Abaküs Yazılım
18. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9685
Karar No: 2016/6242
Karar Tarihi: 19.04.2016

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/9685 Esas 2016/6242 Karar Sayılı İlamı

18. Hukuk Dairesi         2015/9685 E.  ,  2016/6242 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Dava dilekçesinde, galle fazlası olarak davalıya yapılan 2004-2009 arasındaki yersiz ödemeler toplamı olan 3.419,73 TL nin faizi ile birlikte davalıdan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Dava dilekçesinde, davalının ...."nın galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunu, bu vakfın ..."nda 1169 ada 1, 49 ve 20 parsel sayılı taşınmazları bulunduğunu, vakfiyede bu taşınmazların gelirlerinin hayra sarf edilmesi şart kılınmasına rağmen galle fazlasının vakıf evlatlarına yersiz ödendiğini, vakfiyeye aykırı olan bu ödemenin 2012 yılında durdurulduğunu, galle fazlası olarak davalıya yapılan 2004-2009 arasındaki yersiz ödemeler toplamı olan 3.419,73 TL nin faizi ile birlikte davalıdan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın yetki yönünden reddine karar verilmiştir.
    5737 sayılı Vakıflar Kanununun 3.maddesine göre: mülhak vakıf; mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yürürlük tarihinden önce kurulmuş olan yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilmiş vakıfları, mazbut vakıf ise; bu kanun uyarınca Genel Müdürlükçe yönetilecek ve temsil edilecek vakıflar ile mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince Vakıflar Genel Müdürlüğünce yönetilen vakıfları, galle fazlası; mazbut ve mülhak vakıflarda, vakfın hayrat ve akarlarının onarımı ile vakfiyelerindeki hayrat hizmetlerin ifasından sonra kalan miktarı, intifa hakkı ise; mazbut ve mülhak vakıflarda, vakfiyelerindeki şartlara göre ilgililere bırakılmış galle fazlaları ve hakları ifade eder.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 6. maddesinde; "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri, 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre belirlenir." hükmü yer almaktadır.
    5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu"nun 7/g maddesine göre; kişilerin yerleşim yeri adreslerinin nüfus aile kütüklerinde bulunması zorunludur. Bu kanuna dayanılarak çıkartılan Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliğinin 13/1 maddesinde ise yerleşim yeri adreslerinin tutulmasında kişinin yazılı beyanının esas alınacağı hükme bağlanmıştır.
    Somut olayda davada; vakıf evladı olduğu belirtilen davalıya galle fazlası olarak 2004-2009 yılları arasında yapılan yersiz ödemelerin toplamı olan 3.419,73 TL nin faizi ile birlikte davalıdan tahsili istenilmektedir. Davadaki bu talep, davacı tarafından ödenen bedelin 9098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 77. ve devamı maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalıdan tahsiline ilişkin olup, taşınmazın aynından kaynaklanmamaktadır. Sebepsiz zenginleşmeye ilişkin hükümlerden doğan uyuşmazlıklarda yetkili mahkeme ise, usulün genel yetki kuralı kapsamında davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. (HGK."nun 26.10.1966 gün 1965/302 E.-1966/279 K.sayılı ilamı) Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yerinin .... olduğu, bu yerin ... Asliye Hukuk Mahkemesi yargı alanı içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır.
    Bu açıklamalar karşısında mahkemece; davada sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacağın tahsilinin talep edildiği ve iş bu davanın davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde açıldığı ve mahkemenin yetkili olduğu gözönünde bulundurularak, işin esasının incelenmesi gerekirken, yerinde olmayan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi