Çocuğun nitelikli cinsel istismarı sanıklar - kasten yaralama suça sürüklenen çocuk - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2017/5857 Esas 2018/816 Karar Sayılı İlamı
14. Ceza Dairesi Esas No: 2017/5857 Karar No: 2018/816 Karar Tarihi: 08.02.2018
Çocuğun nitelikli cinsel istismarı sanıklar - kasten yaralama suça sürüklenen çocuk - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2017/5857 Esas 2018/816 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, suça sürüklenen çocuk ile sanıklar Arzu ve Nafiz arasında çocuğun nitelikli cinsel istismarı olayı yaşanmıştır. Mahkeme, sanıklar Arzu ve Nafiz'in beraatine, sanık ...'in çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkûmiyetine ve suça sürüklenen çocuk hakkında açıklanması geri bırakılan hüküm verilmiştir. Dosya incelenerek, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın ilgili kamu davalarına katılma hakkı olduğu ve Bakanlık vekilinin katılma iradesinin ortaya konulduğu anlaşılmıştır. Temyize konu olan hükümlerin incelenmesinde, sanık ...'in mahkûmiyetine dair hüküm tamamen delilerin usulüne uygun bir şekilde değerlendirilmediği için bozulmuştur. Kanunlar olarak, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi ve CMK'nın 5271 sayılı Kanun'un 237/2. maddesi ile 231/5. ve 231/12. maddeleri açıklanmıştır.
14. Ceza Dairesi 2017/5857 E. , 2018/816 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK : ... SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı (sanıklar), kasten yaralama (suça sürüklenen çocuk) HÜKÜM : Sanıklar Arzu ile Nafiz"in atılı suçtan beraatlerine, sanık ..."ın çocuğun nitelikli cinsel istismarı eylemi reşit olmayanla cinsel ilişki kabul edilerek şikayet yokluğu nedeniyle kamu davasının düşmesine, sanık ..."in beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkûmiyetine, suça sürüklenen çocuk hakkında müsnet suçtan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına
İlk derece mahkemesince verilen kısmen re"sen de temyize tabi hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi uyarınca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının her aşamada ilgili kamu davalarına katılma ve hükümleri temyiz etme hakkının bulunduğu, Bakanlık vekili tarafından sunulan katılma ve temyiz istemli dilekçede de açıkça katılma iradesinin ortaya konulduğu anlaşılmakla, 6284 sayılı Kanunun 20/2. maddesi de gözetilerek 5271 sayılı CMK"nın 237/2. maddesi gereğince Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının katılan ve vekilinin de Bakanlık vekili sıfatıyla davaya katılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede, suça sürüklenen çocuk hakkında kasten yaralama suçundan dolayı 5271 sayılı CMK"nın 231/5. maddesi gereğince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın aynı Kanunun 231/12. maddesi uyarınca itirazı kabil kararlardan olup temyiz yeteneğinin bulunmadığı anlaşıldığından, O Yer Cumhuriyet Savcısının anılan karara ilişkin temyiz isteminin aynı Kanunun 264. maddesi hükmüne göre itiraz niteliğinde kabul edilip gerekli karar mahallinde merciince verilmek üzere, incelemenin sanıklar haklarında kurulan hükümlere yönelik temyizlerle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanıklar Nafiz ile Arzu haklarında kurulan beraat hükümlerinin incelenmesinde; Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan, katılan Bakanlık vekili ile sanık ... müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, Sanıklar Nazif ve Abdullah haklarında kurulan mahkûmiyet ve düşme hükümlerinin temyiz incelenmesine gelince; Sanık ..."in savunmasının alınması amacıyla çıkartılan yakalama emrinin gereği yerine getirilmeksizin, daha önceden kardeşinin kimlik bilgileriyle alınan beyanı gerekçe gösterilip 5271 sayılı CMK"nın 147 ve 191. maddelerine aykırı olacak şekilde usulüne uygun sorgusu yapılmadan hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması, Sanık ..."ın mağdureyle yaklaşık altı ay birlikte yaşaması, müdafii eşliğinde "" ... evlenmeye karar verdikten sonra nüfus kaydında yaşının küçük olduğunu öğrendim"" şeklindeki 22.10.2007 tarihli kolluk beyanı ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında mağdurenin onbeş yaşından küçük olduğunu bilmemesi hayatın olağan akışına aykırı olup somut olayda TCK"nın 30. maddesinde düzenlenen hata halinin uygulanma şartlarının mevcut olmadığı gözetilerek tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, oluşa uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanık ... müdafii, katılan Bakanlık vekili ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, kısmen re"sen de temyize tabi hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.