetmelikte yapılan değişiklikten önce 13/04/2011 tarihli Kurul kararı ile getirildiği, söz konusu Yönetmelik yürürlüğe girdiği tarihte davacının zaten Kurul kararı gereği söz konusu yükümlülükleri yerine getirmeye başlamasının gerektiği, dava konusu Kurul kararında işlemin gerekçesine yer verildiği ve konuyla ilgili yazışmalar davacı ile Kurumları arasında gerçekleştiğinden, davacının söz konusu durumu bilmediğini iddia edemeyeceği, dava konusu işlemin sebep unsuru yönünden hukuka uygun olduğu, dava konusu işlemin ölçülülük ilkesi çerçevesinde verildiği, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu İdari Yaptırımlar Yönetmeliği'nin ile getirilen düzenleme incelendiğinde, işletmeciye %0,08 (onbinde sekiz) oranında idari para cezası uygulandığı göz önüne alındığında, idari işlemin ihlâl dikkate alınarak belirlediğinin anlaşıldığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 31/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.