Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Anonim şirketlerde hisse senedi çıkarılması zorunluluğu yoktur. Eğer çıkarılmış ise payı temsil için çıkarılan pay senetleri hamiline veya nama yazılı olur. Bunlar kıymetli evrak niteliğinde olduğundan, ortağın kişisel alacaklılarının talebi üzerine, icra müdürü tarafından İİK.nun menkul mallarla ilgili haciz ve muhafaza hükümlerini düzenleyen 88. maddesine göre bu senetlere fiilen el konulması "ile haciz gerçekleşir. Bu şekilde haczedilen pay senedi karşılığında borçlu ortağa ödenecek "kar payı"da  haczedilebilir. Hisse senedi çıkarılmamış ise A.Ş. deki borçlu hisesesi İİK.nun 94. maddesine göre haczedilebilir.  Bir başka anlatımla borçlunun A.Ş. te hissesi var ve fakat payı temsil eden hisse senetleri çıkarılmamış ise İİK.nun 94. maddesi gereğince yine kişisel alacaklıların talebi ile hisse haczi yapılabilir. (TTK.145/2) Bu haciz, borçlunun payının haczedildiği icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak gerçekleştirilir. Pay defterine işlenir ve tapu siciline bildirilir.
Somut olayda  alacaklı vekili 20.3.2008 tarihli haciz talebinde borçlunun hissesinin bulunduğu .....Reasurans A.Ş.nin hisse senetlerinin kıymetli evraka bağlanmış olması halinde İİK.nun 88. maddesi gereğince fiilen haczini ve icra kasasına  alınmasını, kıymetli evraka bağlanmamış ise İİK.nun 94. maddesi gereğince mahallinde pay defterine işlenmek suretiyle haczini talep etmiştir. Aynı tarihli haciz zaptında 3. şahıs A.Ş. yetkilisi A.G.şirketin basılı hisse senetlerinin bulunduğunu bunların "şirketin mali müşavirlik bürosunda veya onların muhafaza ettiği yerde olduğunu belirtmiş olup, dosya içinde bulunan A.Ş.nin ana sözleşmesi 6. maddesinden hisse  senetlerinin nama yazılı olduğu 23 Ekim 2007 tarihli ticaret sicil gazetesinden ise muhtelif tertipte çıkarılan hisse senetlerinin daha önce ortaklara dağıtıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda A.Ş.teki borçlu hissesinin haczinin,  menkul haczi koşullarında İİK.nun 88. maddesine göre gerçekleştirilmesi gerektiği halde hisse senedi  çıkarılmamış gibi İİK. 94. maddesi  koşullarında gerçekleştirilmesi usulsüzdür. Şikayetin bu nedenle kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.