Nitelikli zimmet - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2012/11219 Esas 2014/499 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2012/11219
Karar No: 2014/499
Karar Tarihi: 16.01.2014

Nitelikli zimmet - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2012/11219 Esas 2014/499 Karar Sayılı İlamı

5. Ceza Dairesi         2012/11219 E.  ,  2014/499 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 5 - 2012/183077
    MAHKEMESİ : Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 11/05/2010
    NUMARASI : 2005/435 Esas, 2010/106 Karar
    SUÇ : Nitelikli zimmet

    Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
    Suçtan zarar gören ve kovuşturma aşamasında duruşmadan haberdar edilmeyen şikayetçi Hazine vekilinin katılma talebinin 3628 sayılı Kanunun 17 ve 18. maddeleri ile CMK"nın 237/2, 260. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak kabulü ile dosyanın esastan incelenmesine, hükmolunan ceza miktarı itibariyle koşulları bulunmadığı gibi sanık Nurşen müdafiin isteminin süresinden de sonra olduğu anlaşılmakla duruşma isteminin CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddi ile incelemenin duruşmasız olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    Bir kısım eylemlerin basit zimmet olarak kabulü isabetli ise de; ilgililerinin yerine imza atmak ve yanıltarak ortaklara senetleri imzalatmak suretiyle hileli davranışlarla gerçekleştirilen mal edinme eylemlerinin nitelikli zimmet vasfında bulunduğu, ilgililerinin yerine imza atmak fiillerinin ve borç senetlerini katılanlara bilgileri dışında imzalatmak suretiyle hukuka aykırı şekilde ele geçirip hukuki sonuç doğuracak biçimde doldurup kullanma eylemlerinin de 5237 sayılı TCK"nın 209/2. maddesi yollamasıyla aynı Yasanın 204/2. maddesinde düzenlenen zincirleme resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu nazara alınıp, sanıklar lehine olduğu kabul edilen 5237 sayılı TCK"nın 212. maddesindeki "sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur” şeklindeki düzenleme nedeniyle, bu suçtan da mahkumiyet hükmü kurularak sonucuna göre lehe kanunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlarla aynı Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrasındaki "suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur" şeklindeki yasal düzenlemeler ile dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, olayın oluş şekli ve süresi, suç sayısı, suçların ağırlığı, sanıkların kişiliği ve suçu sürdürmedeki ısrarlı tutumları gözönüne alınarak temel ceza ve zincirleme suç nedeniyle yapılacak artırımın hak ve nesafete uygun bir şekilde belirlenmesi gerekirken, 5237 sayılı TCK"nın 3/1. maddesindeki orantılılık ilkesine aykırı olacak şekilde takdirde hataya düşülerek temel cezanın alt sınırdan belirlenmesi ve aynı Yasanın 43. maddesi gereğince asgari oranda artırım yapılması suretiyle hükümler kurulması,
    Suçun 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesi nedeniyle sanıklar hakkında 53/5. madde gereğince cezasının infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar sadece bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden anılan maddenin (d) bendini de kapsar şekilde hak yoksunluğuna hükmolunması,
    Kanuna aykırı, katılanlar vekillerinin ve sanıklar müdafiilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.