12. Hukuk Dairesi 2017/1299 E. , 2018/5652 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından, bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlu şirketin, iflas erteleme davasında tedbir kararı verildiğini ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin kabulü ile tedbir kararı gereğince takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinde; şikayetçi şirket tarafından açılan iflasın ertelenmesi davasında takip borçlusu şirket hakkında, ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 26/10/2015 tarih ve 2015/705 Esas sayılı ara kararı ile; "...iflas erteleme talebinde bulunan şirket hakkında yapılmış ve yapılacak tüm icra takipleri ile ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir uygulamalarının durdurulmasına (tedbir tarihinden önce başlatılmış takiplerin bulunduğu yerde durdurulmasına)..." şeklinde tedbir kararı verildiği görülmektedir.
Takibin, alacaklı tarafından 26/10/2015 tarihli tedbir kararından sonra 16/02/2016 tarihinde başlatıldığı, tedbir kararında ise açılmış ve açılacak tüm takiplerin durdurulmasına karar verildiği görülmüş olup, icra mahkemesince tedbir kararı yorumlanamayacağından takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi doğru değildir.
Öte yandan HMK"nun 326. maddesi gereğince; kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Kural olarak, haksız dava açan veya haksız olarak aleyhine dava açılmasına sebebiyet veren kişi, bütün yargılama giderlerinden sorumlu olacaktır. Ancak, kusuru olmaksızın hakkında dava açılan ve aleyhine hüküm verilen tarafın yargılama giderlerinden sorumlu tutulması doğru değildir.
Davada haklı çıkan tarafın, davasını vekille takip etmesi durumunda, lehine hükmedilen vekalet ücreti de, bir tür yargılama gideri olup, sorumlusu yine HMK"nun 326.maddesine ve yukarıda açıklanan kurala göre belirlenecektir.
Somut olayda, her ne kadar takip, alacaklı tarafından, mahkemece 26/10/2015 tarihinde verilen tedbir kararından sonra başlatılmış ise de, tedbir kararının alacaklıya tebliğ edildiği veya takipten önce herhangi bir şekilde tedbir kararının varlığından haberdar olduğu yönünde belge sunulmamıştır. Bu durumda, icra takibinin, tedbir kararı içeriğine aykırı olması sonucunun oluşmasında, alacaklıya atfedilebilecek bir kusur bulunmamaktadır.
O halde mahkemece, haksız olarak hakkında şikayet yoluna başvurulmasına sebebiyet vermeyen alacaklı aleyhine, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsizdir.
Bu durumda, hükmün belirtilen nedenlerle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 5. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 27/05/2016 tarih ve 2016/298 E. - 2016/541 K. sayılı kararının hüküm bölümünün (1) nolu bendinde yer alan “iptaline” sözcüğünün silinerek karar metninden çıkartılmasına, yerine “durdurulmasına” sözcüğünün yazılmasına, hüküm bölümünün (3) ve (4) nolu bentlerinin tamamının silinerek karar metninden çıkarılmasına, (3) nolu bent yerine; "yargılama giderlerinin şikayetçi üzerinde bırakılmasına, "(4) nolu bent yerine; şikayetçi lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına," cümlelerinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.