13. Hukuk Dairesi 2017/4033 E. , 2017/4696 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının inşa ettiği ... ili ... ilçesinde bulunan “... Sitesi” adlı sitede kat maliki olduğunu, dairesinin C bloğun en üst katında yer aldığını ve yağmurlu havalarda çatı kısmında ve pencerelerde su sızıntılarının olduğunu, sonradan ortaya çıkan gizli ayıp niteliğinde bulunan bu durumun dairesine zarar verdiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, ayıplı iş bedeli olarak, şimdilik 2.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş; 22/10/2014 havale tarihli ıslah dilekçesiyle ise, talebini ayıp oranında bedel indirimi olarak değiştirerek, 22.490,00 TL maddi ve 5.000TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının ayıp oranında bedel indirimi talebinin kabulü ile, 22.490,00 TL’nin (2.000,00 TL"sinin dava tarihinden, kalan kısmının ise ıslah tarihi olan 22/10/2014 tarihinden işleyecek) avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 1.500,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca, 4077 sayılı TKHK’nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan Borçlar Kanunu’nun 198. maddesi (TBK 223.md) uygulanacaktır. Borçlar Kanunu’nun 198. maddesine göre, “Alıcı kabz ettiği satılanın halini örf ve adete göre imkan hasıl olur olmaz muayene etmek borcu ile mükellef olup satılanda satıcının tekeffül altında olan bir ayıp gördüğü zaman bunu derhal satıcıya ihbar etmesi lazım gelir. Bunu ihmal ettiği halde satılanı kabul etmiş sayılır. Meğerki satılanda adı bir muayene ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunsun. Bu kabilden bir ayıp sonradan meydana çıkarsa derhal satıcıya ihbar edilmelidir. Aksi takdirde, satılan bu ayıp ile beraber kabul edilmiş addolunur." BK’nun 198. maddesinde (TBK 223.md) öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakılacak olursa, davacının dairenin tapusunu 24.01.2011 tarihinde aldığı; dosya kapsamında alınan tanık ifadelerinden de dairedeki davaya konu problemin 2011 yılının Ekim ayında mevcut olduğu; buna rağmen ancak 11.04.2013 tarihinde tespit yaptırıldığı, başkaca usulüne uygun ihbarın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davaya konu edilen gizli ayıplar bakımından süresinde ihbar yapılmadığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
3-Borçlar Kanunu’nun 49.maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 58.maddesi) uyarınca, manevi tazminata hükmedilebilmesi için, şahsiyet hakkının hukuka aykırı bir şekilde zarara uğraması gerekir. Kişilik haklarının zarar görmediği hallerde, eylem hukuka aykırı olsa dahi manevi tazminata hükmedilmesi olanaklı değildir. Somut olayda davacının kişilik haklarının zarar gördüğü kabul edilemez. Mahkemece olayda manevi tazminat koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak manevi tazminat isteminin bütünüyle reddi gerekirken yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıdaki 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 409,68 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.