8. Hukuk Dairesi 2009/6668 E. , 2010/1646 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine, ... ve ... aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Gündoğmuş Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 06.05.2009 gün ve 12/82 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ..., kadastro çalışmalarında adına tespit edilen 124 ada 11 parselin devamında yer alan bir kısım taşınmaz bölümünün paftasında yol olarak gösterildiğini açıklayarak adına kayıtlı parsele eklenmek suretiyle tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı köy temsilcisi, davaya konu taşınmaz bölümünün davacının parseline dahil olduğunu bildirmiştir.
Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu ve nizalı taşınmaz bölümünün yol olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, teknik bilirkişinin 22.12.2008 tarihli rapor ve krokisinde B2 ile gösterilen 60,29 m2 taşınmaz bölümünün 124 ada 11 parsele eklenmek suretiyle ... ve davacı ... adına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dışı 124 ada 11 parsel, 448,10 m2 yüzölçümüyle senetsizden yirmi yılı aşkın zilyetliklerine istinaden davacı ile dava dışı ... adına paylı mülkiyet şeklinde tarla vasfı ile 24.7.2007 tarihinde tespit edilmiş, tespit maliklerinden- davacı ... askı ilan süresi içinde Kadastro Mahkemesine açtığı dava ile, adına tespit edilen parselin bir bölümünün paftasında yol olarak gösterildiğini açıklayarak bu kısmın 11 parsele eklenmesini istemiş, Gündoğmuş Kadastro Mahkemesinin 2008/28 Esas, 526 Karar ve 23.12.2008 tarihli paftasında yol olarak gösterilen dava konusu yere ilişkin görevsizlik kararı üzerine, dosya süresinde Sulh Hukuk Mahkemesine aktarılmış ve temyiz incelemesine konu esasa kaydedilmiştir. Davanın Kadastro Mahkemesinde görülen safhasında 27.10.2008 tarihinde yapılan ve hükme esas alınan keşifde yerel bilirkişi ve tanıkların uyuşmazlığa konu taşınmaz bölümünün 11 parselle bütün olarak tasarruf edildiğini, bu kısmın yol olmadığını, mevcut yolun kadastro çalışmalarında paftaya daha geniş aktarıldığını açıklamaları üzerine, yazılı şekilde karar verilmiştir. Tapu kaydı dosya arasında bulunmamakla birlikte, dava dışı 124 ada 11 parsel itirazsız kesinleşen kadastro çalışmaları sonucu davacı ile dava dışı ... adına paylı mülkiyet şeklinde tespit edilmiştir. Uyuşmazlık konusu taşınmazın 11 parselle bütün halde tespit malikleri tasarrufunda bulunduğu bildirildiğine göre, uyuşmazlık konusu taşınmaz bölümü de paylı mülkiyet hükümlerine tabi olup, koşulları oluştuğu takdirde davacı ...’in 1/2 payı oranında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken usule uygun açılmış bir dava ve isteği bulunmayan ... bakımından da tescile karar verilmiş olması HUMK.nun 74, 75 ve 76.maddelerine aykırı bulunmaktadır.
Bundan ayrı, TMK.nun 713. maddesinin 4 ve 5.fıkrası hükmüne göre, davanın konusunun mahkemece gazete ile bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla birer hafta ara ile en az üç defa ilan edilmesi ve son ilandan başlayarak 3 aylık itiraz süresinin beklenilmesi gerekmektedir. Mahkemece, öngörülen gazete ve yerel ilanlar yapılmadan tescile karar verilmiş olması da kanuna aykırıdır.
Öte yandan; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi hükmüne göre zilyetliğin bu kanunda yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilmeyen hallerde, zilyedin aynı çalışma alanı içinde kazanabileceği miktar sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçmeyecektir. Anılan hüküm gözönünde tutularak 26.07.1972 tarihinden sonra davacı adına kadastro yolu ile veya açılan dava sonunda tescil edilmiş taşınmaz veya taşınmazlar var ise bunların miktarlarının, çalışma alanlarının, tescil tarihlerinin o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünün yanı sıra Tapu Sicil Müdürlüğü ile Kadastro Müdürlüğünden de sorulup belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken mahkemece bu husus üzerinde de durulmamıştır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmiş olması isabetsizdir.
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.